Bir hayalet tradutor Português
2,234 parallel translation
Sanki bir hayalet gibiyimdir.
Sou uma espécie de fantasma.
Siobhan efsanesi bir hayalet hikayesidir.
A lenda de Siobhan McDougal é só uma história de fantasmas.
Sizce yüzyıllar öncesinden bir hayalet intikam için geri mi geldi?
Acha mesmo que um espírito com vários séculos voltou para se vingar?
- Gerçek bir hayalet mi?
Eram reais. Um fantasma a sério?
Gölgeler mi? Parlaklar mı yoksa başka bir hayalet mi?
É uma Sombra, ou um Brilhante, ou outro fantasma?
Adam bir hayalet sanki. - Biz öyle biliyoruz.
- Já sabemos isso sobre ele.
Gerçekten bir hayalet olsaydı süper olabilirdi.
Seria giro, se fosse realmente um fantasma.
O gerçekten bir hayalet.
Ele é mesmo um fantasma.
carl gölgeler tarafından kontrol ediliyor, söylediği hiç birşeye inanma zamanım yok, geçirmem gereken zorlu bir hayalet var.
O Carl está a ser controlado pelas Sombras. Não lhe dês ouvidos. Não tenho tempo agora, um fantasma difícil de atravessar.
Geçmişimden bir hayalet mi yoksa Jor-El'in beni uyardığı karanlık mısın bilmiyorum ama bu iş aynı geçen sefer olduğu gibi bitecek.
Não sei se és um fantasma do meu passado ou a escuridão de que o Jor-El me avisou, mas isto vai ter um fim, tal como teve da última vez.
- Hayalet gerçek bir hayalet değilse görüyü kim gönderdi? - Aiden'dan gelmiş olamaz mı?
Sim, mas se o fantasma não era real, de onde veio a visão?
Sanırım bir hayalet görüyorum.
- Eu... Acho que estou a ver um fantasma.
Hiç Craven A içen bir hayalet gördün mü?
Já viu um fantasma a fumar?
Şimdilik, peşinde olduğumuz adam bir hayalet.
Até agora, este tipo tem sido à prova de análise forense.
Başka bir hayalet avı için vergi mükelleflerinin parasını mı harcamak istiyorsunuz?
Quer mesmo gastar dinheiro dos contribuintes com outra caça às bruxas?
Hayatını kurtarıyorum. Tamam, beni de bir hayalet kovalıyor olsaydı benim de dikkatim dağılırdı.
Tá, também me distrairia com um fantasma atrás de mim.
Nikita'yı bir hayalet olması için yetiştirdik.
Treinamos a Nikita para ser uma fantasma.
Şüphelimiz bir hayalet.
O nosso suspeito é um fantasma.
Frost'la senin şüpheliniz bir hayalet.
O teu suspeito e o do Frost é um fantasma.
Belki de mavi bir hayalet olarak geri dönebilirim.
Quem sabe eu não volto como um daqueles fantasmas azuis.
onun... onun... uygulamaları, lisansı... ailesi... eski bir hayalet ondan bunu istediği için mi?
Por que o meu marido arriscaria tudo, a clínica, a licença médica, a família...
Adam bir hayalet.
O tipo é um fantasma.
- Bir hayalet falan saldırabilir veya başka bir şey olabilir.
Para quê? Eu poderia... - salvá-la caso algo aconteça.
O zamandan bu yana burası, asansörlü bir hayalet kasabaymış.
É uma cidade fantasma com elevadores.
Düşen her yaprak bir haydut rüzgârın çıkardığı her ses de bir hayalet gibi gelirdi.
Parecia-me que cada folha que caía era um bandido, ou que cada murmúrio do vento era um fantasma.
Bir yüz hayalet gibiydi.
Havia uma... Uma cara, tipo um fantasma.
Bütün hayalet hikayelerine inanmam ama hala bir Mcdougal'ım.
Posso não ter acreditado em todas as histórias de fantasmas mas ainda sou uma McDougal.
300 yıllık bir İskoç hayalet içime girdi ve az daha seni öldürüyordum.
Fui possuída por uma Banshee escocesa com 300 anos e quase te matei, Clark.
Melinda'nın gördüğü hayalet bir trençkot giyiyordu, kar maskesi vardı ve buzlara takıntısı vardı.
