Mutlu günler tradutor Português
134 parallel translation
Evet, dadı. En mutlu günler doğum günleri.
Os dias mais felizes são aqueles em que os bebés nascem.
Değerli asilzâdeler, size de mutlu günler.
E aos ilustres pares, um tempo feliz.
- Mutlu günler, canım. - Hoşça kal, bebeğim.
Felicidades, querida.
Şu son bir kaç gün bir yıldır yaşadığım en mutlu günler.
Estes últimos dias foram os primeiros dias felizes de há um ano para cá. Eu sei.
Savaş oldu... Sonra Jules'ü bulmanın sevinci, garda karşıma çıkışınız sizin yanınızda geçirdiğim mutlu günler gördüklerim, öğrendiklerim tahmin ettiklerim belirmekte olan şu bulut, Albert'ı kastediyorum.
Chegou a guerra, a minha alegria de reencontrar o Jules, o seu aparecimento na estação, os dias de felicidade que tenho passado convosco, o que vi, o que aprendi, o que adivinhei, esta nuvem que se anuncia,
Mutlu günler.
Que alegria.
Mutlu günlerde bana bakılıyor, ama kötü günler başlayınca dolaba konuluyorum.
Me usa e me admira nos dias felizes para depois me guardar em um armário quando a festa termina.
Mutlu günler bizi bekler.
Dias felizes.
Mutlu günler dileriz Mutlu günler dileriz
Que ele é bom companheiro Que ele é bom companheiro
Mutlu günler dileriz Mutlu günler dileriz sana
Que ele é bom companheiro Ninguém pode negar
Mutlu günler dileriz sana Mutlu günler dileriz sana
Ninguém pode negar Ninguém pode negar
Mutlu günler tekrar gelecek.
Dias felizes. Voltarão um dia.
- Mutlu günler, Oscar. - Evet.
Felicidades, Oscar.
Mutlu günler.
Felicidades...
Mutlu Günler. "The Fonz, Henry Winkler cazibesini kaybettiği için üzgün"
O Fonz, Henry Winkler está preocupado em perder a calma. "
Bu Mutlu Günler filmi değil, o da Fonz değil.
Não me interessa, isto não é o País das Maravilhas e ele não é o Fonz.
- Mutlu günler.
Um belo dia.
Bu Mutlu Günler`deydi.
Foram Dias Felizes.
Kim demiş eski, mutlu günler geride kaldı diye.
Quem disse que os bons velhos tempos tinham desaparecido?
Siz çocukken ve "Mutlu Günler" oynarken kimdiniz? Ben Richie'ydim.
Quando eram miúdos e brincavam aos Happy Days, quem eram?
Mutlu günler, Hawkins.
Dias felizes, Hawkins.
Mutlu günler.
Dias felizes.
Çıplak "Mutlu Günler" Oyunu.
Strip "Happy Days"?
Çıplak "Mutlu Günler" Oyunu oynuyoruz.
Estamos a jogar Strip Happy Days!
Mutlu Günler'i izlerdim. Bir de Joanie, Chachi'yi Seviyor vardı.
Isto era na altura dos anos dos "Dias Felizes"... para não mencionar "Joanie Loves Chachi."
Fonzie'ye ilgi duymuyor ya da herhangi Mutlu Günler çetesine.
Ele não gosta do Fonzie nem de nenhuma personagem do Happy Days.
Mutlu günler.
Tenha um dia agradável.
- "Mutlu günler geri geldi."
- "Os dias felizes voltaram?"
"Çocuklar öldü, çocuklar öldü!" "Mutlu günler geri geldi."
"Morreram miúdos" e "os dias felizes voltaram."
- Mutlu günler.
- Que dia feliz.
Güzel, daha çok mutlu günler seni bekliyor Buddy.
Ainda vais ter muitos dias felizes, Buddy.
- Walt bak, Mutlu Günler başladı.
