Ama biz tradutor Português
8,410 parallel translation
- Ama biz oraya mutlâka- - - Yeğenimi okuldan almam gerekiyor.
Preciso mesmo de ir buscar a minha sobrinha à escola.
- Dinle, belki oyunu daha iyi hale getirdiğini sanabilirsin ama biz internetten oynatıyoruz.
- Pode achar que melhorou o jogo, mas nós criamos jogos online.
Bunun bir bilim kurgu davası olmasını istediğini biliyorum ama biz uzayda değiliz.
Eu sei que queres que isto seja ficção científica, - mas não estamos no espaço.
Pekâlâ. Ama biz takım olarak çalışırız.
- Mas, também trabalhamos como uma equipa.
- Ama biz o karanlığı rip için buradayız. Sağ kızım dışarı!
Mas estamos aqui para tirar essa escuridão para fora dela.
Ince ı'm. Ama biz, acele bebek gerekir.
Temos de nos despachar, querida.
Ama biz bir ekibiz.
- Mas, somos uma equipa.
İşler tıkırında ama biz ne yapıyoruz?
O negócio está na fossa. E o que fazemos nós?
- Ama biz düşünmüştük ki...
- Mas pensámos...
Evet. Tamam, Vincent aslında söylemek istedi, ama biz engel olduk.
O Vincent queria dizer-te, mas, convencemo-lo a não o fazer.
Ama biz bunu istemiyoruz.
Mas, todos nós queremos isto para ti.
Evet, çok ezikçe biliyorum ama biz çok yakınızdır.
Sim, eu sei, isso é muito tótó, mas somos mesmo muito unidos.
Biraz uzaklaşmak istediğini biliyorum, ama biz kral ve kraliçeyiz.
Sei que você quer distância, mas somos Rei e Rainha.
Çok iyi insanlarsınız ama biz bunu önceden yaptık. Ne olmuş?
Vocês são muito boas pessoas, mas nós já fizemos isto.
- Seni savunması için bir Yahudi'yi mi çağırıyorsun? Vali'yi savunmak için gelmişim gibi görünebilir ama biz, insanları ve şehri kötü bir etkiden korumak için birlik olduk.
Pode parecer que estou aqui para defender o governador, mas nós unimo-nos para proteger o povo desta cidade de um contágio.
- Senin Scott ile ilgili teorin tutmadı ama biz bu fikir sayesinde Cole'un hayatındaki diğer insanları araştırdık...
A tua teoria sobre o Scott não deu em nada, mas fizemos os nossos trabalhos de casa e investigamos outras pessoas na vida do Cole.
" Ama biz, işin içindeki yüzbinlerce Sovyet askeri, diplomat, gazeteci, ve siyasi danışmanlara rağmen
"Mas raramente parávamos para pensar como é que o Afeganistão nos influenciaria, " Apesar das centenas de milhares de soldados soviéticos, diplomátas,
Ama biz aslında, onların eski düşmanlarıyla uğraşıyorduk.
Mas na verdade, nós estávamos a lidar com os seus inimigos anteriores.
Ama biz Range Rover'larımızla mağazalara gidip... kaliteli donlar alırken Bangladeş okyanus tarafından yutulmuş olacak. - Hayır.
~ Não.
Xenstar avukatları orta yol bulmak isteyecek ama biz bunu istemiyoruz.
A Xenstar quererá chegar a acordo, mas nós não queremos isso.
Eminim bu doğru değildir ama biz zaten çok göz önünde olmayacağız.
- Isso não é verdade. - Mas estaremos atrás.
- Ama biz doğru kişileriz.
- Mas somos os tipos certos.
Ama biz hiç birşey olamamış gibi normal hayatımıza devam edersek sorun olmaz.
Quando lhe respondi como sempre faço, ele ficou mais tranquilo.
Neler yapabileceğini bilmiyor olabilirsin ama biz biliyoruz.
Bem, talvez não saibas do que és capaz, mas nós sabemos.
- Teşekkür ederim ama biz "elektrik" diyorduk. - Evet.
- Obrigada, mas volta à eletricidade.
Pişmanlık duyduğum çok şey var. Ama o kadar çok büyüdü ki biz de yanında çok küçük kaldık.
Tenho muitos arrependimentos, mas aquilo cresceu tanto, e somos tão... pequenos.
Şu an bu işaretleri biz fark edemeyiz ama sen fark edebilir, değil mi?
Agora, esses sinais, nós não seríamos necessariamente capazes de reparar neles, mas, tu sim, certo?
Temel kayaları biz oluşturduk, ama ismimizi verdikleri tek bir köprü veya sokak yok.
Trabalhámos o leito rochoso no qual ela se ergue, mas não há uma só ponte, viela ou vala com o nosso nome.
- Hadi ama Jim, biz bu tipleri çok gördük.
- Ora, já vimos tipos destes. Vão e vêm.
Ama çok eğlendik biz beraber.
Mas divertimo-nos tanto juntas.
