English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ A ] / Ayrılın

Ayrılın tradutor Português

4,780 parallel translation
Pekâlâ, çocuklar, ayrılın ve evlere dağılın ve lütfen ejderhaları gözden uzak tutun.
Está bem, pessoal, espalhem-se, voltem para casa, e por favor, mantenham os dragões escondidos.
Hong Kong'dan ayrılın.
Saiam de Hong Kong.
Ayrılın!
Separem-se!
- Ayrılın! Ayrılın gitsin işte!
- Separem-se lá, por favor!
Tamam millet, şimdi ikişerli takımlara ayrılın.
Pessoal, podem dividir-se em equipas de dois.
Derhal oradan ayrılın.
Retire-a agora.
İki hafta sonu önce. Annemin vefatından sonra Annie adında bir kadınla birlikteydi ama kadın ondan ayrılınca babam moral olarak çökmüştü.
- Após a minha mãe falecer, ele andou com uma mulher chamada Annie só que ela deixou-o e como ele está em baixo, convidei-o a vir cá.
- Ayrılın hemen! - Ayrılın. Karım sarı kazak giyen bir adam tarafından öldürüldü.
A minha mulher foi assassinada por um homem de camisola amarela.
Hey, hey, hey! Ayrılın!
Parem!
Ayrılın!
Parem!
Ne var? Hey, ayrılın!
Parem com isso!
Pekâlâ, ayrılın.
Vamos. Está bem.
- Hey, ayrılın! Şimdi!
Parem com isso, agora!
Hey, ayrılın!
Parem com isso!
Çekilin! Ayrılın!
Para trás!
Pekâlâ, ne kadar da tatlısınız, şimdi ayrılın bakalım.
Muito lindo, parem os dois.
Ayrıca kendisi harika bir inşaat mühendisi. Bu yüzden bir binanın nasıl yangınla yıkılması gerektiğini iyi biliyor. Dur tahmin edeyim.
Também é um excelente engenheiro, e é por isso que sabe exatamente como destruir prédios com incêndios.
Ayrılın!
Parem com isso!
Ayrıca karaciğer sıcaklığından kurbanın en az 2 saattir ölü olduğu anlaşılıyor.
E... a temperatura do fígado diz que morreu há 2 horas.
Bu akşam saat 8 sularında Viyana, Avusturya'da Kronenberg ailesinin veliahtı Eric Renard Viyana hava limanından ayrılırken arabasının patlaması sonucu öldürüldü.
Pouco depois das 20 horas desta noite em Viena, Áustria, Eric Renard, príncipe da coroa da família Kronenberg, foi morto aquando da explosão do seu carro ao sair do aeroporto internacional de Viena.
Ayrılığın tadını çıkarın.
Espero que gostem da vossa separação.
Ayrılıklarının üstesinden gel.
Aprende a lidar com as tuas separações.
Kadın ayrıca birkaç yıl boyunca çeşitli Çinli teknoloji firmalarında çalışmış.
Ela trabalhou vários anos em firmas de tecnologia Chinesas.
Evet, gemide CityLine'ın ayrıntılı planının bir kopyasını bulduk.
Encontramos uma cópia do projecto CityLine a bordo.
Kafamın güzel olduğu doğru ama sebebi ilaçlar değil ayrıca sırlarını ne kadar derine gömdüğünü düşünsen de her bir ihanetinin karşılığını alacağına emin ol.
Estou alterada, mas não pela medicação. Garanto-te que serás responsabilizado por todas as traições, mesmo os teus segredos mais bem escondidos.
S.H.I.E.L.D.'ın tüm altyapısı hiyerarşik düzende kurulmuştur ve istihbarat bölümlerine ayrılmıştır.
A SHIELD baseia-se na separação hierarquizada da informação.
Fakat bir yıl sonra ayrılmışsın.
Mas de seguida saiu. Depois de um ano só?
Aaron'un tüm ailesini öldürme kararını savunmuyorum. Kasabadan ayrılıp biz hâlâ beraberken teyzesini öldürmeni savunmuyorum.
Não estou a defender a tua decisão de matar a família toda do Aaron, de saíres da cidade para matares a tia dele quando ainda estávamos juntos.
Fransa için ayrılırken orada olacaktın.
