Bir arkadaşım tradutor Português
12,522 parallel translation
- Bir arkadaşımı arıyorum.
Estou à procura de um amigo
Bir arkadaşımı korumam gerekiyor.
Preciso de proteger uma amiga.
Bir arkadaşım geçen gün Crowley ile görüşmüş.
Tenho uma amiga, que fez um acordo com o Crowley ontem.
Bir arkadaşımızın diş meselesi var da. Evet.
A nossa amiga tem um problema dentário.
Bir arkadaşım, Vitya Çmilenko, burada öldü.
Um amigo meu morreu aqui, o Vitya Chmilenko.
Yakın şeyleri yaşamış bir arkadaşım vardı.
Tenho um amigo que passou por uma experiência parecida.
Sana, bir arkadaşım olarak planlarımı haber veriyordum. - Harika bir avukattın.
Estava só a dar-te, como amigo, uma dica sobre os meus planos.
Burada bir arkadaşımı daha toprağa vermek istemiyorum.
Não quero ter que voltar aqui para enterrar outros amigos.
Gerçekten iyi olan bir arkadaşım var.
Realmente um bom amigo de nosso - - ele é, uh...
Bir arkadaşım ödünç verdi.
- Sim! Um amigo meu emprestou-me.
Kötü bir şey çünkü bir arkadaşımı kaybettim, anlıyor musunuz? Ama bunun kariyerimi durduracağını hiç düşünmedim.
Foi uma coisa má, porque perdi um amigo, mas nunca pensei que aquilo poderia acabar a minha carreira.
Aslında, bir arkadaşım için buradayım.
- Na verdade, vim cá por causa de uma amiga.
Jonas benim arkadaşım ve o iyi bir adam ama...
O Jonas é meu amigo e é um bom homem mas...
Ama gurbetçilerin arasında yaşayan eski bir iş arkadaşım var.
Mas tenho um antigo colega lá na comunidade de expatriados.
- Yeni bir kız arkadaş mı bu?
É a tua nova namorada?
Dün gece 2000 sayfalık geliştirim yazdım. Sonra şöyle dedim : "Boş versene arkadaş, Neden tüm karakterlerin seslerini kaydedip ölçekli bir maket yapmıyorum?" İzle!
Escrevi umas 2000 páginas na noite passada, e acabei por pensar, que se lixe, porque não construir um modelo em escala e gravar vozes para todas as personagens?
Arkadaşımın gidebileceği başka bir yer var mı?
Algum lugar onde o meu amigo possa estar?
Tüm bu şehri kurtar yoksa kız arkadaşımı ölümsüz bir psikopata teslim et konuşmasını kaçırdın.
- Então. Perdeste a reunião de salvar a cidade ou entregar a minha namorada a um psicopata imortal.
Annenin bir arkadaşıyım.
Sou amigo da tua mãe.
İyi bir takım arkadaşı olamam.
Não posso ser uma boa companheira.
Ya arkadaşımızın kafası hala güzel ya da bu aşırı açlık dirilmenin bir yan etkisidir.
Ou o nosso amigo estava com uma larica quando patinou, ou esta fome insaciável é um efeito colateral da ressurreição.
Caroline, Valerie'nin tek var olma sebebinin ilişkimizi sabote etmek olduğunu düşünüyor. Ama kafamın içindekileri bir görebilse benimle kız arkadaşımın arasında duran tek şeyin o lanet büyü olduğunu görebilir.
A Caroline acha que a mera existência da Valerie está, de alguma forma, a sabotar a nossa relação, mas, se ela me pudesse ler os pensamentos, ela perceberia que a única coisa que me impede de estar com a minha namorada
Hayır! Güven problemi olan kıskanç bir kız arkadaş olmadığımı bilmeni istiyorum.
Preciso que saibas que não sou uma namorada ciumenta e insegura, está bem?
"Bencil bir arkadaş mı?"
" Um amigo egoísta...
Önceki gün bu karttaki numarayı aradım. Böylece bir kız arkadaşım oldu.
No outro dia, liguei para um número neste cartão, e, sem mais nem menos, ganhei uma namorada.
Bir daha asla kız arkadaşımı aşağılama.
Nunca mais voltes a envergonhar a minha namorada.
Sabahın köründe kız arkadaşımın yurt odasına dalmanın bir nedeni var mı?
Há alguma razão em particular para teres invadido o quarto da minha namorada a meio da manhã?
Tanrım berbat bir oda arkadaşıyım. Yapma lütfen.
Céus, sou uma colega de quarto dos infernos.
Sanırım zaten kız arkadaşının sihirle başka bir adamın bebeklerine hamile olduğunu öğrendiğinde söylenecek pek doğru bir şey kalmıyor.
Eu acho que não há uma coisa certa a dizer, quando se descobre que a namorada está magicamente grávida de outro homem.
- Bir erkek arkadaşım olduğunu ve babalarının o olmadığını...
- Que tenho namorado, e que, contanto que não seja o pai...
