Senin için değil tradutor Português
3,324 parallel translation
- Senin için değil.
Não por ti.
Senin için değil!
Não foi por ti!
- Senin için değil.
- Não é para ti.
Senin için değil.
Não para ti.
Sadece senin için değil kendim için de.
Não só por si, mas também por mim.
- Senin için değil Lomax!
- Não para si, Lomax.
Hayır, bu senin için değil.
Não, isto não é para ti.
- Senin için değil kızlar için soruyorum.
E tu? Não estou a perguntar por ti. É pelas crianças.
Senin için değil, yanındaki ucube için.
Não é para ti, Scully. É para o tipo de chapéu ao teu lado.
Hayır. Burada hiçbir şey yok. - Çünkü David senin yerine yazmak için burada değil.
Não há aqui nada porque o David não está cá para escrevê-lo por ti.
- Gel de oynayalım! - Senin için yeterince iyi değil miyim?
Não sou boa o bastante para si?
Senin için sıradan bir mahkum değil.
Não é apenas um condenado. O que queres?
GPS ile senin birinci katta mı yoksa dokuzuncu katta mı olduğunu bilemeyiz, bu yüzden kentsel savaş için uygun değil.
Não consegue dizer se se está no 1º andar ou no 9º, por isso é inútil em guerra urbana.
Onun için, senin değil.
Por ela, não por ti.
Burayı kaybetmesi senin suçun değil. Teklifin için de teşekkür ederim, sadece...
Ele ter-la perdido não foi culpa sua, e agradeço a sua oferta, só que...
Bu ergenler için, senin yaşın... sanırım kullanmak için uygun, değil mi?
Isso é o que as crianças, adolescentes, da tua idade devem usar, certo?
( hiç yayınlanmayacak ) ve bir miktar yasal korumanın keyfini sür ama senin için bir kaynak değilim... dediğim gibi, bunlar basılacak şeyler değil kimi desteklediğimi bilmek istiyorum sanırım biraz kendimden söz edebilirim... orta Oklahoma'da doğdum...
( que nunca será publicada ) desfruta de um mínimo de proteção legal. Mas, para ti, não sou uma fonte... já disse que nada disto é para publicar quero saber quem estou a apoiar acho que posso falar um pouco sobre mim... nasci no centro do Oklahoma... numa cidade altamente evangélica... com mais bancos de igreja do que pessoas
Bu senin için olağan dışı bir davranış, biliyorsun, değil mi?
Sabes que isto é invulgar em ti, certo?
Senin için mesele değil.
Isso é condenação fácil.
Tetiği senin çekip çekmemen önemli değil,... sen silahin ne için kullanilacağini biliyordun.
Não importa se puxaste o gatilho. Portanto tu sabias que a tua arma estava a ser usada.
Senin için yeterince akıllı değil.
Ele não é inteligente o suficiente para ti.
- Senin için hiçbir zaman uygun değil.
Contigo nunca é.
Ülkeleri için değil, senin için savaşıyorlar.
Eles não estão a lutar pelo país ou por Estaline. Estão a lutar por ti.
Ama senin için iyi bir yarış oldu, değil mi Niki?
Mas foi uma boa corrida para si, não foi, Niki?
Mendez senin düşündüğün gibi değil, o korkunç şeyler yaptı ama bunları halkın iyiliği için yaptı.
O Mendez não é quem tu julgas que é. As coisas terríveis que fez, fê-lo por um bem maior!
- Hadi ama, çok hayran tarafından sevilmek senin için yeteri kadar iyi bir motivasyon değil mi?
Não me digas, adorado por tantos fãs fiéis não é uma motivação suficiente para ti?
Benim hayatım kimse için önemli değil ama görünüşe göre senin hayatın bir çok insan için önemli.
A minha vida não significa muito para ninguém, mas parece que a sua vida significa muito para muitas pessoas.
- Evet. Ryan etkilenmiş ve senin için çerçeveletmiş değil mi?
O Ryan pegou nela e emoldurou-a, certo?
Senin için zor, benim için değil.
Difícil para vocês, não para mim.
Demek, öldürme sırasına koysam senin için sorun değil, öyleyse...
Quer dizer que não te importas que a mande matar, então...
Senin için yeterince sıcak değil, değil mi?
Está muito calor para ti aqui, não é?
Senin için sorun yok değil mi?
Achas bem?
Senin ya da kardeşinin başını derde sokmak için değil.
