Sadece merak tradutor Português
1,906 parallel translation
Sadece merak ediyorum... Nasıldı?
Só estou curioso quanto...
Sadece merak. Kiminle uğraştığımı bilmek için.
Só curiosidade... e também para saber com que tipo de pessoas é que estou a lidar.
Sadece merak ediyorum.
Bom, só estava a imaginar.
- Sadece merak ettim, Mac.
Estou curioso, Mac.
Sadece merak etmiştim.
Apenas curiosidade, sabes.
Sadece merak ettim.
Só tenho curiosidade.
Sadece merakımı gidermek için, Sam.
Só para satisfazer a minha curiosidade mórbida, Sam.
Daha az şaka, Daha çok doktorluk Nate. Sadece merakımı gidermek için soruyorum, Hangi şarkıyı söylüyorlardı?
- Só por curiosidade, que música estavam a cantar?
Sadece merak ettim.
- Só estou a perguntar.
Sadece merak ettiğimden soruyorum. Üretim tecribeniz var mı Bay Kearns?
Por curiosidade, tem experiência no fabrico, Sr. Kearns?
- Sadece merak yani?
- O quê? Fora da curiosidade?
Sadece merak.
Fora da curiosidade.
Sadece merak ediyordum.
Estava a pensar...
Sadece merak ettim.
Só curiosidade.
Sadece merak ettim.
Estava só curioso.
Sadece merak ettim.
Só estava a perguntar.
Komik degil. Sanirim sadece merak.
Não, não é engraçado, é... curioso, acho.
Sadece merak ediyorum hepsi bu kadar mı?
Apenas me pergunto...
Sadece merakımdan soruyorum. Neden kabul etmiyorsunuz?
Por que a senhora está rejeitando uma boa proposta?
Sadece merak ettim.
Estou curioso.
Bu neden önemli? Sadece merak ettim.
- O que é que isso interessa?
Sadece merak ettim de.
Estou apenas curiosa.
Sadece merak.
Estava só a pensar...
Sun-Woo, sadece merak ediyordum...
Sun-Woo, estive pensando...
Sadece merak ediyorum.
Apenas curioso.
Merak etmeyin, sadece Brody Lassiter'ın odasına bakacağız.
Acalme-se. Apenas vamos ver o quarto do Brody Lassiter.
Sadece senin merakın için. - Ne kadar doğru bir test?
São apenas para sua informação.
Yani sadece ne yapmam gerektiğini merak ediyorum.
Por isso, pergunto-me o que devo fazer.
Sadece kim olduğumu biliyor mu diye merak etmiştim.
Só me tenho interrogado se ele sabe quem eu sou.
Sadece, kim olduğumu biliyor mu diye merak etmiştim.
Só me tenho interrogado se ele sabe quem eu sou.
Hayır, hayır, sadece buradaki Albay'ın ne zaman bir matematik ve fizik uzmanı olduğunu merak ediyorum.
Dr, voçê entrou nesta reunião sabendo que não tinha nada.
Sadece Teksas'ın derinliklerine mi yoksa dışına mı gidiyor merak ettim.
Só quero saber se isto vai a entrar ou a sair do Texas.
Bilmiyorum, sadece merak ettim.
- Por nada, estou só a perguntar.
"Merak etme Jake, sadece bir kaç gün sürer."
"Não te preocupes Jake, serão só poucos dias."
Daha iyisini isteyeceklerini biliyorum, - Ama o sadece benim kuzenim, merak etme. - Tamam.
Eu sei que eles são bastante sérios, mas é apenas o meu primo, querida, vai correr bem.
Bana yerleri sildirmesinden falan bıktım, ve merak ettim de, senin evinde bir süre kalabilir miyim... acaba, sadece kendimi toplayana kadar.
E, bom, está a ficar cansado de me ter lá a lamuriar, e só queria saber se podia ficar em sua casa só por alguns dias enquanto me restabeleço. Obrigado, Madeline.
Sadece neden Hamlet 1'de herkesin ölmek zorunda olduğunu merak ettim.
eu só me perguntei por que, em 1 Hamlet toda a gente tem que morrer.
King yine pist rekorları kırmış. Biz sadece nasıl yaptığını merak ediyoruz.
O King tem tudo registado numa cassete, parece-me interessante ver o que tem lá.
Cezaevi gardiyanlarının ortalama ömrünün neden sadece 55 yıl olduğu merak edilir.
As pessoas perguntam-se porque os guardas prisionais têm uma esperança média de vida de apenas 55 anos.
Sadece bilinçsiz bir sekilde duygusal bir karisikligin psikolojik belirtilerini mi gösterdigimi merak ediyorum.
Estarei a sofrer manifestações fisiológicas dum turbilhão emocional inconsciente?
Sadece sonrasını merak ediyorum.
Só quero saber o que acontece.
Sadece neler olacağını merak ediyorum.
Só quero saber o que acontece.
Ben sadece bunu bilseydi ne olurdu diye merak ettim.
- Só queria ver se ele sabia isso.
Ben sadece özellikle geçen hafta olanlardan sonra buraya gelişinin bu neşeyi göstermek amaçlı mı olduğunu merak ettim.
Estou apenas a perguntar a mim mesmo se vieste aqui hoje determinada a demonstrar essa alegria, especialmente depois do ocorrido a semana passada.
Yani bilirsin, ikimiz de erkeklerle tek sorunu olanın sadece teyzen mi olduğunu merak ettik.
Nós queremos raparigas.. Sabes, nós só estavamos a pensar.. .. se seria ela a unica a ter problemas com rapazes..
Biz sadece o büyük planlarına ne olduğunu merak ediyorduk, ahbap?
O que aconteceu aos teus grandes planos, mano?
B-ben sadece nasıl olduğunu merak ettiğim için aradım.
Eu... eu estava apenas a telefonar para saber como estavas.
- Nasıl? Merak etme.. sen sadece sür
- Não te preocupes.
Karabasan'ı sadece içimizdeki karanlık olarak açıklamayı sürdürürken merak içinde kalıyorum :
Continuo a explicar que a existência do Papão não é nada, mas... que a maldade existe nós.
Karabasan'ı sadece içimizdeki karanlık olarak açıklamayı sürdürürken merak içinde kalıyorum :
Enquanto tentava continuar a explicar que a existência do Papão não é mais, do que a escuridão do nosso interior, interrogava-me :
- Merak etme. Biz sadece kedi yeriz.
Não se preocupe, só comemos gatos.
sadece merak ettim 133
sadece merak ediyorum 23
sadece merak ediyordum 28
merak 30
merak ettim 184
merak ediyorum 460
merak etme 3690
merak etme sen 40
meraklı 21
merak ediyordum 51
sadece merak ediyorum 23
sadece merak ediyordum 28
merak 30
merak ettim 184
merak ediyorum 460
merak etme 3690
merak etme sen 40
meraklı 21
merak ediyordum 51