Sadece bu gece tradutor Português
581 parallel translation
Sadece bu gece giymesine izin verdim.
Deixei-a usá-lo, só por esta noite.
Parayla almam gerekseydi bile değerdi. Sadece bu gece için.
Mesmo que tivesse de pagar, valeria a pena para a ocasião.
Sadece bu gece için.
- Só por hoje.
Sadece bu gece için.
- Está bem.
- Sadece bu gece.
- Só uma noite, esperamos
Sadece bu gece.
Só esta noite.
- Sadece bu gece.
- Vá lá, só hoje.
Sadece bu gece.
Sô por uma noite.
Sadece bu gece, biliyorsun.
Bom, a noite passada...
Belki, sadece bu gece formaliteleri bir tarafa bırakabiliriz ve sen bana Adrian diyebilirsin.
Apenas por esta noite, talvez possamos esquecer as formalidades e pode tratar-me por Adrian.
O halde, korkarım, bize sadece bu gece kalıyor... eski anıları tazelemek için.
Assim, receio que só tenhamos esta noite para... matar saudades.
Sadece bu gece olmadı.
Foi só esta noite, porque não conseguiste.
Tamam. Sadece bu gece kalabilir.
Está bem, pode ficar, só por esta noite.
Ve sadece bu gece için babanın anahtarlarına ihtiyacım var.
E preciso das chaves do teu pai. Só hoje à noite.
Pekala, kalabilirsin, ama sadece bu gece.
Tudo bem. Pode ficar. Mas só esta noite.
Bu gece sadece kendimizi temsil edelim.
Esta noite vamos representar só para nós.
Gazeteyi bu gece sadece dört kez baştan değiştirdiniz, o kadar.
Você só refez o jornal 4 vezes hoje.
Bu gece sadece kasko işini yapalım.
Arrumemos o seguro dos carros.
Yani bu gece sadece ikimizin bilmesini tercih ederim.
Isto é preferia que só nós dois soubéssemos, esta noite.
Bu gece hiç ağlama sesi duyulmadı, sadece sıcaklık ve güzel koku vardı.
Não houveram mais soluços esta noite, só calor e perfume.
Bu gece sadece bize ait.
Esta noite é só nossa.
Bu gece, sende daha önce sadece bir kere gördüğüm o coşkuyla dans et.
Quero que dance esta noite... com o mesmo êxtase que a vi dançar só uma vez.
O yüzden bu gece ay doğarken, kızım inciyi alan kişiyi saray bahçesinde koruması olmadan bekleyecek. Yanında sadece nedimeleri olacak.
Que o afortunado compareça esta noite no jardim de palácio onde a princesa esperar-lhe-á sem a guarda e com as suas damas.
Seni bu gece tiyatroya girerken gördüğümde, ben... Bu ne berbat bir şey diye düşündüm. Orada yalnız olan sadece ikimiz vardık.
Quando o vi entrar no cinema, pensei que era terrível estarmos ali os dois sozinhos.
- Dave, bu gece maçını izledik. - Yani? - Bir şey yok, sadece izledik.
- Assistimos à sua luta na TV ontem.
Ama bu gece sadece sen ve ben variz.
Mas esta noite somos só nós os dois.
Bu saatte sadece gece kulüpleri açık olur.
A esta hora há apenas locais nocturnos.
Sadece sen varsın bu gece
Só existimos tu e eu
Bu adam bir hırsız, geçen gece elinde kılıçla bir konağı bastı sadece tek o değil, üç kişi daha vardı.
Este homem é um ladrão que entrou esta noite na estalagem com uma adaga. E não foi só ele, havia mais três.
Tabi, bu sadece bir metal parçası,... ama ben her gece onu biliyorum ; onunla birini öldürebilirsin.
Claro, é só um pedaço de sucata, mas amolo-a todas a noites para se tornar uma lâmina afiada.
Telgrafta "bu gece" diyordu sadece.
O telegrama só dizia que era esta noite.
Bu küçük araba bu gece sadece bir şey yapmadı... açıklanamayan kısa devreler, yaylı kapılar, kapma direksiyon, aşınmış eklemler, belki biraz reklam hilesi.
Este carro não fez nada, esta noite, que não possa ser explicado... nos termos dos circuitos, portas perras direcção solta e juntas lixadas... talvez um brinquedo publicitário.
Sadece radyo programımın müdavimi, bir gece de buluştuk, hepsi bu.
Ela apenas ouve o meu programa e conhecemo-nos uma noite. É tudo.
Bu gece sadece son prova, unutmayın!
Hoje é só o ensaio geral.
Bu otele uzun zaman önce sadece bir gece kalmak için geldim.
vim para este hotel há muito tempo, para passar uma noite.
- Ne var? Bu gece sadece eskileri çal.
Hoje, toca só músicas antigas.
Sadece kuzeninize bu gece Michael'i göreceğini hatırlatın.
Quero apenas lembrar ao seu primo que deve ir ver o Michael hoje à noite.
Bu gece dünyann her yerinde insanlar ölüyor... ama yarın herkes sadece Kennedy'yi okumak isteyecek.
Esta noite, morrem pessoas por todo o mundo, mas amanhã só quererão ler sobre o Kennedy.
