Hava soğuk tradutor Português
835 parallel translation
Hava soğuk, eldivenimi evde unutmuşum.
Está frio. Deixei o regalo em casa.
- Hava soğuk, değil mi, Rusty?
- Não está frio?
Hava soğuk.
Faz frio.
Bu gece hava soğuk.
- Está uma noite fria.
Hava soğuk ve titremek istemiyorum.
Está frio e não quero tremer.
- Hava soğuk, içki içmeliyim.
- Está frio e preciso duma bebida.
Döndüğümüzde hava soğuk olacak.
Fará frio quando retornarmos.
Guido'cuğum, yorganın altına gir. Hava soğuk. Kıpırdama.
Guido, entra na cama, que arrefeces.
Hava soğuk. Metroya bineceğim.
Vou apanhar o metro.
Hava soğuk.
O ar está frio.
Hava soğuk.
Está frio.
Geceleri, hava soğuk olduğunda... koyun koyuna uyurduk.
De noite, quando fazia frio... a gente dormia abraçadinho.
Ama aslında buradaki mesele... - Orada hava soğuk mu?
Mas... na verdade eu...
- Hava soğuk.
- Está frio hoje.
Hava soğuk.
Esfriou.
Dağlarda hava soğuk olur.
É... frio ali naquelas montanhas.
- Hava soğuk, değil mi?
- Está frio, não está?
Max, hava soğuk olduğunda ne yapıyorsun?
Max, o que é que fazes quando está frio?
Kazağını giymene sevindim, çünkü hava soğuk.
Ainda bem que vestiste a camisola, porque está frio.
Sevgili dostlar, hava çok soğuk. Hepiniz üşütebilirsiniz. İçeriye gelmenizi teklif edebilir miyim?
E agora, meus caros amigos, está frio, podem adoecer permito-me aconselhá-los a voltar para dentro.
Temiz, soğuk hava.
Ar puro e fresco.
Hem hava da soğuk ve nemli olur.
Além disso, estará desagradável, e frio, e húmido.
Rahat olmayacaksın ve hava da soğuk.
Ele está aí?
Ev 3500 metre rakımda... hava çok soğuk, ama temiz.
A casa está a uma altitude de 2800 metros faz muito frio mas o ar é bom.
Rüzgâr kötü esiyor, hava çok soğuk.
Que ar cortante! Faz muito frio!
Üst katta neyim var sanıyorsunuz, soğuk hava deposu mu?
A da sala de jantar também.
- Hava çok soğuk. - Yelkene ne dersin?
- por que não saímos de navio, então?
O ısmarladı, ayrıca, hava çok soğuk.
Está tão frio.
Hava çok soğuk.
Agasalha-te bem.
Bu yüzden peşimizden soğuk hava deposuna gelmedi.
Foi por isso que ele não veio atrás de nós a parte gelada.
Hava amma da soğuk!
Que frio!
Baksana, çok yorgunum ama... yine kalkıp, gidip yüzelim, hava hiç soğuk değil.
Estou cansadíssima, mas vou levantar-me na mesma. Vou nadar. Não está frio nenhum.
Ancak bahar sonu ve sonbahar başında meydana gelen donlardan hava akımının elverişli olduğu yerler sayesinde sakınmaları ve bu tür yerlerde soğuk havanın alt seviyelere kadar rahatça ulaşabilmesi tepelere büyük bir avantaj sağlamaktadır.
Mas a ausência de geadas primaveris tardias e de prematuras no Outono, desfrutada por locais com bom escoamento de ar, onde o ar frio se pode escoar facilmente para níveis inferiores, dá às encostas uma vantagem decisiva.
Bu... açlık ve soğuk hava... yöntemleri bana sökmez, Grantby.
Matar-me de fome e de frio... não funciona comigo, Grantby.
Bu gece hava soğuk. - Ne oldu?
- O que lhe aconteceu?
Bu sabah hava ne kadar soğuk, değiI mi?
A águar está fria, esta manhã. não está?
- İçeride sadece soğuk hava var.
- Está frio, só isso.
Sana atkı yapayım, sabah hava çok soğuk olur.
Vou pôr-lhe um lenço. Vai estar frio de manhã.
Hava yağmurlu, soğuk, ve ağır ateş altındayız!
Está molhada, está fria, e nós sob fogo intenso!
Hava çok soğuk! Haydi, yukarı çıkalım.
Meus queridos, esses homens na noite passada trouxeram notícias muito más, e o Pai estará ausente por algum tempo
Evet, burada kasabın yardımcısı olarak çalışıyordum... ve oradaki soğuk hava deposunda...
Trabalho aqui como ajudante de açougueiro e encontrei na câmara frigorífica...
Hava kirliliğinden, artan fiyatlardan, yükselen vergilerden ve soğuk kara kışlardan kaçın.
Diga adeus à poluição do ar, às viagens para o emprego, à alta dos preços e impostos e aos Invernos frios e deprimentes.
Öncelikle hava çok soğuk, sıfırın altında 40 dereceydi.
Primeiro, porque estava frio, estavam 40ºC negativos.
Bırada Gallup da ve çevresinde, ( Yeni Meksika eyaleti batısında şehir ) Kuzeyden soğuk bir hava kütlesi bekliyoruz.
Aqui em Gallup e zonas circundantes, aguardamos uma frente fria intensa vinda de norte.
... büyük bir soğuk hava kütlesi kuzeyden ilerliyor.
... uma frente fria intensa desloca-se de norte.
Hava çok soğuk, metal daralması var.
A merda de um buraco, estamos a trabalhar, sabe como é...
Hava çok soğuk ve kalkmak için çok erken.
Está muito frio. É muito cedo para nos levantarmos.
- Bu sabah hava ne kadar soğuk!
- Que frio que está, esta manhã... - O ar arrefeceu...
Soğuk hava en çok Güneybatıyı vuruyor,... Teksas, Nevada ve New Mexico'da dâhil.
Os mais atingidos pelo clima chuvoso foram os estados do sudoeste, incluindo o Texas, o Nevada, o Arizona e o Novo México.
Hava burada biraz soğuk Tavanı kaldırmamı ister misiniz?
Faz um bocadinho de frio aqui em cima. Quer a capota subida?
Hava biraz soğuk.
Está uma noite fresca.
soğuk 387
soğuk mu 34
soğukkanlı 18
soğuk savaş 25
soğuktu 22
hava çok güzel 31
hava durumu 19
hava çok sıcak 61
hava çok soğuk 32
hava güzel 25
soğuk mu 34
soğukkanlı 18
soğuk savaş 25
soğuktu 22
hava çok güzel 31
hava durumu 19
hava çok sıcak 61
hava çok soğuk 32
hava güzel 25