Tanık sizin tradutor Português
209 parallel translation
Tanık sizin.
A testemunha é sua.
Tanık sizin Bay Bannister.
A testemunha é sua.
Tanık sizin.
Pode contra-interrogar.
- Tanık sizin.
- Pode contra-interrogar.
Tanık sizin, Bay Robeson
A testemunha é sua, Sr. Robeson.
Oyun bir mahkeme oyunu. Adı "Tanık Sizin."
Que é um drama de tribunal, e se chama "A Sua Testemunha".
- Tanık sizin.
- A testemunha é sua.
Tanık sizin Bay Biegler.
A testemunha é sua.
Tanık sizin Bay Dancer.
A testemunha é sua.
- Tanık sizin, Teğmen Cantrell.
Sua testemunha, tenente Cantrell.
Tanık sizin, Bay Cantrell.
Sua testemunha, Sr. Cantrell.
Tanık sizin, Atticus.
A testemunha é sua, Atticus.
Tanık sizin.
A sua testemunha.
- Tanık sizin.
- Sua testemunha.
Tanık sizin Bayan Barnes.
A testemunha é sua.
Tanık sizin Bay Krasny.
A testemunha é sua, Sr. Krasny.
- Tanık sizin Bayan Ward.
- Sua testemunha, Srta. Ward.
Tanık sizin.
É só.
Tanık sizin.
Atestemunha é sua.
Tanık sizin, vekil.
A testemunha é sua, sr. advogado.
Tanık sizin.
- A testemunha é sua.
Tanık sizin, Bay Lomax.
Pode interrogar a testemunha, Dr. Lomax.
Dün gece, sizin hastama, onun da size olan ilgisine tanık oldum.
Eu vi a sua atracção pela minha paciente, ontem à noite, e a dela por si.
Sizin de reddedemeyeceğiniz bir tanık getireceğim kendiniz, efendim.
Há uma testemunha que não pode recusar : Vossa Senhoria.
Belki beni hatırlıyorsunuzdur. Bir duruşmada sizin için tanıklık yapmıştım. Evet, hatırlıyorum.
Lembra-se que testemunhei para si na partilha do testamento Borden?
Ondan buraya gelip sizin için tanıklık etmesini istediniz mi?
Chamou-o para testemunhar a seu favor?
Ta ki sizin küçük kızınızla tanışana kadar...
Até eu ter conhecido a sua pequena...
Sizin arkadaşlık tanımınız bu mu?
É essa a sua definição de amizade?
Bay Babcock, savcı sizin gönüllü tanık olduğunuz konusunda bizi ikna etti.
Sr. Babcock, a acusação assegura-nos que você é uma testemunha voluntário.
Var sayılır, hele sizin gibi birkaç arkadaşı tanıklık ederse...
Diria que tem muitas, com duas testemunhas como vocês.
Tanık sizin, bayım.
A sua testemunha, senhor.
Kendimi sizin kızınız olarak tanıttım.
- Disse-lhe que era sua filha.
İnanır mısınız, biraderlerim ve tek dostlarım sizin sadık anlatıcınız kundaktaki savunmasız bir bebek gibi birden nerede olduğunu fark etti ve neden "evin" ona tanıdık geldiğini anladı.
E acreditem ou não, meus irmãos e únicos amigos ali estava o vosso fiel narrador sendo acarinhado como um bebé e compreendendo subitamente onde estava e por que esse "lar" lhe parecia tão familiar.
Sizin gibi bir beyefendi nasıl önlükler, kuşaklar takar tanımadığı insanlarla el sıkışır, anlayamıyorum.
Nunca percebi como homens direitos como você podem aparecer de avental e cinturão, e apertar a mão a desconhecidos.
Kız kardeşinizdi, değil mi? Sizin imzanızı tanıması lazım.
A sua irmã deve conhecer a sua assinatura.
