Hasta mı tradutor Português
3,761 parallel translation
O kadar zayıf olmak istiyorum ki, insanlar... - "Hasta mısın, ölecek misin?" desin.
Quero ser tão magra que as pessoas me perguntam se estou doente.
Hasta mısınız? Solgun görünüyorsunuz.
Presumi que fosse sempre lá estar.
- Hasta mısın?
- Estás doente?
Hasta mısın?
Você está doente?
Hasta mısın?
Estás doente?
- Hasta mı?
- O paciente?
Hasta mı?
Ela está mal?
Hasta mısınız?
Você é imoral?
Onlar gibi hasta mı?
Está como eles?
Hasta mı olmuş?
Está doente?
Hasta mısın dostum?
Amigo, estás doente?
- Hasta mısın?
- Está enjoada?
Hasta mı?
- Está doente?
- Hasta mısınız?
- É um doente?
Hasta mısın yoksa?
Sentes-te mal?
- Hasta mısın lan sen?
Afinal qual é o teu problema?
Hasta mısın?
- Está doente?
Ben inanılmaz derecede uslu bir hasta olacağım.
Vou continuar a ser uma paciente boazinha.
Söyleyin bakalım, bu hasta köpek hakkında ne biliyorsunuz?
Digam lá, o que sabem sobre o maluco dos Sea Dogs?
Ben ağlıyorum çünkü bu sabah gördüğüm bir Hallmark reklamını hatırladım, hasta kediyle düet yapılıyordu.
Estou apenas a chorar porque estava a pensar no anúncio da Hallmark. Eu viu-o hoje de manhã, é sobre um gatinho doente.
Bir anlığına sersemledim. Aman Tanrım hasta değilim.
Senhores, não fiz por merecer esta oportunidade?
- Hekim hasta olduğunuzu söyledi. - Bir hafta yatakta kalmalısınız. Bir hafta mı?
Sou a rapariga mais velha, tenho mais experiência e com certeza sou eu que a Menina Audrey quereria.
Bir hasta geldiğinde, defteri açıp, sizin bir sonraki adım için ne söylediğinize bakabiliyordu.
Quando um paciente chegava, ele verificava as anotações.
Onları hasta mı etmişim?
Eu os fiz adoecer?
Onlar da mı hasta?
Eles também estão doentes?
Daha yeni döndüm ve arkadaşlarım hiç sallamadı karım hasta, anneme gittim o da...
Acabei de voltar e os meus amigos não querem saber, a minha esposa está doente, fui ter com a minha mãe...
100lerce saat terapi gördüm bir hasta olarak, ama bir kaç şey kaptım ve size şunu söyleyebilirim.
Já fiz mais de mil horas de terapia, gratuitas, como paciente, aprendi algumas coisas, e posso dizer uma coisa.
Hasta falan mısın?
Estás doente?
Sanırım imparatorluğumu hasta yatağımdan yönetmem gerek.
Acho que vou ter que controlar o meu império através do meu leito.
Bak sen, hastahanede dokuz hasta insan mı ölmüş?
Caramba... Nove doentes morreram num hospital!
Yeterince hasta birini bulamayınca canınız mı sıkıldı?
Que aconteceu? Cansou-se de esperar por alguém suficientemente doente?
Joplin bir alıcı bulduğunu söylemişti ve her şey o gece için ayarlanmıştı, ama ben... yapamadım ve hasta olduğumu söyledim.
Joplin disse que encontrou um comprador e estava tudo combinado para aquela noite, mas eu... Não consegui continuar e disse que estava doente.
Midenizin ne kadar hasta olduğu umrumda değil ya da sadece sıvı almanız. Bugün hindi günü, gidip herkesin kalbini yediğinden emin olacağım.
Não importa se estiveres com dor no estômago... ou numa dieta líquida... neste dia do peru, farei com que todos comam os vossos corações.
Danny ve ben de Aiden'ın hasta dosyasından ne bulabileceğimize bakalım.
O Danny e eu vamos ver o que descobrimos com o ficheiro do paciente do Aiden.
Karşılaştığım tek hasta o olmasa da, gördüğüm en az işbirliğine meyilli hasta oydu.
Ele foi, sem dúvida, o paciente menos cooperativo que eu já tive.
Kazandığımız her dolar hasta, açlık çeken ve kötü muamele görmüş bir çocuğa gidecek.
O que fizermos ajudará crianças doentes, esfomeadas e maltratadas.
Hasta mısın?
- Estás doente?
Hasta kurtulacak mı?
- O quê? - O paciente vai ficar bem?
Tanıştığımız dakikadan itibaren bana hasta olmuştu.
Era louca por mim desde o minuto em que nos conhecemos.
Hey, annen ya da hasta bakıcın değilim ancak hastalığa dirençsiz kalıp ölürsen babanın bir dahaki maaş çekimi göndermeyeceğine eminim, tamam mı?
Não sou sua mãe, não sou sua enfermeira... mas se morrer de exposição aqui, tenho quase a certeza que o seu pai não me vai enviar o próximo cheque, está bem?
Düşündüğümden daha hasta durumda olmalıyım.
Devo estar mais doente do que pensei.
Morgan'ın o gece hasta olduğuna dair kanıtımız var.
Temos provas de que o Morgan passou mal naquela noite.
Ben kontrolden çıkmıştım, ve annen beni hasta ediyordu.
Fiquei bastante transtornado, e a tua mãe ficou doente.
Afedersiniz, bayım, Şu otobüsün çarptığı hasta, hangi odada kalıyor?
Com licença, borracho, o doente atropelado por um autocarro está em que quarto?
Doğru. Tad'ı avutmayı bile reddettiğin zaman... – Willie'nin odasındaydım çünkü, – Çocuk yalnızca hasta değildi,
É verdade, quando tu te recusaste tanto a confortar Tad... – Eu estava no quarto com Willie.
Hasta falan mı?
Ela está doente?
Hasta bir çocuğu iyileştirsen ya da yeni bir hayvan yaratsan olmaz mıydı?
Você não podia ter curado uma criança doente ou criado um novo animal?
Hasta edercesine tatlı olacağım.
Estou enjoada.
Hangi hasta ruhlu aile büyük bir domatesi kızımın pantolonuna bulaştırır?
Que familia doente é esta que esfrega um tomate enorme nas calças da minha filha?
Emlak meselesini bırakıp da hasta arkadaşına yardım ettin diye mi?
Porque estavas a ajudar um amigo doente e não a fechar um negócio. O quê?
Hasta gibisin, ben olsam izin alırdım.
Se lhe derem um dia de folga por doença, eu pedia.
hasta mısın 277
hasta mısınız 50
michael 2337
michele 109
michèle 40
mina 105
mike 2004
miss 41
mira 52
mimi 88
hasta mısınız 50
michael 2337
michele 109
michèle 40
mina 105
mike 2004
miss 41
mira 52
mimi 88