Sakın tradutor Português
30,435 parallel translation
Tekrar düşündüm de, yaşlı babana benzeme sakın.
Pensando melhor, não sejas como o teu velho.
Femtocell'i yedek bataryadan ayırma sakın.
Não desligues a Femtocell da bateria de backup.
Sakın unutma. Hector Campos'u hiç görmedin, tamam mı?
Mas lembra-te que nunca viste o Hector Campos, está bem?
Sakın beni yargılamaya kalkma.
Não me julgues, porra.
Bakma bana öyle sakın Ray.
Não olhes assim para mim, Ray.
- Benimle dalga geçme sakın.
Não gozes comigo.
Hadi ama adamım Blazing Saddles izlemediysen sakın bana sinema kültüründen bahsetme.
Nunca fales comigo sobre perguntas de cinema se não viste o Balbúrdia no Oeste.
Sakın beni bırakıp gitmeye kalkma orospu çocuğu.
Não, filho da mãe, não me deixes.
Onu kızıma yaklaştırayım deme sakın.
Não ponhas isso sequer perto dela.
- Sakın bana yalan söyleme.
Não me mintas.
Sen sakın dert etme.
Não te preocupes.
Hayır, sakın öleyim deme.
Não vais morrer.
Öleyim deme sakın.
Não morras.
Sakın unutma bunu.
Não te esqueças disso.
Sakın öyle söyleme.
Não digas isso.
Sakın...
Não te atrevas...
Sakin olmamı sakın söyleme!
- Não me mandes acalmar!
Sakın peşimden gelme!
Não venhas atrás de mim.
- Sakın!
- Não...!
Bir şey olur da ayrı düşersek, Johnsonların evine git ve her şeyi anlat. Sakın eve dönme.
Se, por algum motivo, nos separarmos, vai à casa dos Johnsons e conta-lhes o que se passa, mas não voltes a esta casa.
Hayır, sakın yapma.
Não, não faça isso.
Sakın Chloe oğlunu kurtarmayacaksa o kurşunu yeme.
Mas, Chloe, não apanhe esse tiro a menos que isso o salve.
Sakın pes etme. - Chloe.
Chloe.
Onunla karşılaştığında sakın gözlerine bakma.
Assim que o vir, não o olhe nos olhos.
- Sakın yapma. Tamam mı?
- Não faças isso.
Oranın adını sakın anma.
Não digas esse nome por aqui.
Sakın bir daha işleri berbat etme.
Agora faz-nos a todos um favor e nunca mais estragues as coisas.
Dex, kişisel bir gözlemde bulunmamın sakıncası var mı?
Dex, importas-te que te faça uma observação pessoal?
Açmayın sakın!
Não atendas!
Sorun değil, ne yaparsan yap sakın...
Faças o que fizeres, não puxes a...
Şimdiden ayrıldık demeyin sakın.
Não me diga que já acabaram.
- Sakın!
Não!
Bunu sakın deneme.
Não faças isso.
Sakın deneme.
Não sejas assim.
Sakın yapma. Büyükanne küplere biner. Sakın yapma!
A minha avó vai ficar furiosa.
- Sakın bunu yapma.
- Não faças isso.
Zed, sakın yapma. Yani sakın göz teması kurma diyorum.
Zed, não estabeleças contacto visual com elas.
Sakın korkma.
Não tenhas medo.
- Sakın annene söyleme. - Tamam.
- Não contas nada à tua mãe.
- Sakın.
- Não.
Hayır, sakın yapma bunu.
Não. Não faças isso.
Sakının!
Estabeleçam um perímetro!
Hayır, sakın yapma orospu çocuğu!
Não. Não o faça. Seu filho da mãe!
Böğürtlen dalında Nobel Ödülü'nü kazanınca bize haber vermeyi unutma sakın.
Avisa-nos quando ganhares o Prémio Nobel das amoras.
Dostum, sakın kimseyi arama.
Não chames ninguém.
- Sakın bu tarafa geçme.
- Eu avisei-te! - Não venhas cá dentro.
- Sakın kaçma! - Kaç!
- Foge, foge, foge!
Sakın ahbap.
Não, espertalhão.
Sakın kılını kıpırdatma.
Não se mexa.
Geri döndüğümüzde sakın Pamuk'a yıldönümümüzü unuttuğumu söyleme.
Não digas à Neve que me esqueci do nosso aniversário.
Sakın yapma!
Não faças isso.
sakin 545
sakin ol 5553
sakinim 57
sakıncası yoksa 299
sakini 69
sakin olun 1352
sakin ol baba 16
sakin olsana 19
sakinleş 610
sakin ol lütfen 16
sakin ol 5553
sakinim 57
sakıncası yoksa 299
sakini 69
sakin olun 1352
sakin ol baba 16
sakin olsana 19
sakinleş 610
sakin ol lütfen 16