English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ Y ] / Yeterli değil

Yeterli değil tradutor Português

2,924 parallel translation
- Üç kez yeterli değil mi?
Acordaste na casa de banho.
Bu yeterli değil, Anthony.
Anthony, isto não é suficiente para mim, tens de partilhar comigo os teus pensamentos.
Hatta senin için de yeterli değil mi?
Ou para ti, já agora?
Bu yeterli değil mi?
Isso não basta?
Herkes herhangi bir şekilde bana çalışıyor ama hala yeterli değil.
Todos tem me correr em todas as direções, massolta.
Artık sanatla dalga geçmek yeterli değil, aynı şekilde ortalığı karıştırmak da.
Sabes, isto já não tem graça e arranjar sarilhos também não tem.
Yapmayı kabul etmem yeterli değil mi?
Não é suficiente eu ter concordado fazê-lo?
Babanın polis olması yeterli değil miydi?
O teu pai ser um polícia não chegou?
Tüm o resimler, babamın itirafı, hiçbiri Sarcone'u içeri atmak için yeterli değil miydi?
Essas fotografias todas, a confissão do meu pai... Nada disso chegou para prender o Sarcone?
Bu kadarı yeterli değil mi? Çocuk geminin güvende olduğunu söyledi.
Não sou homem suficiente para dizer que o navio está seguro?
Uzaklara kaçıp evlenmek yeterli değil mi?
Não basta termos fugido para casar?
Surya, bu yeterli değil.
Surya, isto não é suficiente.
İcat ettiğim teknoloji için ortalama beyin kapasitesi yeterli değil.
A tecnologia que eu inventei não pode ser compreendida pelas mentes comuns.
Tavuk yeterli değil.
Há pouco frango na caçarola.
Pralin bile yeterli değil.
Ainda por cima, este mil-folhas tem pouco praliné.
Konvoy yapmak için yeterli değil bu. Daha fazla sarın etrafımı.
Isto não é bem um comboio...
- Bu yeterli değil.
- Não chega.
Bu yeterli değil.
Não me chega.
- Tamam, yeterli değil.
Isso não é suficiente.
Şartlar bu gizliliğe sadık kalmak için yeterli değil.
Não são circunstâncias que suportem o privilégio eclesiástico.
Bu yeterli değil.
Isso não chega.
Bu hiç kimse için yeterli değil.
Isso nunca deve chegar para ninguém.
Ama 40 dolar yeterli değil...
Mas 40 não são suficientes.
Bu yeterli değil, bunu sen de biliyorsun.
Legenda : Milenaroc | Pasp1989
Sanki sen her şeyi sunuyorsun, ama hiçbir şey yeterli değil. Kimse yeterli değil.
Tudo te está a ser oferecido de bandeja, mas nada é bom o suficiente, nem ninguém.
Yapabiliceğimiz her şeyi yaptık. Ve bu yeterli değil.
- Fizemos sempre tudo o que pudemos.
Hayır, bu yeterli değil.
Não, não é suficiente.
Bu yeterli değil.
Isso não basta.
Senin için yeterli değil miyiz? Tanrı tarafından Afrika'da çalışmam için çağrıldığımı hissediyorum.
E eu tive de trabalhar também.
Büyü... Yeterli değil.
A magia não é suficiente.
Dört tane - yeterli değil.
- 4 da melhor bebida irlandesa. - Espera. Isso não é suficiente.
Bu yeterli değil, rahibe.
Não é suficientemente grande, Irmã.
- Yeterli değil.
- Fui quando pude.
Juanita, ben sana bir kutu harika kart almışken, Neden sen Sevgililer Günü keki dağıtmak istiyorsun? Marketten alınan kartlar yeterli değil.
Juanita, porque insistes em dar cupcakes de S. Valentim quando te comprei uma caixa de postais muito bons?
Bakın üzgünüm ama, birkaç mermi ve böcekler Mark Gabriel'i tekrar şüpheli yapmak için yeterli değil.
Repare... Lamento, mas umas balas e insectos não são suficientes para voltarmos a focar-nos no Mark Gabriel.
Gerçek şu ki, Jimmy Philbrook sadece 1 litre kan kaybetmiş. Ki bu da, kalbini durdurmak için yeterli değil.
O facto é que, o Jimmy Philbrook só perdeu cerca de um litro de sangue, o que não tinha feito parar o coração.
Tanrı der ki ışık yeterli değil.
" E Deus disse, a luz não é suficiente.
Bu yeterli değil.
Não é o suficiente.
Hayatını kurtarmak borcunu ödemen için yeterli değil miydi?
Salvar-lhe a vida não foi pagamento suficiente?
Metal yeterli saflıkta değil.
O metal não é puro.
- Bu benim için yeterli değil.
Não é tão bom.
Yeterince güzel, hızlı veya zeki olmadığından değil... sadece hazır değilsin, ve seni hazırlamak için yeterli vaktimiz yok.
Não é porque não és bonita o suficiente, rápida o suficiente ou inteligente o suficiente. É só que não estás pronta, e não temos tempo para te preparar.
Yarı yolu geçtik yakıtımız yeterli değil.
Já passámos o limite.
Bu gece olmak zorunda değil, ama ne zaman istersen teklifim geçerli. Uygun olan bir zamanı söyle yeterli.
Não tem de ser hoje, mas o convite fica em aberto, para quando te apetecer.
Yeterli olmalı değil kardeşim, elimizde olan bu.
Não "deve", irmão. É o que temos.
Aslında olduğun kuvvetli, koruyucu, korkunç derecede acımasız bir kadına dönüşmen için hiç de yeterli bir süre değil.
Não foi o suficiente para que te tornasses a mulher intensa, protectora e terrivelmente feroz que tu és na realidade.
Başka bir şey var mı? Bu yeterli değil mi?
Não é o suficiente?
Açıkcası henüz yeterli delilimiz yok ama bu durum bizi daha önce hiç yıldırmadı, değil mi?
Bem, claramente que ainda não temos todas as provas, mas isso nunca nos impediu antes, certo?
Senin gücün, onun doktorluk yetenekleri, Benim sihirim bile onlar için yeterli degil.
A força, a capacidade, mesmo a minha magia, não é suficiente.
Limana biraz yaklaşman yeterli. Çok uzak değil... bisikletle.
Um jovem encontra uma rapariga vulnerável, e leva-a para a cama com um beijo e palavras meigas.
Muhtemelen bu, Greg'in parayı alıp kaçması için yeterli oldu değil mi?
Que durou o suficiente para o Greg apanhar o dinheiro e fugir, não foi?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]