English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ A ] / Ap

Ap tradutor Português

1,839 parallel translation
N'apıyorsun be?
Meu Deus!
N'apıyorsun?
O que está a fazer?
- N'apıyorsun?
O que estás a fazer?
N'apıyorsun?
O que estás a fazer? O que estás a fazer?
N'apıyor?
O que é que ele está a fazer?
Sonra nasıl oldu, bilmiyorum elim aşağı doğru kaydı ve ben aniden onun apış arasını okşadım ve kocaman bir öpücük kondurdum, başka bir şey yok.
Como qualquer avô. E depois, não sei bem porquê, a minha mão escorregou e... acariciei a ratinha dela e beijei-a, mais nada.
Deden, apış aranı öptüğünü söylüyor.
O teu avô diz que só te beijou a ratinha.
N'apıyorum ben?
Mas que raio estou eu a fazer?
Ben n'apıyorum böyle?
Que diabo estou eu a fazer?
AP test kayıtları sona ermiştir.
A inscrição para os testes de AP acabou.
tamam, 4.5 kredi, yüksek SAT notu, 3 AP sınıfı ve...
Bem, tem média de 18, notas altas nos SAT, três turmas de AP e...
N'apıyor...
O que estás...
Bu bilet bana PTA tarafından verildi.
Foi a AP que me deu o bilhete.
- N'apıyorsun?
- O que estás a fazer?
N'oldu? N'apıyorsun ahbap?
O que estás a fazer, companheiro?
N'apıyordu öyle?
O que raio estava ele a fazer?
N'apıyorsun?
O que fazes?
N'apıyorsun?
O que estás a fazer?
N'apıyor öyle?
O que está ela a fazer?
N'apıyorsun?
O que foi? O que fazes?
N'apıyorsunuz?
O que estão a fazer?
N'apıyorsun burada, Debbie?
- O que fazes aqui, Debbie?
N'apıyorsun be, Lafayette?
- Mas que raio, Lafayette?
- N'apıyorsun be, kuzen?
- Que raio, primo?
AP, yazarlar, gazeteler, ticaret gazeteleri, hepsi birden.
Faço as alterações e ponho-a na imprensa. AP, Reuters, jornais, jornais de comércio. Tu sabes, a coisa toda.
N'apıyorsun sen be adam!
Que diabo faz aqui?
Öğleden sonraysa AP, UPI ve muhtemelen Cronkite ile görüşmeler ayarladım.
Depois, à tarde, marquei com a AP, a UPI e talvez a Cronkite.
¶ Dosdoğru gözlerime bak ¶ ¶ Ellerimiz beraberce benim apışaramda ¶ ¶ Lütfen gözlerini kaçırma ¶
Olha-me nos olhos, põe as tuas mãos nas minhas, por isso, por favor, não olhes para o lado.
"Küçük dostuma merhaba de"
"Diz olá ap meu pequeno amigo".
N'apıyorsun? Neden ayakkabılarınla girdin Barış yine ya!
Baris, porque é que voltaste a entrar calçado?
Zeynep n'apıyor?
- E a Zeynep?
Annen n'apıyor?
Como vai a tua mãe?
ya! - Kayınço ha! - N'apıyorsunuz?
- O que estás a fazer?
N'apıyorsun sen?
O que estás a fazer?
Şimdilerde AP'nin oradaki çöplükte yatıyor.
Agora ele mora ao lado da lixeira na rua.
Stajyerlerden birinin kafası apış arana sıkışmışken yakalanma yeter. Bir sonraki belediye başkanı sensin.
Se não fores apanhado "enroscado" com uma estagiária, serás o próximo mayor.
Koç, sen n'apıyorsun?
Treinador, o que está a fazer?
Selam, N'apıyorsun?
Olá, como vais?
D.P.A * verin ve oksijen seviyesini 100 %'e yükseltin.
Pendurem um AP-t e aumentem o oxigénio para cem por cento.
N'apıyorsun?
Que estás a fazer?
N'apıyorsun be?
Mas que raios?
N'apıyorsun?
- Que estás a fazer?
N'apıyorsun?
O que raio está a fazer?
Sen n'apıyorsun?
- E tu o que fazes?
- N'apıyorsun?
Pronto ou não...
N'apıyorsun?
- Tu o quê? - Preciso de conseguir mais tempo.
Apışıp kaldım.
Estou atascada.
¶ Sok ellerini apışımın içine ¶
- Põe as mãos nas minhas coxas...
Nasılsın? N'apıyorsun?
- O que estás a fazer?
Taylor, n'apıyorsun?
Taylor, o que estás a fazer?
Şimdi n'apıyoruz?
E agora?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]