English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ Z ] / Zavallı şey

Zavallı şey tradutor Português

811 parallel translation
Zavallı şey.
Coitadinho.
Zavallı şey!
Pobre rapaz...
Zavallı şey, evin yok.
Pobrezinho, não tem casa.
Sen onun tırnağı bile olamazsın, zavallı şey.
Nem pertences ao mundo dela, triste.
Niçin yine ağlamıyorsun seni zavallı şey?
Porque é que não tornas a chorar, seu patifezinho? Nunca mais chorarei por sua causa.
"Zavallı şey. Zavallı, zavallı şey."
"Pobrezinho, tu pobre, pobrezinho".
Sadece Akron, soğuk bira ve zavallı şey, iki hafta boyunca?
Apenas Akron, cerveja fresca e pobre, durante duas semanas?
- Zavallı şey.
- Pobrezinha...
Oh, Peter, Seni zavallı şey.
Oh, Peter, pobrezinho.
Zavallı şey dinleniyor.
Está descansando.
Seni zavallı şey.
Pobrezinha.
Seni zavallı şey.
Pobre criatura!
Zavallı şey, bir mektup bekliyor.
Tão tensa. Está à espera de carta.
Aç mısın seni zavallı şey?
O coitado tem fome!
- Zavallı şey.
Pobrezinha.
Zavallı şey ölmek üzereymiş.
A pobre podia ter morrido.
Evet, zavallı şey.
Pobrezinho...
Seni küçük zavallı şey.
Pobrezinha...
Zavallı şey, neredeyse kendi kendini boğuyordu.
Coitadinha, ia se afogar.
Zavallı şey.
Coitadinho!
Oh, zavallı şey!
Pobrezinha!
Zavallı şey!
Pobrezinha!
Zavallı çocuğun annesi yok demek ki bütün hazırlıkların sorumluluğunu ben üstlenmeliyim çeyiz, konuk kabulü ve her şey.
Esta pobre criança não tem mãe, então responsabilizo-me pelos preparativos Enxoval, recepção, tudo. Tratarei do transporte da noiva.
Bu şey iki erkek ve zavallı bu kız arasında.
É entre nós e esta jovenzita.
- Zavallı küçük şey.
- Pobrezinho.
Yalnızca Dave'in deyişiyle "zavallı, Yahudiler" için değil, bu ülkeyi ayakta tutan her şey için.
Não é pelos coitadinhos dos judeus, mas por tudo o que este país defende.
Zavallı Hollis'e bir şey olursa...
Se acontecer algo ao pobre Hollis.
Ah, zavallı küçük şey, çok korkmuş.
Oh, o pobrezinho está tão assustado.
Yani Tom benim gibi bir zavallının dışında bir şey alamayacak.
Ou seja, Tom terá de conformar-se apenas comigo.
Seni zavallı, küçük şey.
Ora, coitadinho.
Zavallı kız, berbat bir şey.
Pobre criança, é horrível.
Zavallı şey.
Coitada.
Zavallı küçük şey.
Pobre mulher.
Zavallı şey.
Coitadito...
Kızamık, zavallı küçük şey.
Escarlatina, coitadinho.
Zavallı küçük şey, daha üç aylık bile değil.
Coitadinho, nem três meses tinha.
Çok korktu, zavallı şey.
Ela tem tanto medo, coitadinha.
Kum, kayalar ve birkaç zavallı palmiye ağaçlarından başka hiçbir şey.
Só há areia e rochas e algumas palmeiras miseráveis.
Oh, zavallı şey!
Pobre rapariga.
Zavallıcık, Madeira'da bütün gün oturup hastalığından başka şey düşünmüyordur.
A coitada está na Ilha da Madeira e provavelmente pensa na doença o dia todo.
Zavallı küçük şey.
Pobre bebezinho.
Şey, o birazcık atılganlığı nedeniyle zavallı kadın kesinlikle cezalandırıldı.
Bem, por essa pequena ousadia, decerto a pobre mulher foi castigada.
Ola ki, zavallı Elizabeth hakkında başka bir şey bulursun?
No caso de descobrir mais alguma coisa sobre a pobre Elizabeth?
Zavallı kocam, hiçbir şey bilmiyor.
O meu pobre marido não sabe de nada.
Zavallı şey.
Pobrezinha.
Karşılık veremeyecek, zavallı aptal birine yapacağın bir şey bu.
Isso faz-se a um pobre coitado que näo pode responder.
Bak Edna, belki de benden geriye kalan tek şey yardıma muhtaç olduğunu hissettiğim zavallı ahmak insanları bulmaktır.
Ouve, Edna, talvez tudo o que me reste é encontrar algum pobre coitado de quem sinta pena.
Bu öğlen oğlanlar, kızlarla ne yapacaklar? - Bu zavallı kızların yapacakları bir şey yok.
O que vão fazer com as garotas?
Seni küçük, zavallı, yalnız şey.
Tão pequena e tão solitária.
Kimseyi görmüyor ve hiçbir şey yemiyor. Zavallı oğlum.
Não quer ver ninguém, não come, meu pobre filho!
Buraya geri gelmen ve umutların zavallıcık şey, senin de geri dönüşün benim ki gibi felaket oldu.
O que há para pensar? O George disse que o pinga-amor voltou... Já me disseste o que o George disse.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]