Ayrılmak tradutor Português
3,247 parallel translation
Ayrılmak istiyorsan bana uyar, tamam mı?
Se queres desistir, tudo bem. Está bem?
Ben de ayrılmak üzereydim.
Já estava de partida.
Buradan ayrılmak, başımıza gelen en iyi şeydi.
Sair do zoo foi a melhor coisa que nos aconteceu.
Okul değiştirmek, arkadaşlarından ayrılmak.
Mudar de escolas, deixar amigos.
Senden öyle ayrılmak istemezdim.
não devia ter saido assim.
Evden ayrılmak mı istiyorsun?
Queres ir embora?
- Ayrılmak zorunda.
- Ele tem de ir.
- Hayır. Nina'nın Şikago'dan ayrılmak isteyeceğini hayal edemiyorum.
Não imagino a Nina a querer sair de Chicago.
Okulun ilk günü ayrılmak istiyorum
Quero acabar o namoro após a sessão de estudo
Vaktimiz tükeniyor. Şehirden ayrılmak üzere.
Ele está a sair da cidade.
Ben dedemin ile ayrılmak zorunda kaldı.
Porque é que tive que deixar o avô.
Bu dünyadan ayrılmak için binlerce yöntem bulunmakta
Para partir há tantas maneiras
Keşke ayrılmak için başka bir yol bulabilsem
Só gostava de ter arranjado outra maneira de acabar.
Çok kötü.. ... Ayrılmak zorunda kalmayayım diye birimizin kanserden öleceğini falan hayal ediyorum
É tão má, que eu estou sempre a desejar que um de nós esteja a morrer de cancro.
Ölü bir kediyi okşamak gibi şeyler yapmasaydın evden ayrılmak için bir gerekçe bulamayabilirdim.
Se não fizesses coisas como festas num gato morto, talvez nunca me apetecesse sair de casa.
Düşün bakalım, istediğin zaman gidebileceğin kalbinin arzuladığı biryere, fakat hiç ayrılmak istemeyeceğin yer neresidir.
Pensa nisso, podes ir com quem quiseres, para onde quiseres onde nunca tens que sair.
Bir süreliğine ayrılmak zorundayım, tamam mı?
Vou ter que sair por um bocado, está bem?
Görevimiz Dr. Kelly'yi güvenli bir şekilde harekatçılara teslim etmek sonra da görevlerini tamamlamak üzere onları bırakıp çabucak oradan ayrılmak.
O nosso trabalho é entregar a Dr. Kelly em segurança aos operadores, depois bazar e deixar que eles a levem o resto do caminho até ao objetivo dela.
Ay sonunda ayrılmak istiyorum.
Gostaria de terminar o mês.
Bak, buradan tek parça ayrılmak için bir şansımız var.
Escuta, temos uma oportunidade de sair daqui inteiros.
Birlikte yaşlanmak, ve asla ayrılmak istemeyiz.
Nunca vai separá-los.
Mary'nin benden ayrılmak isteyeceğine emindim.
Estava certo de que a Mary me ia deixar.
Eğer ayrılmak istersen.. .. şimdi tam zamanı.
Se queres sair disto, agora é o momento.
Candyland'den Broomhilda ile ayrılmak istiyorsanız, fiyatı 12 bin dolardır.
E se vocês querem sair de Candyland, com a Broomhilda, o preço são $ 12000.
Ayrılmak istememişti.
- Ele não queria ir embora.
Tarafınızdan her ayrılmak istediğinizde benden izin alacaksınız.
Terão que pedir permissão por cada vez que desejarem abandonar o lado Britânico.
Evet ama ayrılmak zorunda kaldım.
- Tenho. Mas tinha de vir embora.
- Ayrılmak istiyorum.
- Quero o divórcio.
Ocak başından ayrılmak ne güzel.
Sabe bem largar os tachos.
Ondan daha önce ayrılmak istemiştim.
Eu queria terminar com ele antes.
Her şekilde ayrılmak istediğini dile getiriyor.
Ela parece decidida, quer separar-se.
New York'a gitmek için ayrılmak üzere.
Ela parte daqui a nada para Nova Iorque.
Aksi takdirde buradan ayrılmak zorunda kalacaktık.
De outra forma teríamos de desistir deste lugar.
Ayrılmak mı?
Partir?
Ayrılmak bir seçenek değil.
Você sair não é uma opção.
Ondan ayrılmak zorundayım.
Eu tenho que deixá-lo.
Bir iş için dışarıdaydım ve bana birini bulduğunu ayrılmak istediğini söyledi. Ondan sonra onunla konuştun mu?
Mas você falou com ela depois disso?
Aslında, bu köyden ayrılmak istemedin..
Você realmente não quer destruir esta aldeia.
Yarın bu mezbahadan ayrılmak için hazırlıklara başlayın.
Preparemo-nos para deixar este matadouro amanhã.
Mozzie, New York'tan ayrılmak istedi.
O Mozzie queria sair de Nova Iorque.
Ayrılmak ona daha iyi bir hayat sağlayacaktır.
Ir embora vai permitir-lhe ter uma vida melhor.
Çöpçatan, kadının ayrılmak istediğini söyledi.
A casamenteira disse que ela queria separar-se.
Charles'tan ayrılmak istediğimde... Kendini çıkmaza sokmuş.
Ela colocou-se numa posição impossível.
Charles'tan ayrılmak istediğimde...
Quando quis deixar o Charles...
Charles'tan ayrılmak istediğimde...
Ajudaste-me quando eu quis deixar o Charles!
Kendi başıma gittim. Gittim çünkü senden ayrılmak istedim.
Fui-me embora porque queria deixar-te.
İlk ayrılmak isteyen sendin.
Tu é que quiseste separar-te primeiro.
Benden ayrılmak istiyor.
Ela quer-me fora de casa.
Ondan ayrılmak çok zor olacak.
Vai ser terrível ficar longe dele.
Ayrılmak istiyor sanırım.
Acho que ele vai terminar tudo.
Mutlu değilsen, ayrıl ondan gitsin. Ondan ayrılmak mı?
Patrulha da madrugada!
ayrılmak mı 34
ayrıldık 55
ayrıldım 20
ayrıl 63
ayrılın 293
ayrılalım 66
ayrıldı 31
ayrılıyorum 61
ayrılma 30
ayrıldılar 19
ayrıldık 55
ayrıldım 20
ayrıl 63
ayrılın 293
ayrılalım 66
ayrıldı 31
ayrılıyorum 61
ayrılma 30
ayrıldılar 19