Não porque te queira meter a ti e ao teu irmão em sarilhos.
Senin için endişeleniyor, değil mi?
Ele preocupa-se por sua causa?
Aile olarak daha iyi vakit geçirmek için senin kasabana döndük, değil mi?
Mudámo-nos para a tua terra para termos mais tempo de qualidade em família, certo?
- Bunlar senin için iyi değil.
Isto vai fazer-te mal.
- Onu senin için göndermiş, bizim için değil yani?
Ele está aqui por ti, não... não por nós?
Senin için tam bir ilham kaynağı, değil mi?
Ela é uma verdadeira inspiração para você, não é?
Aslında bütün günler senin için boş gün sayılır, değil mi?
Eles são todos realmente meio que dias de folga para ti, não são?
Öyle. Bu senin için neden önemli bilmiyorum çünkü ne düşündüğün hiç umurumda değil ama Chris kalbimde çok özel bir yere sahip.
Sim é, não sei porque é que te interessas, não importa o que pensas...
- Senin adına çalışması garip değil mi ama? - Karen'a evimde değişiklik yaptığı için için para veriyorum.
Mas não é estranho, visto que ela trabalha para ti?
Bu senin için bir çocuğa alfabeyi öğretmek gibi değil mi?
Para ti, isto é como ensinar o alfabeto a uma criança, não é?
Çok zekisin. Çok güzelsin. Ama bizler senin için sadece birer oyuncağız, değil mi?
És tão inteligente... e bonito... mas não passamos de brinquedos para ti, pois não?
Senin için yeterli değil miyim?
Não sou adequado o suficientemente para ti?
Sanırım bu senin için pek önemli değil.
Não queres saber disso, pois não?
Senin için öyle Mel, bizim için değil.
Para ti, é Mel. Não para nós.
İstatistikçilerimin boktan olduğunu düşündüğünü biliyorum ama Ohio valilik seçimleri erken sonuçlarını aldık ve bunlar senin için hiç de iyi değil Bay Egan.
Sei que desprezas os meus tipos das estatísticas, mas temos os primeiros resultados sobre o governador de Ohio, e não são bons para ti, Sr. Eagan! Cala-te!
Sadece git. Senin için fazla vahşiyim, değil mi?
Sou demasiado selvagem para o teu gosto, não sou?
Alkışlar senin için çok önemli, değil mi?
Aplausos significam muito para ti, não?
Senin için mühim bir şey değil, ama benim için hayat memat meselesi. Ne diyorsun?
Isso para ti não é nada, mas para mim é uma questão de vida ou morte.
Esnek yüksek bel giymek senin için sorun değil mi?
Olá. Não te importas de usar calças com elástico na cinta? DICA N.º 2 :
senin için çıldırıyorum 35
senin için 556
senin için endişeleniyorum 79
senin için deliriyorum 16
senin için ne yapabilirim 292
senin için korkuyorum 18
senin için endişelendim 53
senin için de 32
senin için mi 51
senin için üzgünüm 22
senin için 556
senin için endişeleniyorum 79
senin için deliriyorum 16
senin için ne yapabilirim 292
senin için korkuyorum 18
senin için endişelendim 53
senin için de 32
senin için mi 51
senin için üzgünüm 22
senin için üzülüyorum 47
senin için geldim 37
senin için her şeyi yaparım 55
senin için iyi 28
senin için dua edeceğim 27
senin için uygun mu 21
senin için yaptım 43
senin içinde 20
senin için buradayım 27
senin için iyi olur 16
senin için geldim 37
senin için her şeyi yaparım 55
senin için iyi 28
senin için dua edeceğim 27
senin için uygun mu 21
senin için yaptım 43
senin içinde 20
senin için buradayım 27
senin için iyi olur 16
senin için söylemesi kolay 73
senin için ne yapabiliriz 16
senin için çok endişelendim 24
senin için bir şeyim var 48
senin için endişelendik 17
senin için birşeyim var 16
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
senin için ne yapabiliriz 16
senin için çok endişelendim 24
senin için bir şeyim var 48
senin için endişelendik 17
senin için birşeyim var 16
değil mi 44479
degil mi 350
değil 1746
değilim 815
değildi 207
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39
değilsin 303
değilmiş 21
değildir 62
değilmi 114
değiliz 102
değilse 32
değilsiniz 26
değil mi dostum 28
değil mi canım 39