Herşeyi tradutor Português
11,246 parallel translation
Grace Kelly... şimdi Yüce Majesteleri, Monako Prensesi kaderindeki çekici Prensiyle yeni bir dünyada, yeni bir hayat için sonsuza değin mutlu yaşamak üzere, bildiği herşeyi geride bıraktı.
Grace Kelly, agora Sua Alteza Sereníssima, Princesa de Mónaco, abandonou tudo aquilo que sempre conheceu por uma nova vida num novo mundo, destinada a viver feliz para sempre com o seu Príncipe Encantado.
- Kardeşim bana herşeyi anlattı.
- Meu irmão me contou tudo.
Sanki soğuk bir bira herşeyi düzeltirmiş gibi.
Tá! Como se algumas cervejas geladas resolvessem tudo!
Oyster Swallow Cove hakkındaki herşeyi biliyorum.
Sei tudo sobre o Cantinho do Amasso...
Kariyeri için herşeyi yapabilecek olan bir tek ben miyim?
Sou o único que tem a coragem para fazer o que é necessário? O que está certo?
O eşekle bana on dakika ver, İçindeki herşeyi dışarı çıkarırım.
Dá-me dez minutos com aquele burro e ele vai cagar mais do que as calças.
Tıpkı herşeyi yaptığın gibi.
Tal como tudo o que já fizeste.
Neden herşeyi karmaşıklaştırmak zorundasın?
- Aqui! - Por que precisas complicar tudo?
Kendi listenizi çözün ve onları ne kadar önemsediğinizi göstermek için herşeyi yapın
Descubre a tua lista e faz tudo o que puder para que eles saibam o quanto significam para ti.
Herşeyi değiştirir, tamam mı?
Muda tudo, certo?
Herşeyi yaptım
Fiz tudo.
Senin için herşeyi yaparım.
Eu faço tudo por ti.
Herşeyi doğru yaptığımı sanıyordum.
Eu pensava que tinha feito tudo bem.
korku hakkında herşeyi biliyorum, ve benim dünyamda yeri yok.
Eu sei tudo sobre o medo, e ele não tem lugar no meu mundo.
Herşeyi resimle.
Imagina tudo.
Herşeyi hatırlamıyorum.
Eu não quero lembrar-me de tudo.
Amerikan adalet sistemi ile ilgili herşeyi biliyorum.
Eu sei tudo sobre o sistema de justica americano.
Bana herşeyi anlatmıyor.
Ele nao esta me contando tudo.
Bilmem gereken herşeyi anlatacaksın.
Diz-me tudo o que preciso de saber.
Oh, bebeğim tahmin etmene gerek yok herşeyi kaydettik
Querida, nem tens de imaginar. Temos isso gravado.
Demek istediğim bana yarı doğru cevaplar veriyorsun herşeyi anlatmıyorsun
Estás a contar-me meias verdades, não me estás a contar tudo.
Klör herşeyi öldürür..
O cloro mata tudo.
- Herşeyi adamım..!
- Tudo nas slots está mal!
Sonuç olarak herşeyi kontrol altına almıştım Bütün paramı masaya koymuştum
Eu tinha tudo sob controlo. Tinha o dinheiro na mesa.
Bak bu hala senin büyük günün Ve bana güven, seni buradan çıkarıp vaktinde düğüne yetiştirebilmek için elimizden gelen herşeyi yapacağız
Ainda é o teu grande dia e prometo-te que faremos tudo para te tirar daqui e chegares ao casamento a tempo.
Herşeyi batırdım.
Desta vez foi em grande.
İyi bir zaman geçirtiyor olmam gerekirken Herşeyi bir güzel batırdım.
Em vez de oferecer uma celebração, estraguei tudo.
Ona herşeyi söyle.
Conte-lhe tudo.
Eski mobilyaları yenileriyle değiştirmek istedim,... ama herşeyi monte edecek kadar zamanım yoktu.
Eu quis substituir a mobília antiga por algo mais moderno, mas não tive tempo de montar tudo.
Bunun sorumlularını bulmak için ben ve adamlarım elimizden gelen herşeyi yapacağız
Eu e os meus homens vamos fazer tudo ao nosso alcance para encontrar o responsável.
Birileriyle bir görüşme ayarlamış. Herşeyi ortaya çıkaracağını düşündü.
Tinha combinado uma reunião com alguém que podia pôr a nu isso tudo.
Herşeyi gördüler, Onu ve arabadaki adamı..
Eles viram tudo. Ela, o tipo do carro, tudo.
Herşeyi kesebilir..
Corta qualquer coisa.
Bu herşeyi kanıtlar. Bir gözat.
Aqui está a prova.
Her zaman herşeyi idare edebilirmişsin gibi görünüyor.
Quase parecia que te importavas.
Kardeşimle konuştum Herşeyi biliyor.
Falei com o meu irmão. Ele sabe de tudo.
Mutlu olmam için herşeyi yaparlar.
Eles fazem tudo para eu estar feliz.
- Herşeyi rüya farzet.
- Tens de fazer de conta que é tudo um sonho.
O'nun herşeyi benim.
Sou o único que a adora.
Herşeyi annen olmadan yapmak zorundasın.
Tens de fazer tudo sem a tua Mãe.
Herşeyi anlatacağım.
Eu conto-te tudo e mais alguma coisa.
Herşeyi aldık, Los, Geri kalanı aldık!
- Isto é só a metade. Vamos buscar o resto.
- Herşeyi almak istedik!
- Temos que achar a droga!
Herşeyi biliyorum. Ben...
Eu sei sobre isso.
Bırak herşeyi.
Larga tudo.
Hindistan Takımı mutlaka bizimle ilgili herşeyi duymuşsunuzdur...
Equipa Índia. De certeza que deve ter ouvido falar de nós.
Senin olması gereken herşeyi alan salağın...
Tem tudo o que devia ter sido teu.
Gidip herşeyi polise anlatır...
Ela vai contar tudo à polícia.
Ve sonra Mohini'ye babamın hikayesi dahil herşeyi anlattım.
E depois contei à Mohini toda a história do pai.
Herşeyi mahvettin şu an!
Estragaste tudo agora.
Bu çarpışmadan sonra herşeyi yeniden planlamam lazım.
Parece que o único avião por aqui foi aquele que nos atingiu.
herşeyi yaparım 20
herşeyi biliyorum 24
herşeyi gördüm 16
herşeyi denedim 17
herşey 150
herşey yolunda mı 236
herşey iyi olacak 43
herşey tamam 39
herşey yolunda 454
herşey bitti 79
herşeyi biliyorum 24
herşeyi gördüm 16
herşeyi denedim 17
herşey 150
herşey yolunda mı 236
herşey iyi olacak 43
herşey tamam 39
herşey yolunda 454
herşey bitti 79