Devíeis ter visto, quando me mandaram para França.
Bunların hepsine sahip olmak bir ayrıcalık. Ve bir ajan olmak için eğitim almak, S.H.I.E.L.D.'la birlikte çalışmak daha iyisini yapmak, daha iyi biri olmak için uğraşan kişi asıl benim.
E treinar para ser um Agente, trabalhar com a SHIELD, sou eu a tentar fazer o melhor, a tentar ser melhor.
Ve şaka yapılmış olmak, S.H.I.E.L.D. ajanı olmanın ayrılmaz bir parçasıdır.
E ser gozada é uma parte importante para se tornar agente da SHIELD. Eu diria que é obrigatória.
Ayrıca buna Reston'ın askeri tecrübesizliğiyle karşılık verme zamanınız.
É isso mesmo quando ataca a falta da sua experiência militar.
Size çamur atılmasını veya cinsel ayrımcılığın kaprisini çekmeyi istemiyorsunuz ki bu kampanya süresince kaçınılmaz birşey.
Não pode soar apelativa para os machistas que vão aparecer durante a campanha.
Güzel bir yapım, ayrıntılı bir şekilde arkasına bakın.
Está muito bem feito. Olha os detalhes ao longo do lombo.
Bu haftanın sonunda ayrılıyorum buradan.
Sairei até ao final da semana.
Masanızdan ayrılıp güvenlik elemanını atlattınız.
Você não quis ficar na sua mesa e fugia de mim.
Ayrıca cinsiyet, kurban farklılıklarının dışında.
Além do género, a vitimologia varia.
Henry'nin ruhu Pan'ın bedeninden ayrılıyor.
O espírito do Henry está a sair do corpo do Pan.
Dün gece evden ayrılırken masadaki acil durum zarfını almıştım.
Trouxe o envelope de emergência ontem à noite quando saímos de casa.
Nasıl ayrıldınız?
Como era a vossa relação?
Belki de Haley bir milyarderin kızı olduğunu öğrendiği zaman bir ayrılıp bir barıştığı erkek arkadaşının artık sadece barıştığı erkek arkadaşı olmasını istemiştir.
Quando a Haley descobriu que era filha de um bilionário, suponho que o Sr. Vai e Vem seria muito mais "vem".
İşimin ayrıntılarını duymak istemezsin sıkılırsın.
Não gostas que te fale sobre o meu trabalho. Aborrece-te, não é?
Olay olduktan kısa bir süre sonra güvenlik kameraları olay yerinden iki blok ötede dört kapılı siyah bir sedanın oradan ayrıldığını tespit etmiş.
Uma câmara de vigilância a dois quarteirões da cena do crime capturou um carro escuro de quatro portas a deixar o local pouco depois do incidente.
Ayrılacağını bile bile, nasıl böyle neşeli olabiliyorsun?
Como podes estar tão alegre, a saber que partes em breve?
Ayrıca elimizde, kurbanın sarılı olduğu araba koruyucusuna benzer bir koruyucuyu satın aldığına dair bir fatura var.
Também temos um recibo de uma capa de carro que comprou semelhante à usada para embrulhar o corpo.
Onu nasıl yakalayacağımızı. Eğer bulmasaydın, bu kadar çabuk ayrılmazdın.
Se não, não tinha saído tão rápido.
Mesela çok da hoşlanmadığın biriyle çıkarsan ve karşı taraf senden ayrılırsa onu her şeyden çok istersin.
É como quando namoras com alguém que não amas, mas que quando terminas o namoro, a queres de volta, mais do que tudo.
Sonradan olmasın diye şimdi mi ayrılıyoruz yani?
Então, estamos a terminar agora para evitar que tenhamos que terminar depois?
- Üzgünüm ama Rada ofisimden ayrılırken nereye gitmeyi planladığını söylemedi.
Desculpem. A Rada não disse para onde ia quando deixou o meu consultório.
Ayrıca, yaratıcılığın için seni özgür bırakacağız.
E terás um pouco de liberdade criativa.
Wall Street, doların güçlü performansından söz ederken uzmanlar ABD ile Rusya arasındaki sert ayrılığa bakıyor.
Enquanto Wall Street enaltece o robusto desempenho do dólar, os comentadores observam o amargo impasse entre os EUA e a Rússia.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]