Saklanıyor tradutor Português
1,380 parallel translation
Yoksa şurada... Bir bakalım, nerede saklanıyor olabilir? Yoksa dolapta mı... saklanıyor?
Será que ela está... escondida... deixa ver, onde poderá estar ela escondida, será que está escondida na...
Kim saklanıyor?
Quem está escondido? Charlie.
Saklanıyor!
- Escondido!
Yoksa dolapta mı saklanıyor?
Será que ela está... escondida no... armário? !
Saklanıyor musunuz?
Vocês estão a esconder-se?
Bir insan dolabımda saklanıyor ve sen yalan söylüyorsun.
Pessoas que se escondem em armários, e tu a mentires.
Herkes saklanıyor.
Todos se escondem.
Saklanıyor ruhumun derinliklerinde
Escondido no fundo da minha alma
Ne yani, saklanıyor muydu? Ölmüş müydü?
Estava morto?
Orada saklanıyor hala hamamböcekleri
É onde ainda se escondem as baratas.
Senden saklanıyor!
Sinceramente? Evitando você.
İçinde yaklaşık 20 kişi saklanıyor.
Estão lá dentro umas 20 pessoas.
Cerrah gelip bir selam verip halimi, hatrımı sormuyor Orada, bir cellatmışcasına saklanıyor.
Que o cirurgião não venha aqui cumprimentar-me... ter contacto comigo. Está além escondido, à espera como um executor.
Ancak yine çok fazla bilgi de bizden saklanıyor. Pek çok'doğru', Dünya'nın.. ... ne yaptıklarını bilmesini istemeyen politik aktörler tarafından gizleniyor.
Há muito que não está disponível, e muito da "verdade"... é obscurecido por atores políticos... que não querem que o mundo veja o que estão fazendo.
Komünist kızıllar nerede saklanıyor?
Onde é que estão os comunas escondidos?
Gardroba ya da yatağın altına mı saklanıyor?
Escondido no armário atrás da cama?
Jenjira ve Mahesak nerede saklanıyor?
Onde jenjira e mahesak estão escondidos?
- Hayır, tesisin bir yerinde saklanıyor.
- Não, está escondida algures no complexo.
Adamın sağında, bak bakalım birileri saklanıyor mu.
À direita dele, vê se alguém se pode estar a esconder.
- Baban yıllardır saklanıyor.
O teu pai tem-se andado a esconder do passado.
O da sudan kaçtığı izlenimi uyandırıp geri dönüyor ve saklanıyor.
Ele finge uma fuga de barco, volta atrás e esconde-se.
Biliyorum saklanıyor.
Eu sei que ele está escondido algures aqui.
Ahırda, samanların altında saklanıyor.
Está outra vez no estábulo lá em cima, por baixo do feno.
O Rat. Ben Marty. Ve Victor'da bir yerlerde saklanıyor.
Ele é o Rat, eu sou o Marty... e o Vic está escondido algures....
Bir yerde bir sandalyenin altında saklanıyor.
- Talvez escondida sob uma cadeira.
Hep benden saklanıyor.
Sempre a esconder-se de mim.
Asıl sorun, adam tren yolu ağında saklanıyor.
O que se passa é o seguinte, o tipo está disfarçado.
Saklanıyor musun burada?
Estás a esconder-te por aqui?
Herhangi bir yerde saklanıyor olabilir.
Pode estar escondido em algum lado.
Luthor'ların konağında saklanıyor.
Ele está escondido na mansão dos Luthor.
Birçoğu hanedanlarını kaybetti, kaçıyor ya da saklanıyor.
Grande parte deles perderam as suas dinastias e estão em fuga ou escondidos.
Benim bilgilerime göre Ba'al Archeva Sistemi'nde saklanıyor.
Segundo as minhas informações, o Ba'al tem estado escondido no sistema Archeva.
Gözümüzün önünde saklanıyor.
Escondida a olho nu.
Saklanıyor mu? Meşgul mü?
Está escondido, ocupado?
- Aslında kaçmaktan ziyade... - Saklanıyor.
- Não é tanto evitar-te, é mais...
Yanlış bir şey yaparsam sonra aleyhime kullanılmak üzere saklanıyor.
Tudo o que faço de errado é registado para o usarem contra mim.
Ve batık bir lob, bir fiyat saklanıyor...
Consegue ver-se a ponta da cauda a ziguezaguear. E escondido num tronco afundado, um prémio.
Perdenin arkasında saklanıyor.
Atrás da cortina.
Ve ben... ben... Ben, "Oh, saklanıyor." yani, " O... O saklanıyor.
E pensei pensei, ele está a esconder-se, ele está escondido por estar zangado comigo.
Dünyanın her yerinde kendi hayatlarını yaşadılar, hala 500 yıldır listeler saklanıyor, anahtar hala İspanya'da.
Os seus descendentes vivem por todo o mundo. Muitos ainda se agarram tenazmente às chaves de 500 anos... das suas casas ancestrais em Espanha.
Saklanıyor.
Está escondido.
İddia ettiğine göre sizin iki katil. bir Opus Dei konuk evinde saklanıyor.
Disse que os vossos dois assassinos se escondem na casa da Opus Dei.
Masum bir yüzün arkasına saklanıyor.
Esconde-se por trás da cara de um inocente.
Viktor başa geçtiğinden beri Tanis orada saklanıyor.
O Tanis esconde isto desde a ordem do Viktor.
Kanıtlar saklanıyor, iki cinayetin üstü örtülüyor. Kimse endişelenmiyor.
mantenha para trás da prova, dois assassinations borre e ninguém faz-se himself muito.
Annesinden kalan mücevherler en güvenli yerde saklanıyor olmasaydı ; ki bu yüzden buraya geldik, endişesinden ölürdü.
Ela morreria se... as jóias que a mãe dela deixou não estivessem seguras... e é essa a razão de eu trazê-la até aqui.
O saklanıyor.
Ele está escondido.
Charlie saklanıyor.
Charlie está escondido. Onde?
"Hamamböcekleri, kiliselerde saklanıyor!"
O que estão a dizer?
Her yarım saatte bir iki yönlü korkunç haberler geliyor, Joe. Bu gece 21 : 03 ten beri. 1.500'ün üzerinde insan okulda saklanıyor.
Srs o seu filho está... deviam dar-me 1 \ 2 hora, mas só vou ter 3 minutos esta noite, há mais de 1000 pessoas escondidas nas escolas, sim e também estão 2000 tutsi, sem sitio para ficar,
Ben sadece... bazen okuldan döndükten sonra eve girmek bile istemiyorum. Sahanlığın altına saklanıp, kulaklıklarımı takıyor ve Morrissey dinleyerek onunla uğraşmaktan kaçınıyorum.
Por vezes nem entro em casa quando volto da escola... escondo-me debaixo da entrada, ponho os auscultadores e fico a ouvir Morrissey para não ter que discutir.
saklanıyorum 16
saklanıyor musun 18
sakla 24
sakla onu 19
saklan 141
sakladım 23
saklanın 104
saklayacak bir şeyim yok 31
saklanıyor musun 18
sakla 24
sakla onu 19
saklan 141
sakladım 23
saklanın 104
saklayacak bir şeyim yok 31