Yapmam gereken şeyler var tradutor Português
193 parallel translation
Burada yapmam gereken şeyler var.
Ainda tenho que fazer aqui.
Yapmam gereken şeyler var.
Tenho de fazer uma coisa.
İzninle Komser, yapmam gereken şeyler var.
Lamento, tenente, mas tenho imenso que fazer.
Yapmam gereken şeyler var.
Há coisas que preciso de fazer.
- Yapmam gereken şeyler var.
- Tenho que me levantar e fazer umas coisas.
Bankaya gitmeden önce yapmam gereken şeyler var.
Há coisas que tenho de fazer antes de irmos ao banco.
Yapmam gereken şeyler var.
Tenho algumas coisas a tratar.
Meridian'dan ayrılmadan önce yapmam gereken şeyler var.
- Há coisas que tenho de fazer, antes de deixar Meridian.
Babamla yapmam gereken şeyler var.
Eu tenho umas coisas combinadas com o meu pai.
Hayatımda yapmam gereken şeyler var.
Tenho de ter um motivo? Tenho coisas a fazer com a minha vida.
Yapmam gereken şeyler var.
Tenho de tomar um banho e fazer umas coisas.
- Yapmam gereken şeyler var.
- Tenho coisas que preciso de fazer.
Yapmam gereken şeyler var.
Preciso fazer uma coisa.
Sanırım yapmam gereken şeyler var.
Acho que há uma coisa que tenho de fazer.
İyi, o zaman yapmam gereken şeyler var.
Bem, eu tenho coisas a fazer então.
Gitmeden önce yapmam gereken şeyler var.
Tenho coisas para fazer antes de ir embora. Não esperes por mim.
Yapmam gereken şeyler var ama... O buna değer.
Tenho de tomar uma resolução, mas ela merece.
- Yapmam gereken şeyler var.
- e eu tenho de tratar de algumas coisas.
Yanına bir refakatçi de ayarladım. benim de burada yapmam gereken şeyler var.
Queria voltar contigo, mas tenho coisas para fazer aqui.
Yapmam gereken şeyler var.
Tenho que fazer.
Ama senin hazırlanman gereken bir başka şovun, benim de yapmam gereken şeyler var.
Mas tu tens outro show para preparar e eu coisas para fazer.
- Yapmam gereken şeyler var. Yine mi.
De novo?
Yapmam gereken şeyler var.
Eu tenho coisas pra fazer.
Ama yine de isteklerime erişmeden önce yapmam gereken şeyler var.
No entanto, antes da satisfação ser minha as prioridades primeiro.
Yapmam gereken şeyler var.
Tenho muita coisa para fazer...
Yapmam gereken şeyler var.
Tenho muita coisa que fazer.
- Yapmamız gereken bazı şeyler var.
- Antes, temos que fazer.
Yapmamız gereken şeyler var.
Precisamos fazer uma coisa.
Hadi, birlikte bir şeyler çalın. Benim yapmam gereken önemli işlerim var. Müthiş bir fikir!
Porque não tocam vocês dois, enquanto trato de uns assuntos importantes?
Annen olmak bunlardan biriydi. Ama başka şeyler de var. Yapmam gereken de bu.
Ser sua mamãe era uma coisa, mas também existem outras coisas e é isso que eu tenho que fazer.
Yapmam gereken bazı şeyler var. Bana biraz olsun önem verseydin, böyle konuşmazdın.
As pessoas que gostam uma da outra não se comportam assim.
- Yapmam gereken bazı şeyler var.
- Tenho umas coisas a resolver.
Yapmam gereken ve senin uzak olmanı gerektiren şeyler var.
Tenho coisas a fazer, nas quais não podes participar.
Onun için yapmamız gereken şeyler var.
Há que fazer umas coisas por ela.
Yapmam gereken bazı şeyler var.
Tenho que fazer uns recados.
Tek yapmam gereken kapıdan çıkıp iki kat aşağıya inmek. Her zaman yeni bir şeyler var.
Tudo o que tenho que fazer é sair por aquela porta, descer 2 níveis... e haverá sempre algo novo.
Eve gelmeden önce yapmam gereken bazı şeyler var.
Há umas coisas que tenho de fazer antes de ir para casa.
Hayır, yapmam gereken şeyler var.
- Ir?
Yapmam gereken başka şeyler de var.
Tenho mais coisas a fazer.
Yapmam gereken bazı şeyler var.
Bem, é apenas algo que tenho que fazer.
- Ama düğün için yapmamız gereken şeyler var.
Mas podíamos despachar um monte de coisas. Eu sei, mãe. É por isso que não vou.
Yapmamız gereken şeyler var.
Temos muitos planos.
Ayrılmayacağım Yapmam gereken bazı şeyler var.
Não me vou embora, tenho de arranjar uma solução.
Yapmamız gereken bazı şeyler var da, mesela filmi tamamlamak gibi.
Temos ainda umas coisitas a fazer, por exemplo... acabá-lo!
Yapmam gereken bazı şeyler var Halletmem gereken şeyler.
Há coisas que tenho de fazer e resolver. Como por exemplo?
Ayrıca Cumartesi günü, benim de yapmam gereken bazı şeyler var.
Também tenho coisas para fazer no sábado.
Yapmam gereken daha önemli şeyler var.
Tenho coisas mais importantes a fazer.
Ama şimdi yapmam gereken başka şeyler var.
Muito informativa, a visita. Mas tenho gente com quem falar, coisas que ler...
Aptalca olduğunu biliyorum, ama yapmamız gereken şeyler var.
E sei que isto parece idiota, mas é algo que temos que fazer.
Ama senin anlamadığın, benim de yapmam gereken bazı şeyler var.
Mas há algumas coisas que tenho que fazer que tu não entendes.
Yani yapmamız gereken şeyler var.
Temos muito que fazer.
yapmam gereken işler var 42
yapmam gereken bir şey var 27
yapmam gereken bir iş var 17
yapmam gerekeni yaptım 16
yapmayacağım 170
yapma 5445
yapmalıyım 51
yapmalısın 91
yapmadım 132
yapma ya 98
yapmam gereken bir şey var 27
yapmam gereken bir iş var 17
yapmam gerekeni yaptım 16
yapmayacağım 170
yapma 5445
yapmalıyım 51
yapmalısın 91
yapmadım 132
yapma ya 98
yapmak istiyorum 29
yapmadın 55
yapmak istemiyorum 51
yapmalıyız 39
yapmayın 745
yapma ama 158
yapmazsan 25
yapmaz 37
yapmayacaksın 53
yapma böyle 70
yapmadın 55
yapmak istemiyorum 51
yapmalıyız 39
yapmayın 745
yapma ama 158
yapmazsan 25
yapmaz 37
yapmayacaksın 53
yapma böyle 70
yapmamalısın 52
yapma bunu 151
yapmam 83
yapmak zorundayım 47
yapma be 35
yapmamalıydın 32
yapma lütfen 102
yapman gereken 22
yapma yahu 40
yapma baba 50
yapma bunu 151
yapmam 83
yapmak zorundayım 47
yapma be 35
yapmamalıydın 32
yapma lütfen 102
yapman gereken 22
yapma yahu 40
yapma baba 50