Ondan değil tradutor Português
1,478 parallel translation
- Ondan değil. Ben sadece, filmlerde keman eşliğinde acıklı geçmişini anlatan berbat karakterlerden biri olmak istemiyorum.
É que eu não quero ser uma daquelas péssimas personagens... de um filme... que falam do passado enquanto o violino toca.
Biliyorum, ondan değil.
Eu sei, não é isso.
Ondan değil. Neden peki?
Não é isso.
Ondan değil.
Não é isso.
Hayır, ondan değil.
Não, não é isso.
Tamam, hayır, ondan değil.
Está bem, não, não é isso.
Sanırım ondan değil. Bir süredir yemek vermiyorduk.
Isso não pode ser, nós não lhe temos dado comida.
Ondan değil.
Não.
" Jack, hayır, ondan değil.
Disse : " Jack, não é isso.
Ondan değil, ama diğer kültürlerin domuza bizden daha çok önem verdiklerine inanıyorum. Bak gördün mü?
Outras religiões topam melhor o porco do que nós, metodistas episcopais.
Hayır, hayır ondan değil Başka bir şey
Não, não, não isso. Algo mais.
Ondan değil. Kamyon şoföründen bahsediyorum.
Não é ele, é o condutor da carrinha.
Hayır, ondan değil.
Não é isso.
Çünkü "Bonwit Teller" mağazasında itibarım pek iyi değil de ondan...
Porque os meus créditos da Bonwit Teller, não vão bem.
Ondan ayrıldın, değil mi?
Acabaste com ele, certo?
Marcus, ondan gerçekten hoşlandın değil mi dostum?
Marcus, gostas mesmo dela, não gostas, meu amigo?
Ondan kurtulmadın, değil mi?
Você não se livrou dela.
Ondan gerçekten hoşlanıyorsun değil mi?
Gostas mesmo dela, não gostas?
Yanlışsam düzelt. Ondan ayrılmam gerektiğini söyleyen sen değil miydin?
Corrige-me se estiver errado, mas não foste tu quem disse para eu terminar com ela?
Ve ondan uzak duramadın, değil mi?
E tu não te pudestes manter afastado, pois não?
Ondan gerçekten hoşlanıyorsun, değil mi?
Gostas a sério dele, é?
Ondan hoşlanıyorsun, değil mi?
Você tem uma queda por ele, não é?
Biliyor musun annesi de bence ondan geri kalır değil.
A mãe dele também não é nenhuma santa.
Bu sefer ondan korkmayacaksın, değil mi?
Não vais ter medo dele, pois não?
Ondan iyisi olmadığı için onu seçtin, değil mi?
Escolheu ela porque é a melhor, certo?
- Ondan hoşlanmıyorsun, değil mi?
- Não gosta dele, pois não?
Mesele Sharon değil. Durum ondan çok daha önemli.
A questão não é só a Sharon, é algo muito mais lato.
Ama artık ondan hoşlanmamı sağlayacak kadar iyi değil.
Mas não ao ponto de deixar de gostar dele.
Komik değil. Çünkü ondan önceki hafta midemi üşütmüştüm. Tam iyileşmeden okula başladım.
Porque tive gastroenterite uma semana antes e voltei para a escola cedo demais e mexi-me mal na cadeira e um saiu a voar.
Lex le tekrar görüşüyorum çünkü gerçeği bulmak istiyor ondan kaçmayı değil.
Procurei o Lex porque ele quer encontrar toda a verdade não evitá-la.
Ondan önemlisi, Carmela ve benim için çok zararlı çünkü AJ ile tartışmak o afrodizyaklar gibi bir şey değil.
Mais do que isso, não é bom para mim e para a Carmela. Porque discutir com o AJ não é nenhum afrodisíaco, digo-lhe isso.
Ondan ilgilenmesini istedin değil mi?
Não teve de o convencer?
- Ondan hoşlandın, değil mi?
- Gostavas dele, não gostavas?
- Ondan hoşIanıyorsun değil mi?
- Mas gostas dela, não gostas?
Hayatını geri istiyorsan, ondan iste, benden değil.
Se quer a sua vida de volta, peça-lhe a ele e não a mim.
Ama, kurban ondan bir kaç binlik almayı düşünüyordu. Adam parayı da atacak değil herhalde.
A vítima extorquira-lhe largos milhares de euros, ele não se ia livrar do dinheiro.
Değil mi? Seviyorum bunu. Hatta ondan daha çok bunları seviyorum.
Mas o que adoro mais ainda, são estes aqui.
Yani ondan bir şey çıkacağından değil ama, park cezası bile alamıyorum.
Bem, não é que isso importe, mas... Nem posso ter multas de estacionamento.
O otobüse binersen, pişman olursun belki bugün değil, belki yarın değil ; ama kesinlikle ondan sonraki gün.
Talvez não hoje, talvez não amanhã mas depois de amanhã é certinho.
Dinle dostum, ondan hoşlanman sorun değil.
Olha, tudo bem se gostares dela.
Hayır, hayır ondan değil.Kimse onun tam olarak nereden geldiğini bilmiyor.
Não, não, não é bem assim.
O iğrenç katili yakalayan sen olacaksın da ondan. LaGuerta değil.
Tu é que vais prender o sacana do assassino, não ela.
Yani ondan önce de başka kızları öpmüştün değil mi?
Mas beijaste outras miúdas antes disso, certo?
Ondan hoşlanmak zorunda değil.
Não precisas de a chatear.
O kadının her santimini biliyorum. Beyazlatılmış sarışın bir vampirden başka bir şey değil, ve senin ondan kesinlikle uzak durman gerekiyor.
Não passa de um vampiro louro platinado, e tens de te manter longe dela.
Çünkü her defasında bir kıza ondan hoşlandığını söylediğinde... sana ne mükemmel bir arkadaş olduğunu söylüyor, değil mi?
Porque cada vez que dizes a uma gaja que gostas dela, ela diz que és um grande amigo. Certo?
- Hayır, ondan değil.
Não é isso.
O bir makine değil. Uyuşturucuyu verip düğmeye basarak ondan hemen istediğin şeyi vermesini bekleyemezsin.
Isto não é meter a droga, empurrar uma alavanca e obter uma resposta!
Ondan gerçekten hoşlanıyorsun, değil mi?
- Gostas mesmo dela, não é?
Sorgulama ya da pazarlık hakkı tanımıyor. Ondan ötesi de umurunda değil.
Estipula as regras, não há maneira de o questionar ou de negociar, é como se não se ralasse com os resultados.
Bir katil arıyorsanız ondan şüphelenin benden değil!
Se procuram um assassino, deveriam procurá-lo e não a mim.
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi ya 25
değil mi çocuklar 56
değil mi efendim 66
değilsiniz 26
değil mi canım 39
değil mi dostum 28
değil mi anne 66
değil misin 154
değil miyim 77
değil mi ya 25
değil mi çocuklar 56
değil mi efendim 66