Herkesın tradutor Português
12,014 parallel translation
Herkes yere yatsın!
Todos para baixo!
Herkes gibi kapıyı çalamaz mısın?
Não sabes bater à porta como toda a gente?
Burası senin tapınağın ve burada herkes ne istersen onu yapar.
Este é o teu templo e todos fazem o que desejares.
Herkes topa iyice baksın.
Olhem todos para a bola...
Herkes için en doğrusu olduğunu düşündüğün şeyi yapmalısın.
Tens de fazer o que pensas ser melhor para todos.
Güneydoğu Asya'daki en büyük bakır damarını keşfetti. Herkes bir parça koparmaya çalıştı Ben de...
Soube que ele tinha acabado de descobrir o maior depósito de cobre do Sudeste Asiático, e todos queriam um bocado dele, inclusive eu.
Kenny Wells hep masumiyetini savundu Kendisin de herkes gibi kandırıldığını
O Kenny Wells manteve sempre a sua inocência, que foi enganado como todos os outros.
Herkes fotoğrafını çekti mi?
Alguém conseguiu uma foto?
Herkes bana baksın!
Vejam todos!
Cehennem'deki herkes bir kızın, müşteriyi tırmalamaktan fazlasını yaparsa cezalandırılacağını bilir.
Todos aqui no "Inferno" sabem se uma miuda, por exemplo, arranhar um cliente ela será castigada.
Herkes eğlenmeyi bıraksın!
Podem parar com a festa?
Herkes farlarını yaksın!
Toda a gente ligue as luzes.
Pekala öyleyse. Herkes bir kürek alsın.
Peguem todos num remo.
- Evet, tabiî ki, elbette, ama 6 ay önce herkes onun mezarlıkta yandığını gördüyse Renney'nin karısı nasıl oluyorda bizim bahçemizden çıkıyor?
Sim, é claro que sim, mas... Como é que o corpo encontrado pode ser o da esposa do Renney quando toda a gente a viu ser enterrada no cemitério seis meses antes?
Herkes eşyalarını toplasın.
Pessoal, vão buscar as vossas coisas.
Herkes etrafımda toplansın.
Malta, juntem-se todos.
Herkes tahtada ki denkleme baksın.
Vamos ver a equação no quadro.
- Beni burada tutamazsınız! - Herkes sakin olsun!
- Não vão prender-me aqui.
Herkes güzel yemek masanın etrafında toplanır. Yediğin sebzeleri yetiştiriyorsun ya da köşedeki manavdan satın aldın.
Toda a gente sentada ao redor da tua bela mesa, a comer vegetais que tu cultivaste ou compraste no quiosque da esquina.
Herkes gözünü dört açsın.
Estejam todos atentos.
Devam edin, herkes bahislerini yatırsın.
Façam as vossas apostas.
Herkes dışarı çıksın, hadi.
Saiam todos.
Herkes Sarah'nın bağırsaklarından huzursuz oluyor.
Às vezes, estamos todos irritados por causa do teu cólon, Sarah.
Herkes yere yatsın, hemen.
Todos para baixo, já. Todos para baixo.
Herkes, dışarı çıkın!
Todos cá para fora!
Herkes Texaslıların en iyi dövüşçüler olduğunu biliyor.
Toda a gente sabe que os texanos dão os melhores lutadores.
Herkes derin bir nefes alsın.
Respirem bem fundo.
Herkes yere yatsın lan!
Todos para a merda do chão!
Birkaç dakika içinde Claire ve tanıdığın herkes ölecek.
Dentro de minutos, Claire estará morta tal como toda a gente que conheces.
Herkes normal davransın.
Ajam naturalmente.
Pekala, herkes ayağa kalkıp ön kapıdan çıkmaya başlasın Iütfen.
Preciso que se levantem todos. Saída pela porta da frente, por favor.
Beni müdürün ofisine çağırdıklarında herkes gibi beni kovacaklarını sanmıştı.
Quando me chamaram ao gabinete do Comissário, ele pensou que me iriam despedir, como a todos os outros.
Herkes gibi parasını vermeli.
Ele tem de pagar como os outros.
Herkes kaçsın!
Fujam, pessoal!
Herkes öyle manyağın teki yaptı sanıyor. Ama...
Todos pensam que foi um doido qualquer.
Herkes gibi sen de... bana sırtını döndün.
Viras-me as costas quando todos os outros o fazem.
Ama oradaki herkes yuvasını kaybetti. Bunun için de bütün sorumluluğu üzerime almalıyım.
Mas essas pessoas perderam o seu lar, e por isso, tenho que assumir toda a responsabilidade.
Herkes çıksın, otobüsten inin! Çekilin yolumdan!
Saiam do autocarro!
Tanıdığım herkes koduğumun tornavidasını içer.
Toda a gente que eu conheço bebe os malditos screwdrivers.
Şimdi herkes partnerini kapsın şimdi karşınızdaa, Pamuk-Gözlü Joe!
É hora de pegarem no vosso par porque cá vamos nós com o Cotton-Eyed Joe!
- Sonra ameliyat oluyor, ama kadın çok güzel oluyor ve etrafındaki herkes de çok çirkin!
- Então ela faz a cirurgia, mas acontece que ela é linda e todos os outros são, tipo, hediondos.
Herkes kalksın!
Todos a pé!
Her şey, herkes, blokların yarattığı düzene göre oturuyor.
Tudo e todos assentam na ordem dos bairros.
Herkes kiminle uğraştığını bilecek!
O tipo devia saber com quem se meteu.
Herkes yolunda kalırken sen yükseklere çıktın.
Foram pelo alto quando todos ficaram na trilha.
Herkes çıksın!
Tudo lá para fora!
Herkes gibi Susan da yanlış anlaşılabilecek davranışta bulunabilir veya bir şeyler söyleyebilir ama yine de şeytanın bacağını kırmak için gösterdiği azme hayranım.
Como qualquer um, Susan pode ser capaz de uma acção ou uma observação mal interpretada, mas não posso evitar senão admirar a coragem com que ela suportou grave infortúnio.
Herkes üzerine düşeni doğru olarak yaptığında evliliğin tatmin edici olacağını kanıtlayan Manwaring'in yürekliliğini fazlasıyla tercih ederim.
Prefiro vastamente o generoso espírito de um Manwaring que, totalmente convencido do seu casamento, acha que o que todos fazem é certo.
Herkes parlak zekasının farkında.
Todos comentam sobre a sua inteligência espirituosa.
... herkes bağırıp koşuşturuyordu. Ancak bu kadarını söyleyebilirim.
... os rapazes corriam e gritavam, e é só o que posso dizer.
Herkes Hobbs'ın yalakalığını yapacak- -
Vão estar todos, a engraxar o Hobbs...
herkesin 60
herkesin ailesi 17
herkesin önünde 17
herkesin dikkatine 33
herkesin başına gelebilir 42
herkes 808
herkese merhaba 146
herkese günaydın 69
herkese 98
herkese iyi geceler 79
herkesin ailesi 17
herkesin önünde 17
herkesin dikkatine 33
herkesin başına gelebilir 42
herkes 808
herkese merhaba 146
herkese günaydın 69
herkese 98
herkese iyi geceler 79
herkese selam 29
herkesi 62
herkese iyi günler 18
herkes gibi 80
herkese iyi akşamlar 52
herkes burada 65
herkesten 26
herkes gitti 42
herkes biliyor 94
herkes nerede 199
herkesi 62
herkese iyi günler 18
herkes gibi 80
herkese iyi akşamlar 52
herkes burada 65
herkesten 26
herkes gitti 42
herkes biliyor 94
herkes nerede 199