English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ K ] / Konuşurum

Konuşurum tradutor Português

2,707 parallel translation
O zaman bende evin hanımıyla konuşurum.
Então, quero falar com a senhora da casa.
Endişelendiğimde çok konuşurum.
Falo quando estou nervosa.
Tamam. Sen konuş, sonra ben konuşurum ve daha sonra da bir içki molası veririz.
Começas tu, depois eu, e depois fazemos uma sessão de dúvidas.
Elimden geleni yaparım, savcıyla konuşurum.
Verei o que posso fazer. Falarei com a promotoria.
Sacramento Çete Birimiyle konuşurum bakalım faal olan hangisi.
Vou falar com a unidade de gangs.
Ben Joan ile konuşurum.
Eu cubro-te com a Joan.
Ben konuşurum.
Eu falarei com ele.
Sorun çıkarsa patronunla konuşurum.
Se houver problema eu falo com o gerente.
- Ben konuşurum.
- Eu falo com ele...
Bay Raymond ile konuşurum.
Eu falo com o Sr. Raymond.
Annen ve babanla seve seve konuşurum ama neler olabileceğini konuştuk yalnızca. Sana yazılı bir şey veremem.
Emily, posso falar com os teus pais, mas estivemos a discutir hipóteses.
Üzgün olduğumda genellikle Tanrı'yla konuşurum.
Quando eu estou triste, normalmente falo com Deus.
Peki. Joan ile konuşurum.
Está bem, vou verificar com a Joan.
Onunla konuşurum.
- Eu falo com ele.
Ben onunla konuşurum.
Passe-me a ela.
Adam'la konuşurum ben.
Vou falar com o Adam.
Hayır, ben onunla konuşurum.
Não, eu falo com ele.
Sadece Reverend Driscoll ile konuşurum.
Só falo com o Reverendo Driscoll.
Onunla konuşurum. Ama dinler mi bilemem.
Eu falo com ele, mas não sei se me vai dar ouvidos.
Onlarla konuşurum.
- Eu falo com eles.
Ama ben gerilince çok konuşurum.
É só que... Eu falo muito quando estou nervoso.
Genelde Marine ile konuşurum.
Normalmente falo com a Marine.
Yangın, yüzündeki morluk mahkumlarla konuşurum, çıkış vergisinden haberim var hapları elinden aldıkları çok belli.
O incêndio, o hematoma na cara. Falei com presos que sabem sobre a taxa de saída. Está a ser pressionado.
Belki de konuşurum.
Talvez fale.
Tamam, Susan'la ben konuşurum.
Está bem. Eu falo com a Susan.
Langley ile konuşurum, bakalım dosyalar duruyor mu?
Vou falar com Langley, ver se os arquivos existem.
- Boş ver, ben Penny ile konuşurum.
Esquece. Eu falo com a Penny.
- Sadece ortağınla konuşurum.
Como falei à sua parceira...
Yalnız konuşurum.
Eu falo com ele.
- Tamam, konuşurum.
- Está bem, eu faço-o.
Manny'mi hırsızlıkla suçlarsanız böyle konuşurum tabii.
É assim que falo quando alguém acusa o meu Manny de roubar!
Annenle konuşurum.
Vou falar com a mãe.
Kimle istersem konuşurum.
Posso falar com quem eu quiser.
Sevk memurunuzla konuşurum ben.
Vou falar com o teu despachante.
Şimdi çocuğun tanıklığına ihtiyacımız var. - Elaine ile konuşurum.
Precisamos que o menino testemunhe.
Onunla ben konuşurum.
- Não, não, não. Eu falo.
Ben konuşurum.
Eu falo com ela.
- Ben onunla konuşurum.
Deixa-me falar com ela.
Yarın onunla konuşurum.
Eu falo.
"Sadece şu seksi sesli bayan polisle konuşurum."
"Só vou falar com a mulher polícia, aquela com voz de quarto de motel". Pois é.
Şiir gibi konuşurum ki bunun netlik sağladığını düşünmek isterim ama aslında bu mesajı anlaşılmaz hâle getirebiliyormuş.
Eu sou poética, o que, sabes, costumo pensar que clarifica tudo, mas, na verdade, deturpa a mensagem.
- Konuşurum ben.
- Sim. Eu falo com ele.
Onunla konuşurum.
- Eu falo com ela.
Onunla sonra konuşurum.
- Falarei com ele mais tarde.
Ben konuşurum.
Eu falo.
Tamam. Ben onlarla konuşurum.
Vou falar com eles.
- Onunla konuşurum.
Vou falar com ela.
Annemle her gün konuşurum.
Eu falava com minha mãe todos os dias.
Tanrı'yla konuşurum.
Falarei com Deus.
Nathan'la konusurum.
- Vou falar com o Nathan.
Ben Broyles'la konuşurum.
Vou falar com Broyles... para ver se ganho mais tempo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]