Ne kadar garip tradutor Português
379 parallel translation
Ne kadar garip bir soru baba.
Que pergunta ímpar, Pai.
Ne kadar garip.
Que coisa tão curiosa.
Sizin haberiniz var mı? Ne kadar garip, değil mi?
Sabe de alguma coisa?
Hiçbir zaman, davranışlarım ne kadar garip olursa olsun, çünkü olur ya, bundan sonra, kendimi deli göstermek isteyebilirim, beni bir başka türlü görünce, sakın kuşku uyandıracak laflar etmeyin : "Ha, ha, anlıyorum." gibi.
Necessito da vossa ajuda por estranho que vos pareça, já que daqui em diante, talvez me convenha parecer louco,
Ne kadar garip.
Extraordinário...
Gönlüm böylesine zenginlikler ile dolu iken muhtaç ve kimsesiz bir kadın olarak anılmam ne kadar garip!
É estranho considerarem-me uma mulher carente quando tenho todos esses tesouros trancados no coração.
Fakat ne kadar garip.
Mas que estranho. Você não sabe?
Ne kadar garip...
Que estranho.
Bazı şeylerin beklediğimiz gibi olmamaları ne kadar garip.
É estranho como as coisas nunca se revelam como se esperava.
- Ne kadar garip.
Não é estranho?
Ne kadar garip balık.
Que estranho.
Bu kadar ünlü bir heykeltıraşla evli, sizin gibi bir kadının böyle hissetmesi ne kadar garip.
Me surpreende ouvir isso, Sra. Haloran sabendo que é uma mulher que foi casada com um escultor famoso.
Ne kadar garip.
Como tudo isso é estranho.
Bunun ne kadar garip olacağını anlayamadıklarını düşünüyorum. - Garip? - Evet, yani..
Pode ser senhor, mas eu tenho o meu segundo batalhão de infantaria atacando a partir da retaguarda.
Ne kadar garip ve kirli bir zihnin var.
Que mente mais suja e perversa.
Şimdi bu her ne kadar garip ve sıradışı gelse de olabilecek tek açıklama bu.
O que lhe vou dizer, é bizarro, estranho... Mas é a única teoria que se ajusta aos fatos.
Kanun kanundur ve bu size ne kadar garip gelse de, kanun saygıyı hak eder.
Lei é lei, e por mais estranha que pareça para pessoas da vossa laia, deve ser respeitada.
Ne kadar garip askılar!
Que cabides tão estranhos!
Bakalım ne kadar garip.
Temos de descobrir é o quê.
Vücudumuzun bir parçası olan bu hücreler ne kadar garip gözüküyorlar.
Estas células são parte de nós, mas como parecem estranhas.
Frosine, ne kadar garip bir durumdayım!
Frosine, sinto-me estranha.
Her ne kadar garip bir durum olsa da dostluk ve paylaşım anları da vardır ya da herneyse.
Apesar de ser uma situação estranha... há momentos de amizade... e momentos de partilha, ou seja lá o que for.
Hayat ne kadar garip, değil mi?
A vida é fantástica, não é?
Ama kısa bir süre sonra ilk kez farkettim ki yargıç olarak ne kadar garip bir dünyaya gönderilmişim.
Depressa comecei a compreender, pela primeira vez, a que mundo estranho me tinham mandado julgar.
- Ne kadar garip gözükürse gözüksün sessiz kal.
Por mais estranho que pareça tudo, não abras a boca.
Ne kadar garip.
Que estranho.
İnsan vücudunun ne kadar garip bir makine olduğunu düşün Ulric. Evet.
Pense que estranha máquina é o corpo humano, Ulric.
Yorumlarınıza göre, araştırmalar bir insanın değişiklik yapamayacağını gösteriyor ne kadar garip olursa olsun.
"Acerca do comentário, pesquisas mostram que uma pessoa não faz a diferença, " por mais passada que seja.
Ne kadar garip bir adamsınız!
Você é uma personagem um tanto estranha.
Ne kadar garip bir ev!
Que casa velha tão estranha.
Ve herkese göstereceğiz ki, ne kadar garip, soluk veya şişman olurlarsa olsunlar herkes çok iyi eğlenebilir!
