Konuşacagım tradutor Português
5,278 parallel translation
Bu gece konuşacağım.
Está noite.
Yemeğinizi bitirmediniz ve daha üzerinde konuşacağımız birkaç şey var.
Não acabaram de comer, e há muitas coisas que precisamos de discutir.
O konuya girmeyelim Rosemary. Ama açık konuşacağım.
Não vamos tão longe, Rosemary, mas não vou mascarar o que tenho para lhe dizer.
- Konuşacağım.
- Vou falar.
Kendine gelir gelmez onunla konuşacağım.
Falarei com ele quando recuperar a consciência.
Onun vekiliyim ben. O olmadığı için ben konuşacağım.
Sou o adjunto, falo por ele na sua ausência.
Gidip onlarla konuşacağım.
Vou sair para ir falar com eles.
Her hangi birinin konuşacağını mı düşünüyorsun?
- Acha que algum deles vai falar?
Açıkçası yüzbaşı ile Sizin zaman paylaşımı hakkında konuşacağım.
Na verdade vim falar com o Capitão sobre o plano de horários partilhados do teu parceiro.
Onunla konuşacağım.
Eu vou falar com ele.
- Tamam. - Babanla konuşacağım.
- Vou falar com o teu pai.
Size bu gece için yiyecek ve kalacak yer sağlamanın bizi mutlu etmesine rağmen açık konuşacağım...
Estamos mais do que felizes em poder dar-lhes comida e abrigo esta noite.
Pekâlâ, yapman gerek şu, çok açık konuşacağım çünkü geçen sefer pek açık belirtmedim.
Está bem, isto é o que tens que fazer. Eu vou ser bem específico, porque acho que fui meio vago da última vez e não deu muito certo.
Nostradamus ile konuşacağım.
Falarei com Nostradamus.
Temizlikçiyle konuşacağım bunu.
Sabes, vou falar com a empregada sobre isso.
Yargılama avukatıyla konuşacağım.
Eu vou falar com os advogados de acusação.
Onunla nasıl konuşacağımı bilmiyorum.
E não sei como falar com ele.
Sadece konuşacağım.
- Vou falar com ela.
- Yakın oturalım. - Bu akşam İngilizce konuşacağız demek.
Aproxima-se assim, sem mais nem menos.
Güvenlik kasetleri için istasyon sahibiyle konuşacağım.
Vou pedir ao dono as imagens de vigilância.
- Onunla konuşacağız. - Olur. Ve yaptığım her espriye komikmiş gibi güleceksin.
- Ouve, qualquer piada que eu contar, dá muitas gargalhadas.
Mümkün olduğunca kısa ve öz konuşacağım.
Deixe-me ser o mais curto e sucincto possivel.
Bak, seninle açık konuşacağım.
Olha. Vou ser honesta contigo.
Geri dönüp onunla konuşacağım.
Quero voltar e falar com ela.
Şimdi, müşterimi olarak, isteklerinize saygı duyacağım. ama bu klonun iyiliği için başbakanımız Lama Su ile konuşacağım.
Agora, como nossa cliente, vou respeitar os seus desejos, mas quanto ao destino deste clone, vou falar com o nosso Primeiro Ministro, Lama Su.
Sonra konuşacağım Konseyle.
Depois falar com o Conselho irei eu.
Onunla özel olarak konuşacağım.
Eu... falo com ele pessoalmente.
Tamam, kendi adıma konuşacağım. Ben saklanmayacağım.
Está bem, vou falar por mim, não vou esconder-me.
Yüzbaşıyla konuşacağım.
Eu falo com o Capitão.
Sen yürü, ben bu heriflerle biraz konuşacağım.
Pega isto. Vou falar com estes gajos.
Peki, tamam, konuşacağım.
Está bem, eu falo, eu falo, eu falo.
Konuşacağım.
Fala.
Ben bir şey görmüş mü diye Gabe ile konuşacağım.
Vou falar com o Gabe, e saber se ele está a ver alguma coisa.
İnsan Hakları Örgütüyle konuşacağım ve sizleri köpeklere yem yapacağım.
Vou falar com as organizações dos direitos humanos... e eles vão mandar-vos aos cães.
Stella ile konuşacağım.
Eu falo com a Stella.
Eğer yardımımı istiyorsan, şimdi konuşacağız.
Se queres a minha ajuda, falamos sobre isto agora!
Siz güvende olduktan sonra hepsini konuşacağız, tamam mı?
Falamos sobre tudo quando estiverem em segurança.
Konuşacağım.
Eu falarei com ela.
Konuşacağımız bir şey yok.
Não temos nada para conversar.
Sanırım konuşacağımız çok şey var.
Acho que temos muito para conversar.
Diğer odada konuşacağım.
Atenderei na outra sala.
Birazdan onunla konuşacağım.
Vou falar com ele agora.
O halde konuşacağımız bir şey kalmadı.
Então, não temos mais nada para falar.
Ben kalıp Regina'yla konuşacağım.
Vão andando. Vou ficar a conversar com a Regina.
Erich, açık konuşacağım.
Vou falar livremente, Erich.
İlk defa, bir konu hakkında nasıl konuşacağımı biliyordum.
Pela primeira vez, aprendi a comunicar com alguma coisa.
Onunla yalnız konuşacağım.
Falarei com ele, sozinha.
Mümkün olan en kısa sürede bir mahkeme çağrısı için yargıçla konuşacağım.
- Os carros alugados têm GPS. Vou pedir ao juiz para emitir já um mandado.
Bu sayede doğruca kulübe gireceğim. Ona bakıp konuşacağım.
Assim, eu apenas entro no clube, olho para ele e começo a falar. "
Avukatımla konuşacağım.
Falarei com o meu advogado.
Kiminle konuşacağımızı bilmiyorduk...
Não sabíamos com quem mais falar...
konuşacağım 73
konuşmak 63
konuşalım 186
konuşmalıyız 270
konuş 892
konuşacağız 38
konuşacak 21
konuşuruz 96
konuşuyorum 38
konuşuyorsun 21
konuşmak 63
konuşalım 186
konuşmalıyız 270
konuş 892
konuşacağız 38
konuşacak 21
konuşuruz 96
konuşuyorum 38
konuşuyorsun 21
konuşuyor 62
konuşmuyor 31
konuşma 379
konuştuk 50
konuşsana 113
konuşacaksın 18
konuşmak istemiyor musun 16
konuşmuyoruz 17
konuşur 18
konuş benimle 497
konuşmuyor 31
konuşma 379
konuştuk 50
konuşsana 113
konuşacaksın 18
konuşmak istemiyor musun 16
konuşmuyoruz 17
konuşur 18
konuş benimle 497
konuşuyoruz 54
konuşabiliriz 58
konuşmak ister misin 79
konuşmak istemiyorum 89
konuştum 61
konuştu 45
konuşmadım 21
konuşun 135
konuşmayın 43
konuşalım mı 16
konuşabiliriz 58
konuşmak ister misin 79
konuşmak istemiyorum 89
konuştum 61
konuştu 45
konuşmadım 21
konuşun 135
konuşmayın 43
konuşalım mı 16