1 Eylül, 1939. Zannedersem tarih sizin için biraz tanıdık. Bu, ikinci suçumu işlediğim tarihti.
Primeiro de Setembro de 1939, presumo, que se lembrem da data, é a data da minha segunda grande culpa.
Sırf sizin güvenliğiniz için 8 görgü tanığını ortadan kaldırdık.
Para a sua segurança nós eliminamos 8 das 9 testemunhas inconvenientes.
Çavuşum geçen gece sizin de ilginç olaylara tanık olduğunuzu söyledi.
O meu sargento diz que andou metido em coisas estranhas ontem à noite.
Dört uzmanı tanık olarak dinledik. Buradaki herkesin duyduğu gibi söz konusu olan reklam... sizin izninizle yayınlanmış ve üstünde hiçbir değişiklik yapılmamış.
Ouvimos o testemunho dos nossos peritos qualificados, aqui nesta sala, em como o anúncio em questão foi autorizado por si e não foi modificado de maneira nenhuma.
Yanında sizin tanıyacağınızı bildiğim kıyafetlerinden getirdim. Bu herkes için tatmin edici olacak.
Encarregamo-nos disso, trazendo um pedaço de roupa que reconhecerá... e será satisfatório para todos.
Bu da nedir? Sizin tanıdığınız birisi... benim hesabıma 400 dolarlık yemek yazdırmış.
Um conhecido seu pôs-me 400 dólares do almoço dele na conta.
Tanık sizin.
Pode interrogar.
Sizin cüzdanınızı çalan adamın Mösyö Davenheim'ın davasındaki en önemli tanık olduğu ortaya çıkıyor.
também fosse a testemunha principal, no caso do nosso Sr. Davenheim?
O bize sizin iyi bir tanık olduğunuzu söyledi ve kendinizi partiden uzaklaştırmaya çalıştığınızın güvencesini verdi.
Ele também garantiu que você será uma testemunha amigável e que ficará expurgado.
Tanık sizin.
Pode interrogá-lo.
Tanık, sizin.
A testemunha é sua.
Bugün sizin neslinize tanık oluyorum.
Agora, vejo a tua geração.
Ben sizin mekana geldiğimde, kız arkadaşınla tanıştıracak mısın?
Quando for a tua casa, vais apresentar-me a tua gaja?
Mahkemede sizin tanıklık etmeniz için gereken belgeyi alabilir sizi gelmeye ve tanıklık etmeye zorlayabilirim, biliyor musunuz?
Posso conseguir um habeas corpus e forçá-lo a testemunhar no Tribunal.
Sizin kuralınıza göre eğer toplumun tanıdığı birisi olursanız, kendinizi "çarpık ilişki komedisine" karşı koruyamıyorsunuz.
A regra que nos dão diz que quem se torna figura pública, não se pode defender contra a paródia de cometer incesto.
Sadece daha önce Sizin sınıfınızdan insanlarla tanışmamıştık.
Não tinhamos cohecido ninguém... - da tua classe económica.
tanık sizindir 20
sizin 241
sizinle 59
sizin mi 61
sizinle tanıştığıma memnun oldum 60
sizin olsun 33
sizinki 37
sizinleyim 24
sizin derdiniz ne 30
sizin gibi 99
sizin 241
sizinle 59
sizin mi 61
sizinle tanıştığıma memnun oldum 60
sizin olsun 33
sizinki 37
sizinleyim 24
sizin derdiniz ne 30
sizin gibi 99
sizindir 39
sizinle mi 26
sizin için 164
sizin de 22
sizinle geliyorum 51
sizinle gelebilir miyim 36
sizin için ne yapabilirim 426
sizinle biraz konuşabilir miyiz 19
sizin neyiniz var 74
sizinle geleyim 25
sizinle mi 26
sizin için 164
sizin de 22
sizinle geliyorum 51
sizinle gelebilir miyim 36
sizin için ne yapabilirim 426
sizinle biraz konuşabilir miyiz 19
sizin neyiniz var 74
sizinle geleyim 25