Bu sabah mı tradutor Português
3,298 parallel translation
Bu sabah mı?
Hoje de manhã?
Daha bu sabah Meg'in altını değiştirip okula yolladım.
Ainda esta manhã mudei a fralda da Meg e mandei-a para a escola.
Bu sabah gene sigara içerken yakaladım.
Encontrei-o com outro cigarro na boca esta manhã.
Bu sabah sıkkın mıyız biraz?
Estamos muito deprimidos esta manhã?
Hugh, nasılsın bakalım bu sabah?
Está lá? Hugh, como está?
Erken kalkıp işe gelmem gerekiyordu bu sabah. Daha çok para kazanayım, sana daha çok şampanya alayım diye.
Tive de acordar muito cedo para vir trabalhar, para fazer mais dinheiro, para te comprar mais champanhe.
Maalesef, bu sabah yukarı çıkamadım. Harry Crane.
Infelizmente, não consegui ir lá acima esta manhã.
Ben de çalıştım bu sabah.
Também estive a trabalhar, esta manhã.
Sen... Bu sabah çalışacak mısın?
Tu vais trabalhar, esta manhã?
Bay Donatello, bu sabah ağzınızı açıp tek bir kelime daha ederseniz sizi mahkemeyi aşağılamakla yargılar ve dosdoğru hapse yollarım.
Sr. Donatello, se ouvir mais uma palavra que seja da sua boca esta manhã e irei acusá-lo por desacato ao tribunal e atiro-o de volta para a prisão.
Bu sabah yataktan hiç kalkmamalıydım.
Esta manhã, não devia ter saído da cama.
Bu sabah uyanmadan önce hatırladığım son şey...
A última coisa de que me lembro, antes de acordar esta manhã, foi que me injetaram qualquer coisa.
Bu sabah nasılsın bakalım?
Como te sentes esta manhã?
Bu sabah hayatımda büyük bir boşlukla uyandım.
Acordei esta amnhã com um grande vazio na minha vida,
Sadece bu sabah sana bu konu hakkında soru sormaya başladım.
Apenas esta manhã é que te comecei a fazer perguntas, finalmente, sobre isto.
Hemşire Lee tıraş edecek. Kendim yapmıştım, bu sabah. Duştan sonra.
Nascem entre 80 e 100 bebés todos os meses em Poplar.
Bu sabah doktora gitmiştik. Win'in hastalandığını sandım, anlıyor musun?
Tenho de passar por isto outra vez.
Bu sabah ofislerimize girip dosyalarımıza, bilgisayarlarımıza ulaşmış.
Ele invadiu os nossos escritórios de manhã, acedeu aos ficheiros e computadores.
Bu sabah ağzımda bir sincapla yaprak yığınında çıplak uyandım o yüzden biraz daha içeceğim.
Acordei núa numa pilha de folhas secas esta manhã... com um esquilo na minha boca, por isso vou precisar de um pouco mais de tempo.
Bahçeden bu sabah topladığım sebzelerle lazanya yapacağım.
Vou fazer lasanha vegetariana, com vegetais que colhi hoje de manhã do jardim.
Evet, bu sabah sana kartını attım.
A sério, enviei-te um postal, esta manhã.
Peki. Bu sabah Tim bana Nix'in fotoğrafını göstermişti ama ben bakmamıştım.
O Tim mostrou-me a fotografia do Nix esta manhã, mas não lhe prestei atenção.
Bu sabah okula gitmediğini doğruladım.
Confirmei que não foi às aulas hoje de manhã.
Bu sabah olanlar için özür dilerim. Resmen saldırdım sana.
Eu queria dizer-te que sinto muito por esta manhã, da forma como te agarrei.
Dempsey'in adamlarını bu sabah bile zor atlattım.
Como? Já foi difícil despistar os capangas dele esta manhã.
Bu sabah patentini sattım.
Vendi a patente esta manhã.
- Bu sabah arayacaktım.
- Ia ligar-te esta manhã.
Komik olan, bu sabah uyandım ve... Apaçık görüyordum.
O engraçado é que acordei esta manhã e conseguia ver perfeitamente.
Bu sabah onun külleri aldım.
Fui buscar as cinzas esta manhã.
Bu sabah harfli gevreğimle tersten de okunuşu aynı olan bir cümle yazdım.