O fantasma que a Melinda viu usava uma capa para a chuva, uma máscara de esqui e uma queda por gelo.
Hayalet kar maskesi takıyordu ve trençkot giyiyordu ve hâlâ kim olduğu hakkında bir fikrim yok.
O fantasma que vi, usava uma máscara de esqui e uma casaco para a chuva, e ainda não faço ideia de quem possa ser.
Sana hayalet dadanmış. İnkar etsen de bir yararı yok.
Está a ser assombrado, e negá-lo não o vai ajudar.
Emin değilim, hayalet o çizimleri Damon'a zorla yaptırdı, bir şey söylemeye çalışıyor.
O fantasma força o Damon a desenhar. Está a tentar dizer-nos algo.
- Hayalet neden Damon'ın bunları itiraf etti bir sahne çizdirmiyor?
Por que razão o fantasma não força o Damon a confessar?
- Sanırım gerçek bir palyaço hayalet.
Sim, acho que era um palhaço a sério.
- Hayalet bir şey hatırlamıyor.
Parece não se lembrar de mais nada.
Hayalet için bir önemi olmasa Aiden bu sayıları görmezdi.
O Aiden não veria este números se não fossem importantes para o fantasma.
Bir tür hayalet yani. Bir şekilde de sen onun burada olduğunu biliyorsun.
Mas, sabe-se lá como, tu sabes que ele está cá.
- Eğer hayalet Henry Alston'sa uğruna öldüğün parayı bir kaç sarhoş çocuk çalsa, nasıl hissederdin?
Bem, se o fantasma for o Henry Alston, como te sentirias se um bando de miúdos bêbados estivessem a roubar dinheiro pelo qual morreste?
Evet. Yani, hayalet bir alkolikti ve şimdi Kelly'i bununla suçluyor.
Quero dizer, o fantasma era uma alcoólatra e agora a Kelly está a ser acusada disso.
Ayrıca, iyi bir dadıysa neden sürekli olarak hayalet onu kötü biri gibi göstermeye çalışıyor?
Sim, mas se era uma boa ama, por que o fantasma trabalha para fazê-la parecer má?
"Hayalet" ten "Bir" e.
Ghost para One.
Sonra kasabaya turlamaya giderdik. Gece gece pencereler açık halde sonra birden bir inilti geldi hayalet gibi hani.
E depois fomos passear ao campo, com as janelas abertas, a respirar o ar da noite, e de repente ouço uns gemidos...
Partnerim veya değil... Bir adam öldürmüş. Yıllarca hayalet gibi yaşamış.
Colega ou não ele matou um homem.
Görülerin veya hayalet olmayan hayalet hakkında bir bilgim yok, üzgünüm.
Não tenho nenhuma resposta sobre as tuas visões ou sobre esse fantasma que não é um fantasma. Desculpa.
Çocuklara hayalet diye bir şey yok dersen onları görmemeye başlarlar.
Quando dizem às crianças que o que vêem não é real, em breve deixam de o ver.
Bir hayalet.
- Um fantasma.
Bir süre sonra hayalet avcılığına başlıyorsun.
Depois de um tempo, começas a coleccionar fantasmas.
Hayır, hayır, hayalet diye bir şey yoktur.
Não, fantasmas não existem.
Hayalet diye bir şey yoktur. Milletin hayalet diye saçmaladığı şeyler...
Tolos atribuem o fenômeno de fantasmas...
Yalnızca onlara dokunarak yeni ölen bir insanın içinde yaşayabilirler. - Hayalet gibi mi?
Podem entrar num humano recém-falecido só com um toque.
Bunun yanında tüm bu hayalet şeyleri şehir efsanesinden başka bir şey değil.
Além disso, essa coisa de fantasmas não passa dum mito.
hayalet 78
hayaletler 48
hayalet mi 23
hayalet avcıları 17
hayalet görmüş gibisin 26
bir hafta sonra 49
bir hafta önce 34
bir hata 32
bir hafta 109
bir hediye 84
hayaletler 48
hayalet mi 23
hayalet avcıları 17
hayalet görmüş gibisin 26
bir hafta sonra 49
bir hafta önce 34
bir hata 32
bir hafta 109
bir hediye 84