Está a dar o "Happy Days".
şampanyalar, mutlu günler.
Houve "champagne" e tudo...
Mutlu günler geri dönecektir
Os dias felizes voltarão
- Ah. mutlu günler.
Dias felizes.
Ama evimizdeki mutlu günler üç yıldan fazla sürmedi.
Mas a paz durou pouco. Na nossa casa menos de 3 anos.
DÖRDÜNCÜ BÖLÜM "Dogville'de mutlu günler"
Capítulo Quarto Tempos Felizes em Dogville
Mektuplarını yak ve dans ederek Mutlu günler burada şarkısını söyle.
Queima as tuas cartas e sai a dançar e a gritar "A felicidade está de volta."
Hepinize mutlu günler dilerim.
- Fiquem felizes, sorriam.
Sen ve Swede ile uçtugum günler en mutlu oldugum günlerdi.
Os dias em que eu, tu e o Sueco voávamos juntos foram os mais felizes.
Buluştuğumuz günler mutlu olsak yetmez mi?
Não podemos simplesmente ser felizes um dia de cada vez?
Çünkü öyle günler gelecek ki, "Kısır kadınlara, hiç doğurmamış rahimlere ne mutlu." diyecekler.
"Bem-aventuradas as estéreis... cujos ventres nunca geraram uma criança."
İyi, mutlu olduğunu bildiğim günler
Dias que me lembro como doce recordação.
Hastanede yatıp, sıhhatini kazandığın o günler boyunca,... biz de boş durmadık... seni mutlu edebilmek için çalıştık.
Durante o tempo que esteve no hospital... recuperando-se, estivemos ocupados... Ocupados tentando fazê-la feliz.
Bu hacılara mutlu bir yolculuk ve huzurlu günler nasip et ki, senin kutsal meleğinin rehberliğiyle gidecekleri yere sağ salim ulaşsınlar.
Pedimos-Te que concedas a estes peregrinos uma boa viagem e dias de paz, para que, tendo o Teu anjo sagrado como guia, possam chegar ao seu destino em segurança.
Size mutlu ve büyüleyici günler dilerim efendim.
Tenha um agradável e encantador dia, senhor.
Her şeye rağmen, sarayda günler ve aylar mutlu geçiyordu.
Contudo, os dias e os meses passavam felizes no palácio.
Mutlu günler.
Dia feliz!
Mutlu and Odie Schnitzel New Amsterdam New York'a gidecekler, ve orada İyi Günler New York şovunda olarak çalışacaklar.
O Happy e o Odie Schnitzel irão partir no New Amsterdam Limited para Nova Iorque, onde teremos a oportunidade de trabalhar regularmente no Bom Dia, Nova Iorque.
Mutlu ve Odie saat içince trene binecekler ve İyi Günler New York'da
Digo, Roland. O Happy e o Odie vão apanhar um comboio daqui a duas horas para figurarem regularmente no Bom Dia, Nova Iorque.
Ve mutlu günler!
Felicidade!
günler 45
günlerce 33
günlerden ne 17
mutlu yıllar 555
mutluluklar dilerim 16
mutlu ol 66
mutlu 183
mutluluk 95
mutlu son 24
mutluyum 175
günlerce 33
günlerden ne 17
mutlu yıllar 555
mutluluklar dilerim 16
mutlu ol 66
mutlu 183
mutluluk 95
mutlu son 24
mutluyum 175
mutlu olun 20
mutlu musun 338
mutlu yıllar sana 161
mutlu noeller 1070
mutlu paskalyalar 22
mutluyuz 22
mutlusun 26
mutlumusun 18
mutlu noel 30
mutlu olmanı istiyorum 16
mutlu musun 338
mutlu yıllar sana 161
mutlu noeller 1070
mutlu paskalyalar 22
mutluyuz 22
mutlusun 26
mutlumusun 18
mutlu noel 30
mutlu olmanı istiyorum 16