Kendim için değil tradutor Português
296 parallel translation
Sadece kendim için değil, diğerleri adına da konuşuyorum.
Näo falo só por mim, mas pelos homens que condenaram.
Ben senin için çok korkuyorum, kendim için değil.
Tenho medo por ti. Não por mim.
sadece kendim için değil, Laura için de.
não só por mim, mas por Laura.
Gerçekten çok tutkuluyum. Sadece kendim için değil, uzmanlığım için de.
Sou terrivelmente ambicioso, não por mim, mas pelo meu pombo especial.
Ama herkes ne yaptıysam sadece kendim için değil,... herkesin iyiliği için yaptığımı anlamalı.
No entanto, deveriam entender que o que eu fiz foi para o bem de todos, não foi só por mim.
Kendim için değil, ama küçük kadınımın iyiliği için.
Pela minha mulher!
Ne yapıyorsam sadece kendim için değil aynı zamanda senin için de yapıyorum.
O que estou fazendo não é só por mim, mas por si também.
Sadece kendim için değil, gerçekten.
Não só por mim, a sério.
Kendim için değil, Efendim!
Não por mim, Majestade...
Bu çengeli koparacağım. Bunu kendim için değil sizin için söylüyorum : Çengel etime geçebilir.
Isto aqui não é para proteger-me, mas para poupá-los da visão do gancho espetado na minha carne.
Kendim için değil, senin için korkuyorum.
Não temo por mim, temo por si.
Kendim için değil, adamlarım için, bağışlanma diliyorum yine.
Não para mim, mas para meus homens, peço abrigo.
- Kendim için değil, senin için.
- Por minha não. Tu és meu amigo.
Bu yaptığımı, kendim için değil... Roma için yapıyorum.
O que faço, não o faço por mim... mas por Roma.
Onlar hesabına burdayım, kendim için değil.
É por eles que estou aqui, não por mim.
Dua etmek isterim Kendim için değil kardeşim için.
Gostava de dizer uma oração. Não por mim, mas pelo meu irmão.
Ben de aradım Biederbeck ama kendim için değil Victoria'm için.
I, então eu procurado Biederbeck... mas não para mim. Para a minha Victoria.
- Kendim için değil, Karım için.
Não é para mim, mas para a minha mulher.
- Kendim için değil, Rodion için.
- Näo era para mim, era para Radion.
Ben babam için üzülüyorum, kendim için değil!
Estava a lamentar o meu pai, não a minha pessoa.
Kendim için değil vallahi.
Não faço isto por mim, a sério.
Bunu kendim için değil, senin için yapıyorum.
Não faço isto por mim, faço-o por ti.
Kendim için değil.
Gostaria de saber.
Sadece kendim için değil, Shidoshi'm Tanaka için de.
Não só por mim, mas também por Tanaka, o meu Shidoshi.
Bunlar kendim için değil.
Não são para mim.
Ama kendim için değil, çocuklar için.
Liceu Polk. E não é por mim, mas pelas crianças.
Kendim için değil, kuş beyinli.
Não é para mim, seu idiota.
Bilmeni isterim ki Jake, bunu sırf kendim için değil, senin içinde yapıyorum.
Quero que saiba, Jake, que sou o único que fez isto por mim e por si.
- Hayır, hayır. Kendim için değil.
Não, não, não, não é para mim.
Kendim için değil başkalarının üzülmesinden korkuyorum.
Raios! Não tenho medo disto, só tenho medo de aborrecer os outros!
Kendim için değil.
Não para mim.
Kendim için değil, senin için.
Não para mim, para ti.
Ama kendim için değil. Yemeği tadan ajan, tadını çok beğendi.
O segurança que provou disse que estava delicioso.
Biraz bira alacağım. Kendim için değil!
Vou levar algumas cervejas.
Kendim için değil ama ikinci kocam için bulundum...
Não no meu, mas no do meu segundo marido.
"Kendim için değil, ama senin için öldüm"
"Não morro por mim mesmo mas por vocês."
Size kendim ve oğlum için değil ama anavatanımızın birliği için yalvarıyorum.
Não falo por mim, ou pelo meu filho... mas pela unidade da terra russa.
Kendim için özür dileyecektim, Ralph için değil.
Queria pedir-lhe desculpa por mim, e não pelo Rolph.
Kendim için yaptığım değil de neden başka bir yerde ölmeliyim.
Porque deveria morrer num lugar que não é meu?
Yerinde olsam benim için değil, kendim için endişelenirdim, Valmont.
Eu preocupava-me mais com o seu conforto do que com o meu, Valmont.
Kendim için çalışırım, başkasına değil.
Trabalho para mim e para ninguém mais.
Ama neler olup bittiğini anlatamam. İstemediğim için değil. Kendim de emin olmadığım için.
Não te posso contar o que é, não porque não queira, mas porque... eu sou...
Malcolm,... ya da para için değil, kendim için istediğim anlar!
Não pelo Malcolm ou pelo dinheiro mas por mim.
Kendim için değil tabii.
Claro, não era para mim.
Sadece onun için değil, kendim için de.
Tudo bem. Não é só por ela. É por mim tambén.
Roz, kendim için değil.
Vou refrescar a tua memória.
Hem de kendim için bile değil!
E nem sequer é para mim.
Kendim için fazla değil, ama çok saygıdeğer biriyim duyulursa kasaba zarar görebilir.
Não tanto por mim, mas sou tão respeitado... que a cidade se assustaria em saber.
Ben kimse için değil, kendim için cezalandırıldım Mary.
Só sou perseguido por minha culpa.
Bunu kendim için değil, hepimiz için yaptım.
Ei.
Bu kaset zamanı kısa süreli olarak geriye alıp... Sadece yatırımcılar için değil kendim içinde.
Agora, esta fita fornecerá a prova... não somente a meus detractores mas também a mim mesmo,
kendim için 55
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi ya 25
değil mi çocuklar 56
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil mi anne 66
değil miyim 77
değil misin 154
değil mi ya 25
değil mi çocuklar 56