English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Português / [ Ç ] / Çok güzeldir

Çok güzeldir tradutor Português

490 parallel translation
Çok güzeldir! Bebek için The Champs-Elysées. Benim için The Tuileries!
É lindo, é mirífico, os Champs-Élysées para o bebé, as Tuileries para a Bibi, para madame, Notre-Dame...
- Çok güzeldir.
- É bastante bom.
Çok güzeldir.
É lindíssimo.
Vancouver eminim çok güzeldir.
Vancouver deve ser uma linda cidade
Çok güzeldir.
É tão linda!
Çok güzeldir.
É muito bonita.
Çok güzeldir.
É bonita.
Çok güzeldir.
Muito bonito.
Manzarası çok güzeldir.
Tem uma vista muito bonita, meu senhor.
Bebeklerimiz çok güzeldir.
São lindas. Estão totalmente vestidas.
- Evet, çok güzeldir.
- Sim, muito bonita.
Taşra da çok güzeldir.
O campo é tão belo.
Eminim yukarıdaki dairen de çok güzeldir.
Aposto que o quarto lá em cima também é simpático.
- Çok güzeldir.
- São muito boas.
Çok güzeldir. Bence dünyanın en güzel kadınlarından biri o.
É uma das mulheres mais bonitas do mundo.
Ertesi gece üç tane ve bu, sekiz mum yanana kadar devam eder. Sekiz mum da yandığında, gerçekten çok güzeldir.
na 3ª, três... e assim por diante até haver 8 velas acesas.
Buralar çok güzeldir, bilirsiniz.
É uma zona muito bonita, sabes.
Sakin ol. Göreceksin yukarısı da çok güzeldir.
- Calma Jaqueline, em cima é bom.
Onlar da çok güzeldir. Makarnacı Tommasi de.
E também o Tommasi, das massas alimentares.
Evet ya, o çok güzeldir.
Sim, esse é encantador.
Ağzının tadını bilenler için yağ gibi gider tadı da çok güzeldir, karşılayabilirsen tabii.
"Espuma de anjo" cai como ouro. E sobe como dinamite. Para quem é requintado.
- Şimdi oralar çok güzeldir.
É lindo nesta altura do ano.
-... şampanya ve belki tütsü. - Tütsü çok güzeldir.
- Talvez até incenso a arder.
Kışın okyanus çok güzeldir biliyor musun?
O mar, no inverno, tem um charme especial, sabia?
Bu mevsimde Brüksel çok güzeldir.
Bruxelas deve ser linda nesta altura do ano.
Bu mevsimde İsveç çok güzeldir özellikle de evlenmeye kararlı 18 yaşında bir kız için.
A Suécia é linda, nesta altura do ano, sobretudo para uma rapariga de 18 anos que pensa em casar.
hayat çok güzeldir... sokakta namus budalalarının bizi aşağılaması kimin umurunda?
é uma rica vida que interessa se os snobs nos escarnecem na rua?
- Yiyecek ve yatacak yerimiz var ya... Fagin'i göz ardı ederseniz hayat güzeldir... fareler hastalık bulaştırabilir ama hayat güzeldir... komşunun kazı hep daha besili olsa da... bizim de başımız kel değil ya payımızı alırız, hem de gani gani... eğer bunu dert etmezseniz hayat güzeldir... çay ve bisküvimiz olmasa da hayat güzeldir... hayat çok güzeldir...
temos cama e comida e se não se importarem com o Fagin é uma rica vida apesar dos ratos trazerem a peste é uma rica vida a vida é maravilhosa p'ra quem a souber viver por isso fazemos o possível por ter o nosso quinhão
Eminim şarkı söylerken de sesiniz çok güzeldir.
Aposto que também canta muito bem.
Tadınca anlarsın. Çok güzeldir.
Reconheces pelo gosto.
Ablam çok güzeldir.
A minha irmã é muito bonita.
Çinli kızlar çok güzeldir.
Mulher da China muito boa.
Çok güzeldir, evet.
Lindo, de facto.
Buranın kızları çok güzeldir. Ama namusludur hepsi...
As garotas daqui são bonitas e virtuosas.
Önden yapmayı dene, çok güzeldir.
Experimenta-a por trás, é óptima.
Göz açıp kapayana dek dönersin. Arabaları ve motorlarıyla bir ışık şehri. Çok güzeldir!
Verá como a cidade é formidável, peida-se fogo, é a cidade-luz em todos os andares.
Lensleri o kadar güzeldir ki çok yakın bir mesafeden o sincabın özel hayatını, tüm detaylarını izleyebilirsiniz.
Têm uma óptica tão fina e uma disposição tal, que podem ser utilizados como uma lupa a pouca distância. Examina o esquilo sem o intimidar e vive a sua intimidade.
Semadar'dan daha akça pakça, çok daha güzeldir.
É mais justa do que Semadar. E muito, muito mais bonita.
Çok güzeldir. Adı...
Este é muito bom.
Çok güzeldir.
Bem bom!
Yılın bu zamanında taşra çok güzeldir.
O interior faz bem nesta época do ano.
Çok güzeldir.
Muito bonita.
Eminim oradan manzara çok daha güzeldir.
De certeza que têm belas paisagens.
Elmas, küçüktür. Ama çok değerli ve güzeldir.
O diamante é minúsculo, mas muito precioso e bonito.
"Deniz şefkatli ve güzeldir ; ama çok acımasız da olabilir."
Ele é gentil e muito bonito... mas pode ser tão cruel. "
Ama Paul'un sesi çok daha güzeldir.
- Não. Mas a voz de Paul é muito mais bonita...
İçerisi çok geniş ve güzeldir
Por dentro ela é muito grande e muito bonita.
Buralar çok güzeldir.
Passei o dia todo a guiar.
- "Benim çiçeklerim güzeldir." Çok iyi, Başçavuşum.
- "As minhas flores são bonitas."
Londra sokaklarında geziniriz ne bulacağımız hiç belli olmaz... daha ceplerine girmediğimiz o kadar çok insan var ki... olduğu gibi kabul ederseniz hayat güzeldir... bırakın mum dibine kadar yansın hayat güzeldir... bazen gözünüze bir yumruk da yiyebilirsiniz... onu kapatır, ötekine de yumruk yersiniz ama asla ağlamazsınız... şalımız yok, tüylerimiz yok gösterişli kürklerimiz yok... zaten dışarıdaki hava da bu elbiselere uygun değil...
há tantos traseiros com bolsos por fechar p'ra quem se contenta com o que há é uma rica vida não deixem a esperança morrer é uma rica vida embora uma vez por outra se fique com um olho negro tapa-o até que te esmurrem o outro mas não te atrevas a chorar não temos folhos, nem penas, nem enfeites, nem rendas o mau tempo não se ajusta a roupas muito elegantes
Çok güzeldir.
É óptimo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]