Hazır olduğunda tradutor Português
1,207 parallel translation
Hazır olduğunda gel.
Quando estiveres pronto.
Şimdi odana gidip bu akşam yaptıklarını düşünmeni istiyorum ve Natali'den özür dilemek için hazır olduğunda tekrar konuşacağız.
Quero que vás para o teu quarto e penses naquilo que fizeste. Quando estiveres disposto a pedir desculpa à Natalie, falamos.
Hazır olduğunda gelirsin.
Quando quiseres, eu estou às ordens.
Hazır olduğunda gel benimle konuş.
Quando estiveres preparado, dizes-me.
Hazır olduğunda Gizli Servis seni Washington'a geri götürecek.
O Serviço Secreto leva-te para Washington assim que estiveres pronta.
Hazır olduğunda, Ajan Finn.
Estou pronta quando estiveres, agente Finn.
Belki başka bir zaman. Hazır olduğunda.
- Quem sabe, uma próxima vez quando estiveres preparado.
Hazır olduğunda beni ara.
Telefona-me quando quiseres.
Cerrahlar hazır olduğunda, bana Vulcan'ı getirin.
Os cirurgiões que se preparem e depois trás-me a Vulcana.
Hazır olduğunda söyle.
Estás pronta?
- Hepsi masanın üzerinde. Hazır olduğunda içeri gel.
Está tudo na mesa, portanto, vem quando puderes.
Hazır olduğunda, bir sarayda yaşayacaksın.
Quando estiveres preparado, vais viver para um palácio.
Hazır olduğunda arabaya binip karakola gideceğiz.
Quando estiveres pronta, vamos até à esquadra.
Hazır olduğunda.
Quando ele estiver preparado.
Columbia'dan ayrıl. Hazır olduğunda geri gelebilirsin.
Deixa Columbia, e podes voltar quando estiveres preparada.
Hazır olduğunda, orada olacağım dostum.
Quando for, eu estarei lá, meu.
- Üçte. Hazır olduğunda Jonas.
- Aos três, quando estiveres pronto, Jonas.
- Çavuş, hazır olduğunda ateşle.
- Sargento, pode lançar.
Hazır olduğunda ateşle.
Lançar quando possam.
Hazır olduğunda, Binbaşı.
Quando quiser, major.
Rhonda hazır olduğunda keşfe çıkmana izin verecektir.
ela... ela dá-te um sinal.
Tamam. Özür dilemek için hazır olduğunda... modellik şeyleri için aşağıda olacağım.
Bem, quando estiveres pronta para pedir desculpa, eu estarei lá em baixo a fazer sessões fotográficas.
Kalkmaya hazır olduğunda, onu al.
Quando quiseres levantar-te, veste isso.
- Hazır olduğunda beni arar mısın?
- Ligas-me quando estiveres?
Hazır olduğunda bana söyle.
Diz-me quando estiver bom para ti.
Hazır olduğunda olur efendim.
Vai estar pronto quando estiver pronto.
Kendine iyi bak. Ve bir şeyler okunmaya hazır olduğunda beni ara, tamam mı?
Descansa bem e liga-me quando tiveres alguma coisa para me ler, está bem?
Hazır olduğunda sana söyleyecektir.
Ele diz-te quando estiver pronto.
Dövüşmeye hazır olduğunda bana haber ver.
Avisa-me quando estiveres pronto para combater.
Hazır olduğunda araba burada olur mu bilemem ama.
Não tenho é a certeza se o carro ainda cá estará quando estiveres pronta.
Hep böyle duracaksan Kont Dooku buraya seni neden gönderdi bilmiyorum. Demek istediğim, hazır olduğunda harekete geçebilirsin.
Não sei porque o Conde Dooku te enviou aqui se tudo o que fazer é ficar aí parado quero dizer... quando estiver pronto!
Hazır olduğunda babanla görüşmen için biri seni CTU'ya götürecek.
Quando estiveres pronta, um agente leva-te à UAT para poderes estar com o teu pai.
Bu arada Sydney'ye dönmeye hazır olduğunda seni aramasını söyledim.
Entretanto, dei instruções à Sydney para te contactar quando quiser voltar.
Çıkmaya hazır olduğunda bekliyor olacağım.
Quando estiver pronta para a fuga, estarei à espera.
- Hazır olduğunda görüşeceğiz.
Encontramo-nos quando tiveres... pronto.
O ifriti yeneceğimize inanıyorum.. O geldiğinde değil, onun ordusu hazır olduğunda değil.
Eu acredito que podemos derrotar este mal... não quando ele vier, não quando o seu exército estiver pronto...
Karar vermeye hazır olduğunda, bu kağıda yaz.
Quando estiver pronta para decidir, escreva num pedaço de papel.
Hazır olduğunda beni ara.
Chama-me quando estiveres pronto.
Hazır olduğunda işaret ver.
Dá-nos sinal, quando estiveres pronta.
Masa hazır olduğunda size çağrı bırakacağız.
Sinalizaremos quando a mesa estiver pronta.
O halde neden öyle biri olmaya hazır olduğunda geri dönmüyorsun?
Então porque não voltas quando estiveres preparado para ser um?
Hazır olduğunda bana bildir.
Quando quiseres entrar, diz-me.
Hazır olduğunda.
Bom, quando estiveres preparado.
Hazır olduğunda, Bize dönecek.
Virá para casa, quando estiver preparado.
Ve herşey hazır olduğunda, Tok'ra sahte tableti yerleştirecek, ve, biraz şansla, Anubis'i gezegene doğru çekeceğiz.
Quando tudo estiver pronto, os Tok'ra vao colocar a nossa tábua falsa e, com sorte, atraímos Anubis para o planeta.
- İyi ama buritolarım hazır olduğunda, yiyeceğim.
- Está bem... mas quando o meu burrito estiver pronto, vou comê-lo.
Gitmeye hazır olduğunda eleman dışarıda olacak.
O rapaz irá ter lá fora, quando estiveres pronto para ir.
Hazır olduğunda gelirim.
Voltarei quando estiver pronto.
Hazır olduğunda başlayabilirsin Ignacio.
Quando estiveres pronto, Ignacio...
Hazır olduğunda halefini atayacaktır.
Quando ele estiver preparado, nomeará um sucessor.
İşi bitirmeye hazır olduğunda... ayağa kalk, ayakkabılarını giy ve oradan git.
Ou fracturar uma anca? Becca. O que é isto?
hazır 1476
haziran 88
hazır mısın 1689
hazırım 712
hazırız 372
hazırlanıyorum 21
hazırlanıyor 24
hazırlan 155
hazırmısın 32
hazırlar 37
haziran 88
hazır mısın 1689
hazırım 712
hazırız 372
hazırlanıyorum 21
hazırlanıyor 24
hazırlan 155
hazırmısın 32
hazırlar 37
hazırlanın 151
hazır mıyız 179
hazırla 22
hazır mısınız 587
hazırsın 36
hazır değil 19
hazır mı 131
hazır ol 454
hazır değilim 49
hazır olacağım 27
hazır mıyız 179
hazırla 22
hazır mısınız 587
hazırsın 36
hazır değil 19
hazır mı 131
hazır ol 454
hazır değilim 49
hazır olacağım 27