Şu anda Wuntch'ın bize kimi gönderdiğini bilemiyorum ama bir şey fark etmeyecek, çünkü biz birer aileyiz.
Não sei quem a Wuntch nos vai enviar, mas não interessa.
Ama çok erken uyuduk biz.
Mas fomos dormir tão cedo.
Biz Bayan Bean'in yüzünü yaktık ve o öldü sandık cesedi sakladık ama o ölümden döndü ve biz evdeyken 2. Chanel'i bıçakladı mı?
Que queimamos a cara da sra. Bean, que pensavamos que ela estava morta, que escondemos o seu corpo e que ela voltou à vida e apunhalou a Chanel número dois enquanto estavamos todas na casa?
Biz, özgür siyahlarla beyazların arası iyi değildir. Ama hiçbir yere gitmiyoruz.
As coisas têm estado desconfortáveis entre nós, os negros livres e os brancos, mas, não vamos a lugar nenhum.
Sen... zaten zamanda sıkışmıştın, ta ki biz tanışana kadar, ama şimdi her şey... ülkenin kaderi,
Você seria salvo, suspenso no tempo até nos conhecermos. Mas agora, tudo...
Bir plan yaptın, biz de ona uyduk ama plan bu değildi.
Fizeste um plano, nós entrámos, e não era isso.
Biz sizin teknolojinizi, paranızı alacağız, dedi - ama inancımıza karışmamalısınız.
Aceitaremos a vossa tecnologia e dinheiro, disse - mas devem deixar a nossa fé intacta.
Ama şimdi biz... biz yeniden canlı olduğumuzu düşünüyoruz ve çok mutluyuz.
Mas agora nós... pensamos que estamos vivos novamente, e estamos extremamente contentes.
Ama beni o taşlardan kurtardın. Biz bir ekibiz.
Mas salvaste-me das Gemas, somos uma equipa.
Ama biliyor musun biz yaşarken küresel ısınma kimi öldürecek?
Mas você sabe que o aquecimento global vai matar em nossa vida?
Biz içmiyoruz ama senin için güzel bir Chardonnay'imiz var.
Não bebemos, mas temos um óptimo Chardonnay para si.
Bak biz de senin tarafındayız. Ama sen de dünyadaki en sorumlu insan sayılmazsın yani. İşimizi yapmamız gerek.
Nós estamos do teu lado, mas não és muito responsável e temos de fazer o nosso trabalho.
Ama tüm telefonlarda "Arkadaşlarını bul." uygulaması vardı, biz onu bulamayınca tahmin et o şerefsiz nerede ortaya çıktı?
Mas todos temos o "Encontrar os Amigos" nos telefones, e quando não consegui localizá-la, imaginem onde é que o pequeno ponto a piscar "MAX RAGER SABIA QUE FÓRMULA CAUSAVA EPISÓDIOS VIOLENTOS, PROVAS ENTERRADAS" por Rebecca Hinton mostrou onde é que ela estava?
Onu sevdiğini kendisi fark etmeli. Bunu ona biz söyleyemeyiz.
Não vamos forçá-la a perceber que ama o Nick.
Evet, ama, biz sadece 2 Ekimdekine katıldık.
O sermão durou dois dias? Sim, mas só fomos no segundo dia.
Ama, biz 2 ekşm de burada değildik.
Mas não estávamos cá no dia 2.
Ama annen ve baban dedi ki vaaz biz oraya gittikten sonra başladı. Yarım saat sonra.
Mas os teus pais disseram que o sermão começou depois de chegarem.
Biz 2 Ekimdeki vaazın rezarvasyon listesini inceledik. Ama listede Vijay Salgaonkar'ın adı yok. Tamam teşekkür ederim.
Verifiquei a lista de reservas para o sermão do dia 2, mas o nome do Vijay não está lá.
Ama, biz ayrılmadan önce Vijay'a son kez soralım dedik Sam'a ne oldu?
Para Londres, viver com o irmão dela. Mas antes de irmos, Vijay... Por favor, diga-nos o que aconteceu ao Sam.
Durun. Lucy, çok yardımcı oldun ama artık biz hallederiz.
Lucy, tens ajudado muito, mas acho que é altura de nós tratarmos disto.
- Biz kalacağız ama. - Tabii, ne demezsiniz.
- Mas nós vamos ficar!
bizi 127
bizim 255
bize 347
bizde 44
bizim evimiz 18
bizimkiler 34
bizden 47
bizimle 42
bizimle kal 47
bizimki 17
bizim 255
bize 347
bizde 44
bizim evimiz 18
bizimkiler 34
bizden 47
bizimle 42
bizimle kal 47
bizimki 17
bizi mi 28
bizi takip edin 17
bizi bekle 20
biz geldik 136
bize ne 16
bizim gibi 50
bizim değil 34
bize izin verir misin 22
bizi bekliyor 29
bize bak 28
bizi takip edin 17
bizi bekle 20
biz geldik 136
bize ne 16
bizim gibi 50
bizim değil 34
bize izin verir misin 22
bizi bekliyor 29
bize bak 28