Muhakeme yetini kaybetmişsin arkadaşım ve nedeni de ölümlü bir kız.
Não estás a pensar bem, amigo. E tudo por causa desta rapariga mortal.
Senin arkadaşın olmak gerçekten çok kafa karıştırıcı bir şey. Bu yüzden aptalca bir şey yapmak yerine bunu yaptım.
É muito confuso ser vosso amigo, portanto, em vez de fazer alguma loucura, eu fiz isto.
Eşinizin şiddet sorunu olan bir eski erkek arkadaşı ya da bir tanıdığı var mıydı?
A sua mulher tem pessoas no seu passado com uma história de violência?
Yaralı arkadaşına yardım etmeye çalışan birini hedef alan bir adamı nasıl bir anne yetiştirmiş olabilir?
Que tipo de mãe cria um homem para matar alguém que apenas queria ajudar o amigo ferido?
- Sırlarını paylaşabileceği bir arkadaşı var mıydı?
Algum amigo dela saberia?
Bir de en iyi arkadaşım olacaksın.
Devias ser o meu melhor amigo.
Artık resmen en iyi arkadaş olduğumuza göre, bir şarkımız olmalı!
Agora que somos melhores amigos, devíamos ter uma canção!
Ben ve birkaç arkadaşım romantik bir panik odası yapıyoruz bana... Yani bize katılmak istersen...
Sabes, eu e uns amigos estamos a fazer uma sala de pânico romântica, caso queiras vir ter comigo...
Bir arkadaşım.
É amiga.
Şimdi, arkadaşım ve ben çok önemli bir konuyu tartışıyoruz. O yüzden böyle otur, çöreğinin tadını çıkart ve Carly'e "lütfen" ya da "teşekkür ederim" den başka bir şey dediğini duyarsam, seni erkekler tuvaletine götürür ve ağzını sabunla yıkarım.
Eu e a minha amiga estamos a ter uma conversa importante, por isso, fica aí quietinho, aprecia o teu muffin, e se te ouvir dizer algo que não seja "por favor" ou "obrigado" à Carly,
İkimizinkini de alabilir misin acaba? Bittabi arkadaşım! Ne güzel bir gün.
Ouvi dizer que estavam a entregar as chaves das caixas de correio e pensei que podias ir buscar as nossas.
Hem bir posta kutum hem de arkadaşım oldu!
Claro, amiga.
Danışmanımı arayıp yeni bir oda arkadaşı isteyeceğim.
O que achas que estou a fazer? Estou a livrar-me dela.
Ben de oda arkadaşımla benzer bir durum yaşamıştım. Sinirlerimi tepeme kaldıran çok bilmiş ve gıcık bir şeydi.
A questão aqui é que eu tive uma experiência parecida com uma colega de quarto.
Boston'daki polis arkadaşım için bir iyilik yaptım.
Foi um favor para um amigo polícia de Boston.
Kaçma vakti geldiğinde, yakın arkadaşı baklavalarıyla bir tünelde suçu onun üstüne yıktım.
E quando chegou a altura de fugir, abandonei-o num túnel com seis rapazes musculados.
Beni oyuna getirirsen, senin ve kız arkadaşının canlı canlı derisini yüzer ve kendime çıtır çıtır bir İtalyan pidesi yaparım.
Se te metes no meu caminho, esfolo-te a ti e à tua namorada e faço um novo par de calzones.
Bugün bir kaç kez, onunla sadece arkadaş olamayacağımızı fark ettim.
Hoje percebi que não posso ser amigo dela.
Bir sorun yok arkadaşım.
Não, amigo.
- Bir iş arkadaşım.
É uma colega de trabalho.
Sonra bir iş arkadaşımız şunu fark etti.
Mas, depois, um colega nosso reparou nisto.
bir arkadaşım var 42
bir arkadaşım vardı 16
arkadaşım 498
arkadaşımız 19
arkadaşımdı 18
arkadaşımdır 16
bir ay sonra 33
bir anda 56
bir adam var 42
bir avukat 38
bir arkadaşım vardı 16
arkadaşım 498
arkadaşımız 19
arkadaşımdı 18
arkadaşımdır 16
bir ay sonra 33
bir anda 56
bir adam var 42
bir avukat 38
bir alman 26
bir ara 40
bir ay 77
bir an 49
bir at 67
bir adam 202
bir aptal 17
bir ay önce 34
bir araba 43
bir an önce 40
bir ara 40
bir ay 77
bir an 49
bir at 67
bir adam 202
bir aptal 17
bir ay önce 34
bir araba 43
bir an önce 40
bir ailem var 30
bir anlamda 46
bir ay içinde 20
bir adam vardı 32
bir adamın 26
bir anlamı yok 53
bir akşam 28
bir adın var mı 27
bir arkadaş 104
bir adam öldü 19
bir anlamda 46
bir ay içinde 20
bir adam vardı 32
bir adamın 26
bir anlamı yok 53
bir akşam 28
bir adın var mı 27
bir arkadaş 104
bir adam öldü 19