English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ A ] / Ayrıldık

Ayrıldık tradutor Português

2,586 parallel translation
Biz ayrıldık!
Nós acabamos.
Sudanlılar ayrıldıklarında üç sandık ve dört kişi eksikmiş.
Quando os sudaneses partiram, faltavam-lhes 4 homens e 3 caixas.
Birbirimizden ayrıldık.
Separaram-nos.
- Aynen öyle. Operasyon için üç time ayrıldık.
Dividimo-nos em três equipas para o salvamento.
Daha ergenlik çağında ayrıldık. Farklı evlere gittik.
Fomos separados em adolescentes e fomos para casas diferentes.
O olaydan sonra Bill'le birlikte şehirden ayrıldık. Geçmişi hiç düşünmedik.
Eu e o Bill deixámos a cidade depois do tiroteio e não olhámos para trás.
Arkadaşlarıyla tanışmadan önce ayrıldık.
Terminámos antes de ter conhecido os pais.
Geçen yıl utanç verici bir başarısızlıkla ayrıldık.
Recebemos a vergonha do fracasso o ano passado.
Ayrıldık ama plak şirketinden adamlar olabilir, yani...
E acabámos, mas talvez lá apareçam editoras e...
- Hayır, ayrıldık.
- Não, nós acabámos.
Çok sağlıklı bir şekilde ayrıldık.
Foi um fim de relação saudável.
Birbirimizden çok çabuk ayrıldık. Sana veda etme fırsatı bulamadım.
Partimos sob circunstancias tao abruptas, eu nao pude me despedir.
Aaron'la ayrıldık.
Eu e o Aaron terminamos.
- Neden ayrıldık biliyor musun?
- Sabes porque nos separámos?
Daha önce yapmalıydım ama yapmadım ya da yapamadım galiba. Victor'la ayrıldık.
Devia tê-lo percebido mais cedo, mas não percebi, ou talvez não consegui, mas o Victor e eu já não estamos juntos.
Şöyle ki... Dick Eklund'la ayrıldık, tamam mı?
Sempre se constou que o Dick Eklund e eu estávamos separados, certo?
Darren'le ayrıldık.
O Darren e eu acabámos tudo.
Ayrıldık ve tekrar karakola girdik.
Libertámo-nos e retirámos para uma esquadra da Polícia.
Bu ayrıldık anlamına gelmiyor.
Não significa que tenhamos acabado.
Onunla kötü bir şekilde ayrıldık. Şimdi isteklerini yok sayamam.
Apesar da forma como acabámos, não posso deixar de cumprir o seu desejo.
- Biz ayrıldık. - Ayrıldınız mı?
- Nós acabámos.
De Gaulle'de ayrıldık.
Nós nos separamos no De Gaulle.
Dün gece partide eskortlar ile bırakıp ayrıldık ve ortandan kayboldu. " İyi fikir.
"Viste o Mike? Ele ficou numa festa ontem à noite com uma acompanhante de luxo e desapareceu." Óptima ideia.
Ama ayrıldık.
Mas terminámos.
Senden aşkını almış olmasına rağmen Ayrıca eşim ve ben ayrıldık
Embora I tomou o seu amor de você também foi separado da minha esposa e eu
Ayrıldık.
Nós terminámos.
Evet. Bir süre önce ayrıldık ve her şey bitti.
Acabámos há algum tempo e...
- Biliyorum ayrıldık, ama... - Emma.
Eu sei que acabámos mas...
- Ayrıldık. Bu bir felaket.
Isto é um desastre.
Bu arada, Becca ve ben ayrıldık, yani avantajı elde etmekte özgürsün ve onu istediğin gibi becerebilirsin çünkü artık umurumda değil.
A propósito, Becca e eu terminámos. Então, estás livre para tirar vantagem, e enfiar os teus colhões onde quiseres, porque eu não ligo mais!
8 Ağustos günü ayrıldık.
A 8 de Agosto, saímos.
Tamam, aceleyle bir şey yapmadan söyleyeyim kız arkadaşından yeni ayrıldı.
Muito bem, antes que faças algo precipitado, ele acabou agora com a namorada.
Fae'lerin iki tarafa ayrıldığını biliyorum, karanlık ve aydınlık. İki taraf birbirinden pek haz etmiyor. Bir de ortalıkta tuhaf bir şeyler döndüğünü biliyorum.
Que existem dois tipos de Fae, a da Escuridão e da Luz, que não se gostam muito, e... que todos têm alguma coisa de bizarro.
Resmi görüşmelerin Ayrılıkçıları meşru kıldığını söylüyorlar.
Dizem que reuniões oficiais apenas legitimariam os Separatistas.
Grubumuzdan ayrıldık.
- Separámo-nos do nosso grupo.
Biz ayrıldık.
- Estamos separados.
Sırf sevgilinden ayrıldın diye... Ayrılmadık!
Nós não acabamos!
Dün akşam Curtis ile ayrıldık.
Eu e o Curtis acabamos tudo ontem à noite.
Ayrıldık, tamam mı?
- Então estás disponível?
Ayrıldığımda tüm sevgililerim bana kızar.
Ficam todas com raiva quando acabamos.
Bu ameliyatı tamamlayabilmemiz için çok kısıtlı zamanımız var. Kollar ayrıldı ve yola çıktı.
Temos muito pouco tempo para completar esta parte da cirurgia.
İlk başlarda babalık yapmak için çabalamıştı. ... ama ben annemden ayrıldığı için onu affedemedim.
Ele tentou ser meu pai no início e não o perdoei por ter deixado a minha mãe.
- O, artık aramızda değil. Programdan ayrıldı.
Ela demitiu-se.
Bütün vücudum şimdi öyle hissediyor ve bu Cristina dünyanın en sert içkisini yaptı diye değil çünkü benim tanıdığım en arzulu çift ayrıldı ve ayrı kıtalarda yaşıyorlar ve ben hâlâ annesiyle yaşayan adamlarla çıkıyorum.
É exactamente como todo o meu corpo se sente, e não é só porque a Cristina faz a bebida mais forte do mundo, mas também porque o casal que eu considerava ideal se separou, e estão as duas a viver em continentes diferentes,
Basınç o kadar yüksek ki tuşlar baş kısmından ayrıldı.
A pressão é tão intensa, que as teclas estão-lhe a saltar da cabeça
Ayrıldık.
Divorciámo-nos.
Ayrıldık.
- Nós acabamos.
Ayrıldık işte.
Nós acabámos.
Elimiz, kolumuz ve gözümüz bağlı halde ayrı hücrelere atıldık.
Éramos amarrados, encapuzados e colocados em celas separadas.
- Hayır beyler, onu özlüyorum... yani, biz ayrıldık. - Sen ne bilirsin?
O que sabes tu disso?
Her ikiside kısa süre önce bu dünyadan ayrıldı.
Ambos deixaram este mundo há pouco.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]