English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ B ] / Benden değil

Benden değil tradutor Português

1,476 parallel translation
Benden değil, eğer sorduğun şey buysa.
Não é meu, se é isso que estás a sugerir.
Benden değil.
Não fui eu.
Senden ya da benden değil, sadece Yahudilik kavramından nefret ediyorlar.
Não a ti, não a mim, mas... a idéia de ser Judeu.
Korkuyorsunuz ama benden değil.
E você está com medo mas não de mim.
Ayrıca benden değil, mükemmel erkekten geliyor.
E elas não são dadas por mim. Elas são dadas pelo seu "homem perfeito".
Yalvarıyorum, yapma! Bu benden değil...
Por favor não atires em mim, não sou um fantasma.
Ayrıca, eğer bir sonraki işin için işe alınma mektubu almak istersen muhtemelen Jack'den alman gerekecek, benden değil. Tamam.
E se precisar de uma carta de recomendação, deve pedi-la ao Jack, e não a mim.
- Benden değil seyirciden özür dile.
- Não me peças desculpa a mim.
Üzgünüm.Bu senden değil, benden.
Desculpa. Não és tu. Sou eu.
İlk benden duymadığın için üzgünüm. Sorun değil.
Tenho pena que não tenha sido eu a contar-te.
Benden istediğin buydu değil mi?
É para isso que precisas de mim, não é?
Benden kurtulmak daha kolaydı, değil mi?
É mais fácil livrares-te de mim, não é?
Sen benden korkmuyorsun, değil mi?
Não tens medo de mim, pois não?
Benden utanmıyorsun, değil mi?
Não tens vergonha de mim, pois não?
Benden nefret ediyorsun, değil mi?
Odeias-me, não é?
- Çünkü benden bunu isterdi, değil mi?
Foi isso o que ela queria para mim, não foi?
Ball'un benden çaldığı para hala elimde değil.
Ainda não tenho o dinheiro que o Ball me roubou.
- Benden hoşlanıyorsun, değil mi?
- Gosta de mim, não é?
Evet, benden rica etmiştin, değil mi?
8, sim, você pediu, não foi?
Benden nefret etmiyorsun değil mi?
Você não me odeia, odeia?
Seyircinin benden hoşlanmasını sağlıyor, değil mi?
Faz com que gostes de mim, certo?
Tabii ki benden nefret ediyor. Öyle değil mi?
É claro que ela me odeia, não é?
Ayrıca inanın kimse Weldon Parish'in yeni bir eserini görmeyi benden çok isteyemez, ancak bu olacak bir şey değil.
Ninguém mais do que eu gostaria de ver um romance de Weldon Parish, Mas isso não será possível.
20 yıl boyunca benden istediğin şey bu değil miydi?
Não quiseram dar um motivo.
- Benden birşey çalmak zorunda değil
Ela não precisava de me roubar.
Orada oturup benden nefret ediyorsun, değil mi?
Estás aí sentada, abominando-me neste momento, não estás?
Onu benden çok seviyorsun, değil mi?
Tu gostas mais dele do que de mim, não é?
Bu yüzden benden para istemedi değil mi?
Por isso não me pediu dinheiro.
Adi o özellikleri benden aldı sizden değil.
O Adi aprendeu-o de mim, não te ti.
sen benden sonra ne yapacaksın biliyorsun değil mi...?
E que vai acontecer a isto?
Benden daha üstün olduğunu sanıyorsun, değil mi?
Achas que é muito melhor do que eu, não é?
Önemli değil. Nâmımın benden önde gitmesinden memnunum.
Não, não. estou encantado que a minha reputação me tenha precedido.
Dedektif, benden uzak kalamadınız, değil mi?
Não consegue ficar longe de mim, detetive?
Yani, benden hoşlandığın için değil Stronghold'u öfkelendirmek için yapıyorsun.
Então, não está fazendo porque gosta de mim ou algo assim, está fazendo isso apenas pra afetar Stronghold. - Sim.
.. sanırım benden özür dilemen.. .. kendini iyi hissetmen için yeterli, öyle değil mi?
Desculparas-te a mim é o suficiente para te sentires melhor, certo?
Onlara benden söz etmedin, değil mi?
Não lhes disseste quem sou, pois não?
Benden hoşlanmıyorsun, değil mi?
Não gostas mesmo nada de mim, pois não?
Benden hoşlandı, değil mi?
Ela gosta de mim, certo?
Benden hoşlanmıyorsun, değil mi?
O senhor não gosta de mim, pois não?
Benden korkuyorsun, değil mi?
Tens medo de mim, não tens?
Benden sana yardım etmemi istemiyorsun değil mi?
Não está a pedir-me que a ajude, está?
Benden daha çok senin tipin değil mi?
Gostas mais que de mim, não?
Ne kadar eğlendiğimiz önemli değil... adamlarımın benden iki kat fazla çalışmasını sağlardım.
A festa podia durar horas, mas eu fazia com que o meu grupo trabalhasse o dobro.
Benden fazla hoşlanmıyorsun değil mi?
Não gostas muito de mim, pois não?
Umurumda değil. Ama benden saklaman?
Na realidade, nem me importa muito.
Benden başka kimse evime girme imkânına sahip değil.
Ninguém tem acesso a minha casa a não ser eu.
Onları benden alacaksınız, değil mi?
Vão tirar-mas, não é?
Ona yazdığı mektuplarda benden hiç bahsetmemiştir, değil mi?
Ele nunca escreveu acerca de mim nas cartas, pois não?
- Benden hoşlanmıyorsun, değil mi?
- Você não gosta de mim, também.
Benden hoşlanıyormuş gibi yapıyorsun, buraya çıktığın biriyle değil arkadaşınla geliyorsun.
Apareces com uma amiga, não uma namorada.
Benden hoşlanıyorsun, değil mi?
Tu gostas de mim, certo?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]