Esta manhã, fiz um palíndromo com os meus cereais.
Vize sonuçlarımı görmek istersiniz diye düşündüm- - bu sabah açıklandı.
Talvez queiras ver isto. Publicaram esta manhã as notas intercalares.
- Bir şeyden huylandığımı biliyordum ve bu sabah fark ettim.
- O que tem? Sabia que algo não batia certo e hoje de manhã descobri o que era.
Anladım, sadece dün geceden sonra bu sabah uyandığımda kuponların hayaliyle büyülenmiştim.
Entendo-o, é só que após a última noite, acordei-me fascinada com o conceito dos cupones.
Bagajımda. Bu sabah uyandım ve Roma'ya bir uçuş rezervasyonu yaptırdım
Acordei esta manhã e comprei um voo para Roma.
Ve bu sabah uyandığında, beş parasız ve bagajsız Roma uçagına atlayan bir adam ve şimdi pahalı bir yeni takım elbise giyiyorsun.
Todavia, esta manhã acordou, apanhou um avião para Roma sem qualquer bagagem ou dinheiro e tem agora vestido um fato novo caríssimo. Tenho amigos em Roma.
Bak eğer bu sabah yaptığım şey için beni cezalandırıyorsan- -
Olha, se está me castigando pela outra manhã... Não, não é isso.
Pazartesi günü Vogue için ilk kapak çekimim var ama asistanım bu sabah bana işi bıraktığını söylüyor.
Na segunda será a minha 1º montagem para a Vogue e minha assistente demite-se.
Bu sabah biraz porno dergisine bakayım dedim.
Tentei ver um pouco de porno esta manhã.
Bu sabah nasılsınız bakalım?
Como estão todas?
Bay Richardson, bu sabah kendi bankama gittim ve anneme salonu almasında yardım etmek istiyorum.
Sr. Richardson, passei esta manhã pelo meu banco. Gostaria de ajudar a minha mãe a comprar o salão.
James Barca adına kayıtlı bir araç bu sabah Bauerlerin evinden yarım blok ötedeki park yerinden bir bilet almış.
Um carro registado em nome de James Barca recebeu uma multa esta manhã. A meio quarteirão da casa do Bauer.
Sanırım bu sabah da buradaydı.
Para dizer a verdade, acho que esteve aqui hoje de manhã.
Deniyorum görürsem ne yaparım, bilmiyorum. Yarın sabah tek kişilik bir hücreye geç. Bu benim hakkım.
Se não me dão uma cela individual não sei o que faço amanhã, tenho esse direito.
Evet, Womack onu bu sabah serbest bırakacağımı sanıyor.
Ainda tens o Brick? Sim, o Womack pensa que o libertei esta manhã.
Bu sabah dehşet hissi içinde uyandım.
Acordei esta manhã com uma incrível sensação de medo.
Amanda bu akşam eşyalarını toplayacak yarın sabah da taşınmasına yardım edeceğim.
A Amanda vai arrumar as coisas hoje e amanhã vou ajudá-la com as mudanças.
Beyler bayanlar. Nasılız bakalım bu sabah?
Senhoras e senhores, como estão esta manhã?
Bu sabah keyifler nasıl bakalım?
Como estão todos?
Bu sabah bir şey hatırladım.
Lembrei-me de algumas coisas esta manhã.
Açıkça anlayayım diye geçen akşam eli tetikte kaşınan federal şerifi düelloya davet ettin ve bu sabah şehir dışında acil bir işin olduğunu mu hatırladın?
Só para saberes, no outro dia, desafiaste um delegado com o dedo rápido no gatilho, e esta manhã, lembras-te que tens assuntos urgentes fora da cidade?
Bu sabah hayatıma kastedecek bir bombalama denemesiyle bağlantılı olarak Boyd Crowder'ı bugün tutukladım.
Vamos a isso. Hoje, prendi o Boyd Crowder por estar relacionado com um atentado à bomba contra mim, esta manhã.
bu sabah 343
bu sabah nasılsın 16
bu sabah geldi 27
sabah mı 28
michael 2337
michele 109
michèle 40
mike 2004
mina 105
miss 41
bu sabah nasılsın 16
bu sabah geldi 27
sabah mı 28
michael 2337
michele 109
michèle 40
mike 2004
mina 105
miss 41