Sadece düşünüyordum. Buraya not bırakmaktansa bu gece bir telgraf yollamam daha iyi olabilir.
Estava a pensar que em vez de deixar este bilhete, podia mandar um telegrama esta noite a Mr.
Ama çok geç oldu. Ve her halükarda,... Bu rahatsızlık sadece bir gece sürecek.
Mas já é tarde e, em todo o caso, a inconveniência só vai durar uma noite.
Bu gece sadece eğlence içindi.
Hoje é só diversão.
Eğer hemen tam yerini söylemezsen bu gece kırılacak olan sadece o bardak olmayacak.
É melhor seres mais específico e depressa, ou esse copo não será a única coisa partida hoje.
Bu gece, sırtımızdaki yük sadece içki olmayacak.
Esta noite, há mais a bordo do que álcool, apenas.
- Sadece sen mi buraya kazara geldin sanıyorsun? Bu gece, lazer çekirdeği beni iblislerin olduğu yerden kurtardı ve laboratuara getirdi.
Assim como tu, foste trazido para aqui acidentalmente, esta noite o raio laser libertou-me daquela região dos demónios e trouxe-me até ao laboratório.
Ama bu gece, İnsanları kendisinden uzak tutan küçük radyosu, sadece ALACAKARANLIK KUŞAĞI'nda bulunan çok özel bir frekansta onları kendine çekmeye başlayacaktı.
Mas esta noite... o pequeno rádio de que ele depende... para manter as pessoas de fora, está prestes a começar a trazê-lo para dentro, graças a uma frequência muito especial... que só pode ser escutada...
Üzülme, sadece çamaşırlarını değiştir. Bu gece bir daha çağırma dostum. Artık başka çağrına bakmayacağız.
Chega de chamadas por esta noite, amigo, porque não responderemos a mais nenhuma chamada daqui esta noite.
Jonathan, sana çok değer veriyorum, ama bu gece seninle yatmamız sadece işleri daha da karıştıracaktır.
Gosto mesmo de ti. Mas acho que se dormirmos juntos esta noite só confundiríamos as coisas.
Sadece, bu gece olmasını isterdim çünkü meteliksizim ve ritim grubu gibi şeyleri tutmaya çalışıyorum.
Mas quem me dera que fosse esta noite, porque estou falido e estou a tentar manter a minha secção de ritmos.
Bu gece azizler gecesi arifesi sadece yılın bu gecesi vücut buluyorum o yüzden birazcık geçişmeye ne dersin?
Esta noite é véspera de Halloween... a única noite em que me converto em carne e osso. O que acha de entonar um pouquinho?
Bu gece adam ruhunu satmış. - Sadece biraz gergin. O kadar...
Só está tenso.
Ben sadece seni bu gece için perili ev moduna sokmak istemiştim.
Qual é a tua querida? Só queria conhecer a casa assombrada para o trabalho de hoje.
sadece bu gecelik 25
sadece bu mu 17
sadece bu 76
sadece bu seferlik 35
sadece bu da değil 20
sadece bu değil 33
bu gece 1008
bu gece mi 195
bu geceden sonra 17
bu gecelik bu kadar 23
sadece bu mu 17
sadece bu 76
sadece bu seferlik 35
sadece bu da değil 20
sadece bu değil 33
bu gece 1008
bu gece mi 195
bu geceden sonra 17
bu gecelik bu kadar 23
bu gece gidiyorum 18
bu geceye kadar 18
bu gece için 16
bu gece görüşürüz 40
bu gece ne yapıyorsun 37
bu gece olmaz 199
bu geceye ne dersin 24
bu gece değil 77
bu gece ruhumu arıyordum 23
gece 187
bu geceye kadar 18
bu gece için 16
bu gece görüşürüz 40
bu gece ne yapıyorsun 37
bu gece olmaz 199
bu geceye ne dersin 24
bu gece değil 77
bu gece ruhumu arıyordum 23
gece 187
geceler 19
geçebilir miyim 33
geçecek 59
geçer 72
geçelim 22
geceleri 65
gece vakti 17
geçebilirsiniz 29
geçen yaz 24
gece gündüz 60
geçebilir miyim 33
geçecek 59
geçer 72
geçelim 22
geceleri 65
gece vakti 17
geçebilirsiniz 29
geçen yaz 24
gece gündüz 60
geçerli 17
geçen gün 73
geceyarısı 22
gece ve gündüz 94
geceleri uyuyamıyorum 17
geceleyin 36
gece yarısı 86
gece mi 18
gece görüşürüz 21
gece sohbeti 16
geçen gün 73
geceyarısı 22
gece ve gündüz 94
geceleri uyuyamıyorum 17
geceleyin 36
gece yarısı 86
gece mi 18
gece görüşürüz 21
gece sohbeti 16
geçen ay 47
gece kuşu 17
geçen sene 56
geçen hafta 131
geçen gece 110
geçenlerde 27
geçen akşam 18
geçen yıl 94
gece yarısı mı 17
geçerken uğradım 19
gece kuşu 17
geçen sene 56
geçen hafta 131
geçen gece 110
geçenlerde 27
geçen akşam 18
geçen yıl 94
gece yarısı mı 17
geçerken uğradım 19