Kolay iş tradutor Português
861 parallel translation
Kolay iş değil!
Não é fácil.
Gördüğün en kolay iş.
É o trabalho mais fácil que já se viu.
Burada en kolay iş bulunacak yer neresi.
Qual o melhor sítio para arranjar trabalho por aqui?
Bu kolay iş. Bekleyin.
Certo, isso é fácil.
Öyle kolay iş değildir.
Não é fácil de arranjar.
Tam teçhizat 100 metre koşmak, kolay iş değil yolun yarısını yürüyüp sonra koşarız.
365 m. Com o equipamento não dá para correr, por isso caminhamos a primeira parte e depois largamos a correr.
Lenin'in dediğini hatırla... devrimde, ne kolay iş vardır... ne de yol.
" Na revolução, não há tarefa'fácil', nem meios de luta'fáceis'.
- O kolay iş.
- Isso é fácil.
Bayanlar ve baylar, sıradaki sanatçıyı tanıtmak yapmış olduğum en kolay iş olacak.
Apresentar o próximo cantor é das tarefas mais fáceis que já tive.
Kolay iş değil.
Não é tão simples.
Bir vizyonu paylaşmak kolay iş değildir.
Não é fácil compartilhar uma visão.
Doğru, kolay iş değil.
É verdade, não será fácil.
Kolay iş.
Hey Joe.
Bak, üç tank kolay iş.
Olha... com três tanques é fácil.
Atlardan çalınmış yulafla lezzetli yemek yapmak kolay iş değildi.
Não era fácil preparar pratos saborosos com a ração dos cavalos.
Bir ahenk tutturup, karşı taraftakini rahatlatmak kolay iş değil.
- Certo. Torna difícil estabelecer um entendimento, pôr a outra pessoa à vontade.
Kolay iş.
Canja.
Kolay iş. Haydi.
Com cuidado.
Kolay iş olur inşallah.
Só espero que sopre uma aragem.
Bayanlar ve baylar, Oja'nın dedesini... bu hikayeyi gözünüzde canlandırmak için kullandık. Ama "canlandırmak" demek doğru mu? Demek istediğim, böyle bir hikayeyi... canlandırmak kolay iş değil.
Senhoras e senhores, usámos o avô de Oja para ajudar a dar verossimilhança à reencenação desta história, mas com uma história isto é difícil de acreditar, não é fácil!
Kolay iş... Risksiz...
É um trabalho fácil... sem risco...
Bu iş oldukça kolay olacak.
Está ali. Vai ser fácil.
Yeni bir iş mesela. Bir erkek için yeterince kolay.
Ora, outro trabalho.
- İş çok kolay.
- O trabalho é fácil.
Başka iş bulman kolay olmayacak.
Vais ter dificuldades em arranjar outro emprego.
Bir iş bulmak çok kolay olacaktır. İş değil tatlım.
- Deverá ser fácil arranjar emprego.
O iş kolay.
Isso é fácil.
Başkan olmak kolay bir iş değil.
Não é fácil ser presidente.
Güzel, kolay bir iş. Kahve çuvallarının üstünde pineklersin.
É trabalho fácil, se entrares e mandriares num saco de café.
Devlet Bakanlığı'nda iş kaybetmek ne kadar kolay, biliyor musun?
Sabe como é fácil perder um emprego no Departamento de Estado?
- Çok kolay bir iş.
É limpinho!
İş için daha kolay.
É mais fácil para os negócios.
Bu iş o kadar kolay değil.
Não será fácil.
Kolay bir iş, tertemiz bir iş.
Não é nada de mais. É tudo muito bom e limpo.
Milano'da iş bulmak kolay değil.
Não é simples encontrar trabalho em Milão.
Biliyorum sıkıntılısın, 4 çocuğa bakmak kolay bir iş değil elbette. Ama ben de kendi kızımı düşünmek zorundayım!
Tens de pensar nos teus filhos e tens razão, mas eu devo pensar na minha filha.
İş kolay.
- É fácil.
Niyetim eleştirmek değil. Eminim çok mutlu olacaksınız, ama tüm bunlardan sonra durulmak pek kolay bir iş olmayacak.
De certeza que vão ser felizes para sempre, mas assentar não vai ser fácil depois disto.
Sizin için çocuk doğurmak, kütük yuvarlamak kadar kolay bir iş.
Porque será tão fácil para si parir, como fazer rodar um tronco.
Üstelik kolay bir iş.
É fácil.
Kadına bakmak kolay bir iş değil, Sam.
Não é um trabalho fácil, Sam, tomar conta de uma mulher.
"Kendine kolay bir iş bulduğu kesin."
"Aposto que arranjou um trabalho fácil."
Tabii bu, süzme bir kancık için kolay bir iş olsa gerek.
Isso é fácil para um filho de uma cadela como tu.
Kolay bir iş değil.
Não é nada fácil.
Kolay iş.
Isto é que é trabalho, eih.
Şu aptal gıcığa bir şans vermek ister misin? Seninle iş yapmak kolay olacak.
Quer dar a esse carochinha alguma coisa que fazer?
Bu iş sana diğerlerine göre daha kolay gelecek.
Vejo que para você será mais fàcil que para os outros.
Kolay bir iş.
É um trabalho fácil.
Kordinatöre kolay bir iş göster.
Coordenador de espectáculo é tarefa fácil.
He, sanırım bulaşıkçılık gibi sıradan, dürüst bir iş bulabilirdim... ama hayır. Ben kolay yolu seçtim.
Bem, achava que podia encontrar um emprego honesto como lavador de pratos, ou outra coisa, mas não, tomei o caminho fácil.
Bu kolay bir iş değil.
Não é tarefa fácil.
isobel 20
istediğim 46
ister 23
isabella 89
isim 189
işim 71
işini 16
isabelle 104
istemiyorum 1125
isaiah 38
istediğim 46
ister 23
isabella 89
isim 189
işim 71
işini 16
isabelle 104
istemiyorum 1125
isaiah 38
işıklar 178
ışıklar 44
istiyorum 518
işte bu 2275
iste bu 21
işte burada 1824
iste burada 21
işte orada 1649
iste orada 22
isim yok 36
ışıklar 44
istiyorum 518
işte bu 2275
iste bu 21
işte burada 1824
iste burada 21
işte orada 1649
iste orada 22
isim yok 36