Öğle yemeği mi tradutor Português
226 parallel translation
Öğle yemeği mi?
Almoçar?
Umarım öğle yemeği mi akıl etmiştir.
Ele devia trazer o meu almoço.
Nerede... kırmızı'da... gezici aba öğle yemeği mi?
Aonde... é o vermelho... Salão de cabriolé?
Öğle yemeği mi?
Almoço?
- Öğle yemeği mi?
Almoçar?
- Öğle yemeği mi? Evet. Ve en iyi kısmına inanamayacaksın.
O melhor disso tudo é que nós falámos acerca de tu seres o treinador do'quarterback'.
Benimle öğle yemeği mi yemek istiyorsun?
Gostarias de ir almoçar comigo?
- Bu Bayan Fitzgerald'ın öğle yemeği mi?
- Isso é o almoço da Mna. Fitzgerald?
Ne? Öğle yemeği mi? Yarın mı?
Almoçar, amanhã?
Larry David'le öğle yemeği mi?
Ir almoçar com o Larry David?
Bir sonraki Afrika Safarin için öğle yemeği mi hazırlıyorsun?
A preparar um picnic para o teu próximo safari africano?
Öğle yemeği için mi?
Almoçar?
Bay Lord düğün için gelecek mi? Öğle yemeği yemek üzereyiz. Bize katılmanızı umarım.
- Porque é que não almoçam connosco?
Şu herif öğle yemeği sırasında bizi gözetleyen adam değil mi?
Foi aquele homem que nos esteve a observar? - Foi. Porquê?
Jason, çiftliğinde öğle yemeği yiyelim mi?
Jason, gostava de ir até o rancho para almoçar?
Öğle yemeği diyor! Çok, çok çekici davransa, kız gitmez mi sizce?
Nao pensa que, sendo ele tao encantador, ela iria?
- Bu arada öğle yemeği yediniz mi?
- A propósito, já almoçaram? - Não.
- Öğle yemeği yedin mi?
- Já comeste?
Alışılmış öğle ya da akşam yemeği mi?
Para almoçar ou para jantar?
Öğle yemeği mi?
Almoço!
Öğle yemeği mi?
É o almoço?
Efendim, canım? ÇAVUŞ SONNY : Hala öğle yemeği yiyemedin mi?
- Já almoçaste?
Yarın öğle yemeği için sana çorba pişireyim mi?
Ouvi a tua teoria do Einstein, aquilo das calças serem o castelo de um homem e vi a tua mulher a querer dar cabo do belo fisico da minha mulher.
Baba öğle yemeği vakti gelmedi mi?
Papá, já está na hora de almoço?
Öğle yemeği sorun olmaz değl mi?
Podemos almoçar, não?
- Öğle yemeği mi?
A Inglaterra ganhou o lançamento, foi para bater.
Birkaç öğle yemeği için fazla değil mi?
É um pouco de mais para uns almoços, não lhe parece?
Mmm! Harika öğle yemeği, değil mi, Lis?
Grandes petiscos, Lis?
Bu LA rozetinin sana beleş öğle yemeği filan getireceğini mi sanıyorsun?
Acha que terá facilidades, por ser um tira de Los Angeles?
Déjeuner ( öğle yemeği ) için mi?
Para o déjeuner?
Akşam yemeğe gidelim mi diye sorduğumda bana, "hayır, belki öğle yemeği yeriz", dedi.
Perguntei-lhe se ela queria ir jantar fora e respondeu que não, que talvez nos pudéssemos encontrar para almoçar.
Tiet, Altrina'nın öğle yemeğine baktı ve, "Klingon yemeği mi" dedi?
O Tiet olhou para o almoço da Altrina e disse : " Comida klingon?
Sana bir öğle yemeği ısmarlayacak bir kuş beyinli mi arıyorsun?
Procura um parvo para lhe pagar o almoço?
- Replimat'ta öğle yemeği yiyelim mi?
- Que tal almoçarmos no Replimat?
– Öğle yemeği yedin mi? – Hayır.
- Não vais comer nada?
- Öğle yemeği mi?
- Almoçaste com ele?
Ne diyorsunuz? Öğle yemeği yiyelim mi?
Então, que lhe parece?
Sonuçta sana öğle yemeği ısmarlayacaktım, değil mi?
- Devo levá-la para almoçar. - Sim.
Beni dinle, şehre bir daha geldiğimde öğle yemeği yiyelim mi?
Podemos ir almoçar, da próxima vez que vier à cidade?
Soruların sonu yok. Renee ikinci hatta. "Öğle yemeği hâlâ geçerli mi, yoksa kendine perdelerden elbise mi yapıyorsun?" diye sordu.
A Renee quer saber se o almoço continua de pé, ou se preferes passar a hora a fazer vestidos dos cortinados?
- Senin için öğle yemeği vakti mi?
Para ti é o quê, hora de almoço?
Adamla hem öğle hem akşam yemeği için mi buluşuyorsun?
Vais encontrar-te com ele ao almoço e ao jantar?
Öğle yemeği zamanı geldi mi?
Já é hora do lanche?
- Öğle yemeği için mi?
- Ao almoço? !
Öyle mi? Ve öğle yemeği.
Pois, e passou a almoço.
Öğle yemeği vakti geldi mi?
E a hora do almoco?
Sence şu an öğle yemeği saati mi? Zaman olarak mı?
Queres dizer hora do almoço?
Öğle yemeği yememiştik, bir şeyler yiyelim mi? Yürüyünce açılırsın.
Já que não almoçámos, queres ir comer alguma coisa e desanuviar?
Öğle yemeği yemek mi, Noel'i birlikte geçirmek mi?
Que não comíamos juntos, ou em Natal?
- Öğle yemeği ile ilgili bir şey söylemedin - Söylemedim mi?
- Não disse que ficou para comer.
Öğle yemeği yiyen insanlardan olup olmadığını merak etmiştim. - Bana çıkma teklifi mi yapıyorsun?
Queria saber se és o tipo de pessoa que almoça.