Vamos mostrar que qualquer um, por muito estranho e pálido que seja, pode divertir-se à grande!
Onun ne kadar garip koşullar altında yetiştiğini unutmamalıyız.
Devemos recordar a educação excêntrica que teve.
Koyun bağırsağının, insanın ruhunu bedeninden çıkarıp havalarda uçurması ne kadar garip değil mi?
Como a alma dele está arrebatada! Não é curioso que tripas de carneiro transportem assim as nossas almas?
Ne kadar garip.
Quão peculiar.
Ne kadar garip değil mi?
Estranho, não é?
Ne kadar garip.
É estranho!
Ne garip, an geçtikten sonra pek çok şey unutulur gider. Oysa uzun zaman önce olanları, çoktan olup gitmiş kadınların ve erkeklerin anısı zihnimde o kadar berrak ve taze ki.
Que estranho que a mente esqueça tanto do que só agora acabou de passar, ainda que mantenha clara e viva a memória do que aconteceu há anos atrás, dos homens e mulheres há tanto tempo falecidos.
- Ne kadar da garip.
Que estranho...
insan kalbi ne kadar da garip.
Como o coração humano é estranho.
Benimle alay ettiğini biliyorum. Yine de ortada garip bir şeyler döndüğünü bilecek kadar delil var elimde. Çayıra gidip ne olduğunu kendim öğreneceğim.
Percebo que acabou de fazer de mim parvo, mas ainda tenho provas suficientes para provar que algo se passa e não descansarei até descobrir o que é.
Ne kadar alışılmadık veya garip olursa olsun gezegendeki her şeyden fayda sağlayabilecek biri.
Alguém que possa aproveitar totalmente qualquer descobrimento no novo planeta. Não importando quão estranho e inusual possa ser.
Ne kadar da garip!
É estranho!
Küçücük bir şeyin bu kadar sorun çıkarması ne garip.
Essa vo ¡ s ¡ nha vausa tanta vonfusão. Esta vom ele aqu ¡?
Ed, senin kadar sevimli biri için ne garip bir isim?
Que raio de nome para uma rapariga assim bonita como você?
Baygın olmak ne kadar da korkutucu imiş! Ne garip hayaller görülüyor.
Achei que dois duendes pequeninos e um gigante ruivo me estavam a revistar os bolsos.
- Evet. Francis Urquhart'ın garip yönü şu ki ; seni ne kadar sevmezse sevmesin asla sırtından bıçaklamaz.
Mas o que é espantoso no Francis Urquhart é que nunca o trairia pelas costas, por muito que desgostasse de si.
Böylesine ufak bir yerin... bu kadar çok insanı bir araya getirmesi ne garip.
Tem graça como um lugarzeco daqueles, pôde juntar tanta gente.
Şimdi, ne kadar iyi olursam kendimi o kadar kötü hissediyorum. Garip değil mi?
Agora, quanto mais progrido, pior me sinto.
Garip. "Greene" isminin ne kadar yaygın olduğu göz önüne alınınca "Greene" ailesinin fethedenlerle birlikte geldiği sanılıyor. Aslında Fransa'nın soylu ailelerinden biri.
É estranho que considerando o quão comum é o sobrenome Greene... e que a família Greene chegou com o conquistador... é, sem dúvida... da mais alta nobreza francesa.
"Kraliçe Maya'nın içine garip bir sezgi doğar ; sanki kendisinin de oğlunun kaderinin ne olacağını görecek kadar yaşayamayacağını biliyor gibidir."
"A rainha Maya teve um estranho pressentimento... como se soubesse que não viveria para ver o destino do filho."
Ne kadar garip!
James!
ne kadar güzelsin 38
ne kadar 1461
ne kadar güzel 390
ne kadar harika 35
ne kadar paran var 51
ne kadar tatlısın 25
ne kadar istiyorsun 126
ne kadar tatlı 35
ne kadar güzel bir gün 19
ne kadar iyi 34
ne kadar 1461
ne kadar güzel 390
ne kadar harika 35
ne kadar paran var 51
ne kadar tatlısın 25
ne kadar istiyorsun 126
ne kadar tatlı 35
ne kadar güzel bir gün 19
ne kadar iyi 34