English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ D ] / Düsünemiyorum

Düsünemiyorum tradutor Português

1,715 parallel translation
Herhangi bir futbol partisi verdiğimizi düşünemiyorum bile.
Não vamos dar festa nenhuma.
- Çünkü düşünemiyorum.
- Porque não consigo pensar.
Bu sefer nasıl bir bok yedin düşünemiyorum artık.
Nem consigo imaginar como lixaste essa cena.
Düşünemiyorum.
Não consigo pensar.
Onsuz bir hayat düşünemiyorum.
Não consigo imaginar a minha vida sem ele, sabe?
O adamla karanlık bir odada kalmayı düşünemiyorum
Sim. Bem, eu não me importaria em encontrar-me com aquele gajo numa sala escura.
Kafam çok karışık Şu an bunu düşünemiyorum
A minha cabeça está a estourar nem sequer posso pensar nisso agora.
Onların kavga etçeklerini düşünemiyorum.
Não me parece que lutassem. São todos tranquilos.
Şeytan çıkarma son çaresiydi ve işe yaramadıysa sonra nereye gitmiş olabilir düşünemiyorum bile.
Se o exorcismo era o último recurso dela e não resultou, nem quero pensar no que ela fará a seguir.
Düşünemiyorum pardon.siz?
Acho que não. Desculpe. Você?
Hayır, Ted'in yasadışı bir şey yapabileceğini düşünemiyorum.
Não, não vejo o Ted a fazer alguma coisa ilegal.
" Ted'in yasa dışı bir şey yapabileceğini düşünemiyorum.
"Não acredito que o Ted fizesse alguma coisa ilegal."
O zaman seni suçlayabileceğim başka bir şey düşünemiyorum.
Então não consigo pensar em nada de que te possa acusar.
Sikini nasıl kaldırdığını düşünemiyorum bile.
- Porra! - Tá com a pica meia doida, sabe?
"Seni seviyorum" demek yetersiz kalıyor çünkü hayatımı sensiz düşünemiyorum.
Dizer-te "Amo-te" não parece apropriado porque não imagino a minha vida sem ti.
Ben, ben düşünemiyorum. Ben
Não consigo pensar.
Larry, bugünlerde nasıl bir baskı altında olduğunu düşünemiyorum bile.
Larry, não consigo imaginar a pressão a que tem estado sujeito ultimamente.
Bunu düşünemiyorum bile.
Nem quero pensar nisso.
Bunu düşünemiyorum bile.
Nem me passa pela cabeça tal coisa.
Düşünemiyorum bile Angel.
Não consigo nem pensar nisso, Angel.
Krem peynirsiz bir sandviç düşünemiyorum.
O importante é o creme de queijo.
Böyle bir hayat düşünemiyorum.
Eu não posso imaginar isto.
Bilmiyorum ki ikinizi birlikte düşünemiyorum.
Não consigo imaginar os dois juntos.
Aman Allahım, Sana daha kızgın olabileceğimi düşünemiyorum.
Oh meu Deus, eu acho que não poderia estar mais zangada contigo.
Marci. Sensiz bir hayat düşünemiyorum.
Não consigo imaginar a minha vida sem ti.
Aklım bir karış havada. Bir çok şeyi doğru düzgün düşünemiyorum.
Estou tão fora de controlo, que não estou a pensar correctamente, sabes?
Alışveriş merkezinde bir şarküterim var, o yüzden et ve peynirden başka bir şey düşünemiyorum.
Eu tenho uma loja de carnes e queijos no centro comercial, e penso muitas vezes em carnes e queijos.
İçerdeyken doğru düzgün düşünemiyorum. Nefes almalıyım.
Não consigo pensar aqui metido.
Düşünemiyorum bile...
Não consigo pensar.
Birinin bu konuda yalan söyleyeceğini düşünemiyorum.
Não imagino que ninguém ocultasse isso.
Seninle daha yeni tanıştım ama seninle ilgili hoşlanılmayacak herhangi bir şey düşünemiyorum.
Bem, acabei de te conhecer, mas... Não consigo imaginar nada em ti que não vá gostar.
Bundan daha iyi bir reklam düşünemiyorum.
É a melhor publicidade.
Bunu kullanmak için daha iyi bir zaman düşünemiyorum.
Não consigo imaginar uma melhor altura para usar.
Bir çocuğu büyütecek daha iyi bir çift düşünemiyorum.
Não consigo pensar num casal melhor para educar uma criança.
Ne olduğunu düşünemiyorum.
Não imagino o que fosse.
Bunu bir reklam tabelasında düşünemiyorum.
Não consigo ver isso num outdoor.
Bu aptallığı yapacak başka birini düşünemiyorum.
Não acredito que mais alguém pudesse ser tão estúpido.
O'na karşı gelebilecek bir vampir düşünemiyorum.
Não consigo pensar em nenhum vampiro que queira meter-se com ela.
Şu an neler hissettiğini düşünemiyorum bile.
Não consigo imaginar o que estás a sentir neste momento.
Sadece vücuduma alkolden daha iyi gelebilecek bir şey düşünemiyorum.
Não consigo é pensar numa forma melhor de pôr este álcool todo no meu corpo.
Neler yaşadığını düşünemiyorum, bebeğim.
Não consigo imaginar pelo que passaste, querida.
Kendimi onsuz düşünemiyorum.
É como se eu não conseguisse me imaginar sem ela.
Sensiz bir hayat düşünemiyorum beni tamamlıyorsun
Não consigo imaginar-me a viver sem ti. Tu complestas-me.
Sevdiğin birinden geriye elinde sadece bir telesekreter mesajı kaldığını düşünemiyorum.
Nem imagino o que é ter como única lembrança de alguém uma mensagem de voz.
Dr. Harrison'un silahlı olarak merdivenlerden aşağı sesizce ilerlediğini düşünemiyorum.
Não posso suportar pensar no Dr. Harrison descendo as escadas armado.
Bir aletle yapılmış bir kart nasıl bir duygu taşır düşünemiyorum. Oh!
Eu não posso imaginar que tipo de sentimento pode ter um cartão feito por um aparelho.
Kolumda, kalıcı olarak yerleştirilmiş ve beni tanımlayan bir şey olmasını düşünemiyorum.
Não me importava de ter um implante permanente no meu braço, que me identificasse.
Sanırım bu yüzden kendimi sih olarak düşünemiyorum.
Por isso eu jamais poderia ser um sique.
Ama onu bulmaktan başka bir şey düşünemiyorum.
Mas neste momento só consigo pensar em encontrá-la.
Bunun neyle sonuçlanacağını düşünemiyorum bile!
Estou para ver a cara dele quando descobrir!
- Bundan aptalca bir şey düşünemiyorum!
Quem lhe vai arranjar trabalho quando as pessoas souberem disto?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]