Istemez tradutor Português
5,542 parallel translation
Ve bunu ümit ediyorum. Davanın tamamını Noel'den önce, sonuçlandırmak için. Ve ister istemez, yeni yıla uzamayacak.
É do meu interesse que acabemos este processo antes do Natal, e não arrastá-lo até ao próximo ano.
- İnsan uğraşmak istemez.
- Não se mexe com eles.
- Sinan Bey gelmek istemez misiniz bizimle?
- Sinan, quer vir connosco?
Hadi ama kimse somurtkan olmak istemez.
Vá lá, ninguém quer ser o homem sem cor.
Kimse benim geldiğimi görmek istemez.
Ninguém gosta de me ver chegar.
Kimse benim gibi biriyle kocalarının takılmasını istemez. Ama biliyor musun?
Ninguém quer o marido a encontrar-se com alguém... como eu, mas sabe uma coisa?
En iyi dosyada en iyisini ister. en kötüsünü istemez.
No melhor das hipóteses, consegue.
Lily acı çekmeni istemez.
A Lily não quer que sofras.
Lime? - Lime istemez!
Lima, não!
- Kim istemez ki?
- Quem não quer?
Kim istemez ki?
Quem é que não gosta?
Sence o da ikimizin birlikte çalışmasını ve birbirimize güvenmemizi istemez miydi?
Não achas que ele nos queria a trabalhar juntos, - a confiar um no outro?
Çünkü bazen insanlar seninle oynamak istemez ama bu önemli değil.
Porque, às vezes, as pessoas não querem brincar contigo e não faz mal.
Ne tarz bir kadın kendi tarihini seçmek istemez ki?
Que tipo de mulher não quer escolher a sua própria data?
Herkes yanında yarmagül gibi bir şey istemez.
Nem todas querem uma lésbica máscula.
Bence herkes mahremiyet istemez.
Nem toda a gente quer privacidade.
- Seni incitmek istemez.
Ele não te quer magoar.
- Eminim, istemez.
Tenho a certeza que não quer.
Ama bir parçam her kadının bir parçası, sadece güzel olsun istemez.
Mas há uma parte de mim uma parte de todas as mulheres, que não querem apenas o agradável.
Hemşiresin sen. Son günlerini yaşayan bir adamı mutlu etmek istemez misin?
És uma enfermeira, não recusarias reconfortar um homem moribundo.
Karın ve kızın seni bu şekilde hatırlamak istemez.
Não quer que a sua família se lembre de si assim.
Onu bir an önce görmek istemez misin?
Pensei que querias vê-la imediatamente.
Eğer Timothy McVeigh Moskova otoyolunda oturuyor olsaydı onu derhal size iade etmemizi istemez miydiniz?
Se o Timothy McVeigh estivesse num avião russo, não exigia que voltasse imediatamente?
Ay başındaki büyük ikramiyesini mahvetmek istemez tabi.
Não quer perder um grande pagamento.
Yapabilseydim, tüm olanları geri almak istemez miydim?
Achas que eu não corrigia isso se pudesse?
Karınla güzel bir yemek istemez misin?
Não queres partilhar uma boa refeição com a sua mulher?
Bilirim, kimse ölü bir bedene dokunmak istemez. Ama kan lekesini temizlememde bana yardım edersin sanırdım.
Bem, sei que ninguém gosta de tocar num cadáver, mas eu esperava que me ajudasses a limpar o sangue.
Oraya dönmemizi istemez miydin?
Não gostavas de voltar atrás, para mais?
Ama politikacı olduğunda ister istemez düşmanda ediniyorsun.
Mas quando se fazem coisas como político, arranjam-se inimizades.
Natesville'in en güzel ikinci kızı Natesville'in en ateşli üçüncü erkeğini istemez.
A segunda rapariga mais bonita de Natesville não quer o terceiro gajo mais bom de Natesville.
Yani, kimse yalnız olmak istemez.
Quer dizer, ninguém quer ficar sozinho.
Başlamadan önce bazı içeriklere bakmak istemez misin?
não queres saber do contexto antes de...?
Senin armağanını istemez.
Não quero o teu presente.
Hayır, dışarıda halletmek istemez çünkü sizi öldürür, tamam mı?
Não, ele não vai fazer isso... porque ele ia matar-te, entendeste?
Jerry, evsizlerin evi olsun istemez misin? - Evet.
- Queres que sem-abrigo tenham casas?
Dansa ne dersin? - Dans etmeyi öğrenmek istemez misin?
Gostavas de aprender a dançar?
Sorunlarıyla kimsenin sırtına yük olmak istemez.
Não quer sobrecarregar ninguém com os seus problemas.
O da en az benim kadar Monroe'yu tanır ve annesinin ölmesini istemez.
Conhece o Monroe. E, tal como eu, não quer ver a mãe morta.
Yarın görüşürüz. Hey. Sigara içmek istemez misin?
Vejo-te amanhã.
Ragnar Lothbrok gibi bir babanız olsaydı siz de kalmak istemez miydiniz?
Se tivessem um pai como Ragnar Lothbrok, não iriam querer ficar?
Kimse onu bir daha istemez.
Nunca mais ninguém a vai querer.
Eğer sahiden eşcinsel olsaydım bizde kalmak istemez miydin?
Não ias dormir a minha casa se eu fosse gay?
Senin için bunun olmasını istemez miydi sence?
Não achas que ela iria querer isto para ti?
Sen onlarla yaşamak istemez misin?
Não gostavas de morar com eles?
Aklı bu kadar karışmış biri uzun süre gizlenmek istemez.
- Uma mente distorcida não quer ficar escondida durante muito tempo.
O çiftler gibi bilmek istemez misin?
Não conhece nenhum casal assim?
Gelecek dört yılını ona bakarak geçirmek istemez miydin, yavşak Nixon'dansa...
Agora, não preferia passar os próximos 4 anos a olhar para ele do que para um Nixon nervoso...
Hiç bir baba oğlunu militan olarak görmek istemez.
Nenhum pai quer ver o seu filho como um militar.
- Bir varis istemez misin Margot?
- Não queres um herdeiro...
- Sebebini bilmek istemez misin?
Não quer saber porquê?
- İstemez miyim?
A sério, não queres?
istemezdim 19
istemez misin 33
istemezsin 24
istemiyorum 1125
istemem 270
istemiyor 51
istemiyorsan 36
istemiyorsun 47
istemeden oldu 60
istemiyor musun 270
istemez misin 33
istemezsin 24
istemiyorum 1125
istemem 270
istemiyor 51
istemiyorsan 36
istemiyorsun 47
istemeden oldu 60
istemiyor musun 270