Bizim tradutor Português
81,406 parallel translation
Bizim ortak patronun son duasını okuruz diye umuyordum ben.
Estava à espera de ouvir falar de um obituário do nosso patrão.
Bizim eve sen mi ateş ettin?
Deste uns tiros à minha casa, Scotty?
Oh, bu bizim işimiz.
É o nosso trabalho.
Washington'un mührü. Evet, onlar bizim resmà ® defterlerimiz.
- São os nossos registos oficiais.
Söylesene, bizim malla kaçıp gitmek aklının ucundan geçmez, değil mi?
Diz-me uma coisa. Não te ocorreria fugires com as nossas coisas?
- Bizim kadar olamaz.
Não tão felizes como nós.
Kusura bakmayın, bizim kamyonlardan biri.
Desculpe. Foi uma das nossas carrinhas.
Şöyle geçelim. Sonuç olarak ben bizim için başardıklarını ona anlattım.
De qualquer maneira, falei-lhe do trabalho que está a fazer connosco.
Saatlerini bizim belgeleri incelemeye ayırdığı günler daha dün gibi.
Parece que ainda foi ontem que ela andava a rever documentos.
Carly'i arayım, bizim için bakacaktır.
Deixa-me ligar á Carly e ver se pode ajudar.
Maddox, doğru. Hey, Maddox, annen bizim hiç beraber çalıştığımızı anlattı mı?
Maddox, a mamã já te disse que trabalhamos juntos?
Bizim arkadaş olduğumuzu?
Que nós éramos... amigos? Vou dizer-te o que queres saber.
Tamam, bu bizim takım.
Ok, é a nossa equipa.
Bizim elimizde.
Não, não tem.
Dünyanın bilmediği şey uçağın bizim tarafımızdan bilerek düşürüldüğü.
O que não sabem : ele foi derrubado de propósito, - por nós.
Soğuk Savaş esnasında, dedikodular vardı. Sovyetler Amerikan kasabalarının taklidini oluşturup ajanlarını bizim gibi nasıl yaşanır diye eğittiklerine dair.
Durante a Guerra Fria, houve boatos que os soviéticos fizeram cópias de cidades americanas para treinar agentes a viverem como nós.
Bu bizim istediğimiz şey değil mi?
Isso é ótimo. Não é o que queremos?
Bu bizim istediğimiz şey değil mi?
- Disse. - Consegues arranjar fardas? - Claro.
Tüm bu öküzler bizim hakkımızda korkunç şeyler yazmaya başladı.
Um monte de trolls começaram a escrever coisas horríveis sobre nós.
Sana şunu söylememe müsaade et. Cheryl ve Veronica Lodge gibi kızlar, bizim gibi değiller.
As raparigas como a Cheryl e a Veronica Lodge não gostam de raparigas...
Bu bizim hayatımız.
São as nossas vidas.
Bizim için biraz uzun bir gece olacağını bilmeni istedik.
Só queríamos que soubesses que vamos chegar tarde esta noite.
Bizim için çok uzun bir gece olacak.
Vamos chegar tarde muitas noites.
İnsanları bilgilendirmek bizim sorumluluğumuz.
Temos a responsabilidade de manter o público informado.
Melodi bizim teknik kraliçemiz.
- A Melody é a responsável técnica.
Son bir kaç ay bizim için zor geçti,
Estes meses foram difíceis para nós. Mas eu e a Alice...
Herkesin zaten bizim için düşündükleri şeyleri kanıtlar bu "Delilik bu ailenin geninde var."
Provará o que todos já pensam de nós, que a loucura é de família.
- Onlar bizim hayatımızdı, Ronnie, baban tarafından sağlanan bir hayat.
- Era a nossa vida, Ronnie. Que nos era dada pelo teu pai.
Babanın ulaşamayıp, bizim ulaştığımız tek şey üzerinde durmalıyız.
Devíamos concentrar-nos na única coisa a que temos acesso e o teu pai não tem :
Biliyorsunuz, bizim de düşüncemiz bu yönde. Çünkü eve giren her kimse sinemada olacağımı biliyordu.
Sim, é o que também achamos, uma vez que quem assaltou a minha casa sabia que eu estaria no drive-in.
Bu sadece bizim aramızda, değil mi?
Isto somos só nós a conversar, está bem?
Bizim için eğlenceli olmaktan başka bir şey.
Só que, para nós, é mais do que simples diversão.
Tüm kozlar bizim elimizde.
Temos as cartas todas na mão.
Bizim yayınevinin avukatı.
É advogado do nosso editor.
Pekala, şimdi bizim mevkimize hareket edin.
Tudo bem. Agora vão para a nossa posição.
Bir dalga daha bizim... tarafımıza geliyor ve mühimmatım neredeyse bitmek üzere.
Temos uma outra onda de tangos a vir na nossa direção. Estou quase sem munições.
Burası bizim kaderimiz!
Este é o nosso destino!
Midnight bizim gibiler için yüzyıllardır cennet gibidir.
Midnight tem sido um refúgio para pessoas como nós há séculos.
Soru : Bizim gibi insanların buraya çekildiğini söyledin. Burayı özel kılan ne?
Pergunta : disseste que as pessoas como nós são atraídas aqui, o que tem de tão especial este lugar?
Glen, bizim dışımızda darphanenin harika olduğunu yazmasını istemezsin.
Glen, não queres que ela escreva que tudo na Casa da Moeda era excelente, exceto nós, certo?
- Bizim neyimiz var? - Hiçbir şeyiniz.
- Temos algum problema?
Bu makine bizim tek geri dönüş yolumuzdu!
Aquela máquina era o nosso único meio de voltar!
Bizim için.
Por nós.
Bizim camdan izlediğinizi arada görüyoruz.
Sim, às vezes reparamos que nos vê através da sua janela.
Onun hatalarının bedelini bizim ödememizi istemiyorum.
Não quero que nós paguemos pelos erros dela.
Gökyüzünde bizim de gözümüz olması için uğraşıyoruz.
Estamos a tentar ter os nossos próprios olhos no céu.
Bu bizim için ne anlama geliyor?
O que significa isso para nós?
Nolan bizim tarafımızda.
O Nolan está do nosso lado.
Sen bizim sahibimiz değilsin.
Não é o nosso senhor e mestre.
- Dükkan da bizim.
- É a nossa loja.
Sovyetler Amerikan kasabalarının taklidini oluşturup ajanlarını bizim gibi nasıl yaşanır diye eğittiklerine dair.
Bem-vindos, jogadores.
bizim evimiz 18
bizimkiler 34
bizimle 42
bizimle kal 47
bizimki 17
bizim değil 34
bizim gibi 50
bizim de 22
bizimle misin 23
bizimle mi 20
bizimkiler 34
bizimle 42
bizimle kal 47
bizimki 17
bizim değil 34
bizim gibi 50
bizim de 22
bizimle misin 23
bizimle mi 20