Gercekten tradutor Português
163,793 parallel translation
Yani, bunu... anlamak gerçekten güç. Hepsi birden seninleydi o gece.
Foi difícil processar, pois tu pareces ter sempre tudo controlado.
Biliyorum kalmak planımda yoktu, ama parası gerçekten çok iyi... "
"Sei que não planeava ficar, mas o dinheiro ajudará..."
Grubun da çok iyi gittiğini duymak gerçekten çok güzel, ve kuzeninin de bu konuya odaklanması. "
"Que bom que está tudo a correr bem com a banda " e que o teu primo está concentrado.
Çocuk, sende gerçekten yetenek var.
William... - Tu tens mesmo um dom, sabias?
Gerçekten sahnede çalıyor mu?
Ele está a tocar num palco?
- Gerçekten mi?
Há um DJ. - A sério?
- Gerçekten mi?
- A sério?
Öldü gerçekten de. Kalp krizi de değildi, tamam mı?
Morreu e não foi um ataque cardíaco, certo?
Gerçekten çok seviyor.
Sim, ama.
Gerçekten oldu mu bu?
Aquilo realmente...
Syd, gerçekten anlamıyorum. Senin vücudundaydım.
Syd, eu não entendo.
David, gerçekten sakin olmanı istiyorum. Lütfen bu düğmeye basmak zorunda bırakma beni.
David, preciso que se acalme, e, por favor, não me faça apertar este botão.
Havalandırması gerçekten iyi, namaz kılmaya çok uygun bir derecede oluyor ve halı da çok yumuşak.
Têm um bom ar condicionado, a temperatura está sempre boa para a oração e a alcatifa é muito macia.
Evet Ramesh, iyi gerçekten.
Sim, Ramesh, ele é bom.
- Gerçekten Apple Store'a gittin mi?
- Foste mesmo à Apple Store? - Não.
Ama şeytan olsun ya da olmasın kötülük gerçekten de var.
Com ou sem Diabo, o Mal existe, é real.
Fakat gerçekten Tanrı'nın buyruğunu dünyada yerine getirmek istiyorsanız onun adına bir ordu kurun. - Amin.
Mas, se querem mesmo cumprir a vontade de Deus na Terra, ergam um exército em nome d'Ele.
Gözlerini kapatırsan gerçekten görebilirsin.
Se fechares os olhos, consegues vê-lo.
Gerçekten Amber'ı görmeye mi gidiyoruz?
Vamos mesmo ter com a Amber?
Bu baban mı gerçekten?
É mesmo o teu pai?
Evleri gerçekten mahvetmişler.
Eles realmente fizeram a festa nestas casas.
- Gerçekten iyi bir tahmin çünkü Jody'nin banka hesabı da boşaltılmış.
É um bom palpite, porque a conta poupança dela foi esvaziada também.
Jody'le normal bir hayat sürmeyi gerçekten düşünmedin değil mi?
- Não pensou mesmo que podia ter uma vida normal com a Jody.
- Gerçekten.
A serio.
Gerçekten bilmek istediğim bir şey var, hapiste ne değişti?
O que realmente quero saber é o que mudou na prisão?
Ama işin ironik kısmı hayatında seni gerçekten özel hissettiren tek kişi ben olabilirim.
Mas a ironia, é que devo ser a única pessoa na sua vida que realmente o fez sentir-se especial.
Ama beni gerçekten rahatsız etmek için onu nereye koyardın?
Mas para me afectar, afectar-me a serio, onde a ia deixar?
Evet. Gerçekten ne olduğunu söyleyen eserleri seviyorum.
Sim, gosto de arte que diz o que é.
Gerçekten çok vahşi.
É de loucos.
Gerçekten... hayata geçmiş bir kişilik.
De uma personagem que esteja concretizada.
Geri kalmış gibi hissettiğimde gerçekten endişeleniyorum.
Eu fico muito ansiosa quando me sinto a ficar para trás.
Gerçekten mi?
A sério?
Bir kitap kurtarmaya gerçekten yardımcı olur.
É um livro que nos vai ajudar a salvar isto.
Bence kadın izleyiciler gerçekten kendilerinden bir şeyler bulacaklar.
Acho que é algo com que o público feminino se vai identificar.
- Seni görmek güzel Lorene, gerçekten. - Peki.
Foi um prazer vê-la, Lorene, a sério.
Gerçekten, baban gittikten sonra Cathy Teyzen olmasaydı aklımı kaçırabilirdim.
A sério, quando o teu pai se foi embora, se não fosse a tua tia Cathy, acho que tinha dado em louca.
Sence gerçekten aramamı istiyor mudur?
Achas que ele quer mesmo que eu lhe ligue?
Gerçekten yapamaman çok kötü.
É pena não o poderes fazer a sério.
- Neden gerçekten yapamıyormuşum?
- Porquê?
Bahsi geçmişken, istediğin kader gerçekten bu mu?
Por falar nisso... É mesmo este o destino que queres?
Gerçekten seni incitmek istemiyoruz!
Por favor. Não o queremos magoar.
Onca yıl kilitli kaldıktan sonra... yürümek gerçekten iyi geliyor.
Depois de todos estes anos preso, é muito bom poder esticar as pernas.
Gerçekten.
A sério que não.
Evet. Gerçekten.
Claro que sim.
Ördek kuğu olabileceğine o kadar inandı ki... gerçekten de kuğuya dönüştü.
O pato que acreditava tanto que podia ser um cisne, que se transformou mesmo num.
Gerçekten.
A sério.
O gerçekten de Gold ve Belle'in bebeği miydi?
Era o bebé do Gold e da Belle?
Gerçekten Robin değil.
Não é bem o Robin.
Gerçekten de öyle.
Pois é.
Gerçekten çok iğrenç!
Meu Deus, isto é tão nojento.
Bu gerçekten- -
- Olhe. - Não, isso é...
gerçekten 4665
gerçekten mi 5647
gercekten mi 17
gerçekten çok güzelsin 18
gerçekten çok üzgünüm 145
gerçekten çok güzel 132
gerçekten sen misin 47
gerçekten çok kötü 18
gerçekten çok komik 20
gerçekten bilmiyorum 225
gerçekten mi 5647
gercekten mi 17
gerçekten çok güzelsin 18
gerçekten çok üzgünüm 145
gerçekten çok güzel 132
gerçekten sen misin 47
gerçekten çok kötü 18
gerçekten çok komik 20
gerçekten bilmiyorum 225