English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ P ] / Problem değil

Problem değil tradutor Português

975 parallel translation
- Problem değil.
- Está bem.
"Bu basit bir problem değil..."
George, desliga isso.
Problem değil.
Não, não há problema.
Problem değil adamım.
Sem problema, mano.
Problem değil.
Bom...
Problem değil.
Está bem.
Problem değil.
Sem problema.
Senin ve sizin için sorun yoksa benim için problem değil.
Estou de acordo, se todos estiverem.
28 saat içerisinde Texarkana'ya gidip dönmek problem değil.
Ir a Texarkana e voltar, em 28 horas, não é problema.
Problem değil Yüzbaşı.
Está tudo bem, Capitão.
Bu benim için bir problem değil, ama- -
- Não tenho nada contra, mas...
- Problem değil.
- Não faz mal.
- Hayır, problem değil.
- Não, tudo bem.
Bizim için çok büyük bir problem değil.
Não penso que seja um grande problema para nós.
- Problem değil Albay.
Tudo bem, coronel.
- Problem değil.
- Não tem mal.
Para problem değil, Güney Afrika'da fazlasıyla kazandım.
O dinheiro nãoé problema. Fiz fortuna na Africa do Sul.
Ah, problem değil. Ne tür insanlar bunlar?
- Que género de pessoas?
Hiç problem değil Tina.
Não há problema.
Şu anda havaalanının orada oturan kuzenimdeyim. Onunla kalmak problem değil.
Tenho um primo que vive perto do aeroporto e posso ficar com ele...
Problem değil, aptal.
Tudo bem, lambe-cus.
Problem değil.
Está descansado.
Problem değil.
Contigo não haverá problema.
Problem değil ahbap!
Não há problema, meu.
Quatermain problem değil.
Quatermain não vai ser problema.
- Telefon görüşmeleri hariç. - Problem değil.
- Não inclui a conta de telefone.
Problem değil.
Tudo bem.
Evet, Problem değil!
Tudo bem.
Tabii. Problem değil.
Claro, não há problema.
Problem değil.
- Obrigado.
Evet, evet, problem değil.
Sim, sim, sem problemas.
Onu hizaya sokmak benim için hiç problem değil.
Eu ponho-o no lugar num instante.
Profesörün haftalardır bu problem üzerinde çalıştığının farkında değil misiniz?
Tem consciência que o professor trabalhou naquele problema durante semanas?
- Problem bu değil.
- Esse não é o problema.
Problem olmaz, değil mi?
Não te importas, certo?
Problem, kasayı nasıl boşaltacağımız değil.
O problema não é esvaziá-lo.
Asıl problem Henderson değil.
O Henderson não é o verdadeiro problema.
Seks problem falan değil.
O sexo não é um problema.
Problem istemiyoruz, değil mi?
Não arranje sarilhos, huh?
- Bu problem değil, Lenny.
Isso não é um problema, Lenny.
"Çok gül, problem olmaz" diyorlar. Öyle olmuyor değil mi?
Dizem que só se querem divertir sem problemas, mas as coisas não se passam assim.
Problem sadece aramızdaki... yaş farkı değil, Stingo.
Nao ha so a questao da diferenca de idade... entre eu e voce, Stingo.
Kont huppenback dedi ki büyük dük istiare kullandı... ve problem "kenarında" veya "ağzında" değil.
O Conde de Huppenback diz que o Grã-Duque usou uma metáfora, e que o problema não é, de "orla" ou "boca".
İyi ama bir problem var Bay Holmes, bu kuş benim değil.
Ele é parte do problema, Sr. Holmes. Esta ave não é minha.
Problem olan babam değil, benim.
Mas ele não é o problema. Eu é que sou o problema.
- Evet? - Problem Sidney değil...
Mas o Sid não é o problema...
- Problem değil.
- Não, penso assim.
Bakın, problem insanla hayali bir süper yaratık arasında değil.
- Não. Olhem, o problema não está entre o Homem... e algum ser imaginário, um super-ser.
Evet, biliyorum. Görünüşte iyi gibi geliyor ama problem onun gitmesi değil.
Sim, sei que soa bem, á primeira vista mas o problema é que ele não se limita a ir embora.
O zaman seninkini kullanmak problem olmaz değil mi?
Então porque não usamos a tua?
- Problem var, değil mi?
- É um problema, não?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]