Istemem tradutor Português
13,017 parallel translation
Yapmacık davranmak istemem ama seni nereye götürdüğümüzü söyleyemeyeceğimizi söylediler.
Mas disseram que não podíamos dizer-te para onde te estamos a levar.
Burnumu sokmak istemem hiç.
Não me quero meter nos teus...
Ondan bir şey istemem gerekmiyor.
Não tenho de perguntar!
Bölmek istemem.
Não quero interromper.
Bak, acele ettirmek istemem ama.. Buralardaki saatler olduğunda patlıyor.
Não quero apressa-la, mas o relógio está a contar para explodir.
Kolileri açıyordum. Etrafı karıştırdığımı sanmanı istemem.
Eu estava a desfazer as malas, não estava a bisbilhotar.
Acele ediyormuşum gibi görünmek istemem ama- -
- Não quero sair a correr...
Kendisini garip ya da rahatsız hissetmesini istemem.
E não queria que fosse estranho ou desconfortável para ela.
Kalmanı istemem benim hatamdı.
Foi errado pedir-vos que ficásseis.
Kabalaşmak istemem ama elimi sallasam öyle bir kıza çakacağım yani.
Sem querer ofender, é só isso que vejo por aqui.
Seni buna dahil etmek istemem.
Não queria incomodar-te.
Yani patronu hafife almak istemem. Sanırım o biraz...
Sem querer menosprezar a chefe, só pensei que ela fosse...
Buraya gelme sebebin kız arkadaşımla tensel temasa geçmek istemem ve önceden hiç yapmamış olmam sanırım.
Penso que estás aqui porque... decidi ter relações físicas com a minha namorada e nunca fiz isso antes.
Güzel söyledin. Seni hırpalamak istemem ama.
É tempo de recuperar.
Hayır, istemediği sürece Brian'ı mahkemeye çıkarmak istemem.
Não, não quero expor o Brian aos tribunais se ele não quiser que eu o faça.
Ölüye saygısızlık yapmak istemem ama elimizi çabuk tutmaktan yanayım.
Com todo o respeito pelo morto, voto para fazermos isto depressa.
Pekâlâ Dallas, bak damarına basmak istemem ama Manga'yı izliyordum ve ben de aynı konumdayım.
Claro, Dallas. Ouve, não quero intrometer-me, mas tenho reparado no esquadrão e eu já estive nessa situação.
Birlik'ten takviye istemem gerek.
Preciso pedir reforço parana Associação de Heróis.
Böyle bir şey ile yüz yüze gelmek istemem.
Eu que não ia querer enfrentá-lo.
- Hayır, istemem...
- Não, não quero...
- Öyle hissetmeni istemem.
- Sabes como é. - Pois. Não queria que isto acontecesse.
Bunu kaçırmasını istemem.
Gostava de participar nisto.
Bak, bence modern fizik için çok değerlisin fakat bunları heba ettiğini görmek istemem.
Sabe... Considero-a um elemento válido para a física moderna, mas detestaria vê-la desperdiçar esta oportunidade.
DeBarge keyfini bölmek istemem.
Custa-me "debarjar-vos" assim...
Kahve israf olsun istemem.
Não vou desperdiçar um café.
Bunu diyorum çünkü seni önemsiyorum ve kırıldığını asla görmek istemem.
Porque eu preocupo-me contigo e não quero que fiques magoada.
Seni kaybetmek istemem, Bob.
Detestava perder-te, Bob.
Şok beynine vurduğunda o güzelim porselen kaplı dişlerini kırmanı istemem.
Eu não ia querer que partisse esses dentes perfeitos revestidos de porcelana quando a corrente chegar ao seu cérebro.
Deliliğini istemem.
Não quero a tua loucura.
Keyfini bozmak istemem... ama 48 dakikan doldu.
Bem, lamento informar-te, mas os teus 48 minutos acabaram.
Ben zarar gelmesini istemem.
Está bem? Só não me quero magoar!
- Kimseyi istismar etmek istemem.
- Não quero explorar ninguém.
Davam uğruna ya da başka şekilde ölmek istemem.
Não quero morrer pela espada nem por outra coisa qualquer.
Ufak bir ayrıntı üzerinde durmak istemem ama Stephen Hawking erekte olabiliyordu.
Não quero ser picuinhas, mas o Stephen Hawking pode ter erecções.
Acele ettirmek istemem...
Ouve, não quero pressionar-te...
Üniversiteyle sorun yaşamak istemem.
Não quero problemas com a universidade.
- Onu da istemem.
- Também não.
Umudunu kırmak istemem ama Senden önce gelenlerde böyle düşünmüştü
Odeio frustrar as tuas esperanças, mas, não pensas que outros vieram antes de ti com as mesmas ideias, e...
Bak, aşırı zamanını çalmak istemem ama kendimi öldüreceğim.
Não quero tomar-lhe muito tempo, mas vou matar-me.
Bak, aşırı zamanını çalmak istemem ama kendimi öldüreceğim.
Não quero tomar-lhe muito tempo mas vou matar-me.
Çay partinizi bölmek istemem.
Não quero interromper a festa do chá.
Sevgili Bayan Peregrine seni tedirgin etmek istemem ama adamlarımdan biri bunu gönderdi.
" Querida Peregrine, não a quero alarmar, mas um dos meus informadores mandou-me isto.
İnanın bana, buna karışmanızı istemem.
Acredita, eu também preferia não ter me envolvido nisso.
Dinle, çirkin Amerikalı gibi görünmek istemem.
Eu não quero fazer o papel do americano desagradável.
Doriyle açılmayalım diyorum ben. Üzerinde o şık, geniş palto varken midesi bulansın istemem.
E eu acho que não devíamos ir remar no Dory, não quero que ela vomite naquele lindo casaco.
Kimseyi hüsrana uğratmak istemem.
Não quero desapontar ninguém.
Ama önce Cluff'dan izin istemem lazım.
Mas... Mas tenho... Mas tenho primeiro de pedir autorização ao Cluff.
İstemem.
- Não.
Pek iyi değilim ama seni sıkmak istemem cidden.
Está bem.
Hayır, istemem.
Não, não quero.
- İstemem ben onu!
- Não quero!
istemiyorum 1125
istemiyor 51
istemiyorsan 36
istemiyorsun 47
istemez 58
istemezdim 19
istemeden oldu 60
istemiyor musun 270
istemedim 58
istemiyor musunuz 34
istemiyor 51
istemiyorsan 36
istemiyorsun 47
istemez 58
istemezdim 19
istemeden oldu 60
istemiyor musun 270
istemedim 58
istemiyor musunuz 34