English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ S ] / Sadece bu mu

Sadece bu mu tradutor Português

291 parallel translation
- Bu anlaşılmaz bir durum. İnsanlar öldükten sonra söylediğiniz sadece bu mu?
É isso que diz às pessoas depois da morte?
Bana önermen gereken sadece bu mu?
É só isso que tem para me propor?
Sadece bu mu?
Então é só isso?
Yarın Spangler'in bu kasabaya yaptıklarına şaşırdığın zaman, söyleyeceğin sadece bu mu olacak?
É o que vais dizer amanhã? Quando souberem o que o Spangler fez a esta cidade.
Yeni olan sadece bu mu?
Não tens nada para contar?
Sadece bu mu?
É esse?
Sadece bu mu?
- Apenas isso? - Sim!
Yapmamı istediğiniz sadece bu mu?
É tudo o que deseja que eu faça?
- Sence sadece bu mu?
- Acha que isso tudo é só isso?
- Sadece bu mu?
- Só isso?
- Ahlâk polisinin elinde sadece bu mu var? - Evet.
Os Costumes só têm este?
- Kahvaltın sadece bu mu?
Isso é tudo o que vai tomar ao pequeno almoço?
Sebep sadece bu mu?
É só isso?
Sadece bu mu?
Só isto?
Yani sadece bu mu?
Não há outro?
Bu güzel sözlerin ödülü sadece bu mu?
É esta a recompensa que recebo pelo meu ardor?
- "Bak." Sadece bu mu yazıyordu?
"Vejam"? Era tudo o que dizia?
Sadece bu mu?
É isso?
Sormak istediğin şey sadece bu mu?
Essa é a tua única pergunta?
Julie, söyle bana, ki bu sadece senin söyleyebiliceğin birşey Pres hala seni seviyor mu?
Julie, diga-me algo que só você pode dizer-me o Pres ainda a ama?
Sadece bu tarz şeyler sana uygun mu sence?
Mas achas que esse tipos de coisas combinam contigo?
İstediğin sadece bu mu?
É isso que somente pretendes?
Yani bu sadece bir oyun mu?
Quer dizer que isto é apenas um jogo? Claro.
Sadece konuşmak istiyorum, Bu, bu kadar korkunç mu?
Só quero conversar.
Bu köpek hasta mı yoksa sadece yorgun mu?
Esse cão está doente ou apenas cansado?
Bu sadece bir oyun mu? " dedi.
É só um jogo "?
Bu mu senin için anlamı sadece?
É o que isto é para si?
Şimdi eğer bunu sizin için sergilersek, resim olmadan sadece müzikle bu uygun olur mu?
Agora, se nós lhes fôssemos mostrar aquilo, com música apenas e sem fotografias, já podia ser? Acho que sim.
- Hepsi bu mu, sadece Fong? - Ne demek istediğini anlar.
- Sim, ele vai perceber.
- Sadece bu mu? - Kesinlikle.
É um sintoma de seu autor subconsciente.
Bu, bütün yaptığın bu mu? Sadece konuşmak mı?
É só isso que fazes, conversar?
Bu canavarın sadece kötü insanlara saldırdığı doğru mu acaba?
Diga-nos doutor, É verdade que o monstro ataca só gente má?
- Tüm teklif edebileceğin bu mu? Ben sadece güneşin konumu hakkında fikir veriyorum eğer batmadıysa bize zaman hakkında kabaca bir fikir verir.
Só estou a dizer... que a posição do sol, se estiver lá... dará uma ideia aproximada da hora.
Hepsi bu mu? Sadece bir tim mi?
Apenas um comando?
Bu seninkisi, sadece tutku mu?
Será ambição?
Bu sadece iki adamın konuşması, doğru mu?
São só dois tipos a falar, certo?
Bu bir'davet'mi yoksa sadece masum bir soru mu?
Isso é uma linha ou uma pergunta honesta?
Sadece bu mu?
Assim?
Sadece çok ünlü olanlar serbest bırakıldı. Bizlere bir ders vermenin yolu bu mu?
- Que maneira de educar é esta?
Sadece bir soruyu cevapla - Yıldız filosu seni cezalandırıyor mu yoksa bu kadar kasvetli bir kumandayı gerçekten sen mi istedin?
Responda só a uma pergunta. A Frota está a castigá-lo ou pediu para ficar neste posto deprimente?
Ailenizde kimyasal bir dengesizlik mi var, yoksa bu sadece davranış bozukluğu mu?
Sofres de algum desequilíbrio químico, ou é apenas um problema de atitude?
Bu size de inanılmaz bir rastlantı gibi gelmiyor mu, yoksa sadece bana mı öyle geliyor?
Isso não foi uma coincidência fantástica, ou só eu acho isto?
Kalkan bu mu? Evet.Bu sadece trans orbital roketin bir parçası.
Aproxima-se um objecto não identificado.
- Bu doğru mu? - Doğru olan şu, 48 saat içinde sen ve ben, tanrıdan bile çok zengin olacağız, ve Bay Bond'un burada sadece Moneypenny'nin ve birkaç restoran sahibinin katıldığı küçük bir anma töreni olacak.
- O que é verdade é que em 48 horas teremos mais dinheiro que Deus, e aqui o Sr. Bond terá uma missa por alma só com a presença de Moneypenny e de alguns donos de restaurantes.
O sadece infaz sırasında görevli gardiyanlardan biriydi,... Neech'in cellâdının adını bilen üç kişiden biri de değildi, bu durum canını sıkmıyor mu?
- Só esteve de serviço num dos homicídios. Não sabia o nome do carrasco do Neech.
Beni tanıyor musun, yoksa sadece bu oyunda çok mu iyisin?
Conhece-me ou é apenas muito boa neste jogo?
Onun için yapabileceğinizin en iyisi bu mu, sadece iğne vurmak?
Isso é o melhor que pode fazer por ele, dar-lhe uma injecção?
Sadece bir kariyer fırsatı diye bu işi kovalıyor. Kovalıyor mu?
Só se agarrou a isto porque pensa que é útil para a sua carreira.
Sadece bir kaç tane pagan duası yaptım ve bir sivilceyi yok etmek için ufak bir büyü. - Bu seni korkutuyor mu?
Quero dizer, não sou uma bruxa profissional.
Bu sende de oluyor mu... şey, belki heyelan sadece onları geciktirecektir.
Já te ocorreu que talvez, o desmoronamento apenas os atrase?
Öyleyse bu resim bizden başkalarınında olduğunu mu söylüyor? - Biz sadece..
Então, essa foto significa que há mais como nós?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]