Bu olmaz tradutor Russo
4,928 parallel translation
- Hayır, bu olmaz.
– Нет, все не так просто.
Jake, bu olmaz-olmaz listesi üç üçlük.
Джейк, этот список "Только не это" просто слэмданк.
Bu olmaz işte.
Не правильно.
Bu olmaz.
Нельзя.
Bunu yaparak, Fransa'nın bütün asillerini kızdırırım, buraya gelmelerine ve taç giyme törenine bu kadar az kalmışken olmaz.
Если я заберу их, я разозлю каждого дворянина во Франции за два дня до того, как они соберутся здесь, чтобы помочь надеть корону на мою голову.
Hayır, bu adamı bulmak için gereken her şeyi elde etmeden olmaz.
Нет, не до того, как мы узнаем всё об этом парне
Bir yer var ve eğer o sözünü ettiğin özel insanlardan biri bu Kâhin'i oraya götürürse, yapacağı şey öldürmek olmaz.
Есть особое место, И если один из тех особенных людей, о которых вы говорите, принесёт Предсказатель в это особое место, то он не будет просто убивать.
Onun yaşındaki bu kadar sıkı hiç bir kadına güven olmaz.
Женщинам её возраста с такой упругой кожей нельзя доверять.
Bu özgeçmişle olmaz.
Только не с твоим резюме.
Bu gece birkaç dakikalığına kullanırsak, babanın asla haberi olmaz.
Если попользуем пару минут ночью, папа твой никогда не узнает!
Jerry bu teklifi hiç görmese olmaz mı?
Разве это невозможно, что Джерри вообще не увидит это предложение?
Özellikle bu kadar yıl sonra görgü tanıkları güvenilir olmaz.
Показания свидетеля, особенно спустя столько лет, ненадежны, и ты это знаешь.
Bu gece olmaz.
Не сегодня.
Bak, bu yaşlarda seninle zaman geçirmeye pek gönüllü olmaz o yüzden onu gece eğlendirmek zorundasın.
Слушай, в этом возрасте она не станет по доброй воле проводить с тобой время, поэтому сам организуй вечер.
Bu şekilde daha çok hoşuma gider, sürpriz olmaz.
Мне даже больше нравится, что это не будет сюрпризом.
Olmaz. Bu parayla insanlara noel hediyesi alacağız.
Нет, на них мы купим нашим рождественские подарки.
Sanki az önce şöyle dedin : "Olmaz! Bu bir kadın gösterisi *."
Прямо как пьеса "Нет!" в театре одной актрисы.
Bu arada şu sefil yaratığa biri merhamet gösterirse hiç fena olmaz.
Кстати говоря, кто-то должен помиловать его.
- Olmaz, bu kurallara aykırı.
– Неа, это против правил.
- Savunma, Valiyi Bay Agos'a bu uyuşturucuları çalma emrini vermekle suçlamıyor olsa bile,... tekrar ediyorum : müvekkilimin burada hiçbir katıkısı olmaz.
И даже если защита не обвиняет губернатора в том, что он приказал мистеру Агосу убрать эти наркотики, так что, снова : моему клиенту нечему здесь способствовать.
Bu kadar küçük bir uçak için endüstri fırınına ihtiyacın olmaz ki.
Тебе не нужна промышленная духовка такого размера.
Bu sorun olmaz.
- Потому что я нахожусь в Белом Доме? Это не проблема.
Bu böyle olmaz.
Так нельзя.
Bu evlilik Protestanlar için hiçbir zaman gerçek bir güç olmaz ama, onlar için yaralarını iyileştiren bir merhem olacaktır.
Брак не дает никакой реальной власти протестантам, но он бы их успокоил.
Nişanlamaları konusunda onları zorlayabilirim ama, bu iki taraf içinde iyi olmaz.
Я мог бы заставить их обручиться, но это вряд ли вызовет желание у них обоих.
- Olmaz Cary, bu hiç iyi bir fikir değil.
– Нет, Кэри, это плохая идея.
Umarım bu hayatlara mal olmaz.
Я надеюсь, это не будет стоить кому-то жизни.
Üstat, bu parti sanatı destekliyor fakat güven bana, eğlencesiz para olmaz.
Маэстро, это вечер в поддержку искусства, но поверьте, без возлияний нет и воздаяний.
Bu olmaz.
Стой, только не это!
Bu sefer olmaz.
Мм, это не сработает.
- Bu da asla olmaz. Tamam, istediğiniz kadar gülün. Ama beni yılın babası yapan o değil, bu.
Ладно, смейся сколько хочешь, но не это делает из меня отца года, а это.
- Bu hiç adil olmaz.
Это несправедливо.
Bu etik olmaz, değil mi?
Это неэтично.
Bu bizim için bir sorun olmaz.
Что ж, для нас это будет несложно.
- Kanka bak bu kelime oyunları seni olmaz listende var mıydı?
Эй, приятель, а рифмы есть в твоём списке?
Bu adamların kalbi olmaz ki.
У таких парней нет чувств.
Çünkü bu akşam dövme yaptırmak istiyorum ve olmaz demenden korkuyordum.
Потому что я собираюсь сегодня сделать тату, и я боялась, что ты скажешь нет.
Bu sefer onu zorlayamam, olmaz.
Я... Я не могу обратиться к ней, не сейчас.
Hayır ama bu doğru olmaz. Onu iptal edip hesabı benden alın. Unut gitsin.
бесценная мечта.
Yalnız başıma iki bayanın evinde bu saatte oturmam doğru olmaz.
Не подобает мужчине оставаться в доме у девушек в такой час.
Bu tiple yapmam doğru olmaz. d Rüzgar gibi geldin ama çığ gibi gidemezsin. d d Sorma. d d Saç kurutma makinesinin nerede olduğunu sorma. d d Sorma. d d Nedenini sorma... d Allah'ım!
Это немного... смущает. зачем... а ты чем здесь занимаешься?
Ama bu şekilde kaybedecek bir şeyimiz olmaz.
Но... Tак мы хоть что-то выиграем.
Bu kez olmaz.
Не в этот раз.
Olmaz! Bu bilgi açığa çıkamaz!
Нет, они не могли получить доступ к системе.
Bu parçalarla olmaz!
Не так фрагментарно!
- Olmaz çok büyük bu!
- Не, слишком большое.
Sence de bu biraz hayal kırıklığı olmaz mı?
Не боишься, что тебя ждет разочарование?
Bu satışı yaparsak o sorunlar artık o kadar büyük olmaz.
Заключим сделку, и проблемы больше не будет.
Bu filmi nasıl kurtaracağımı çözmeye çalışırken olmaz. Bu film şimdiye dek yaptığım en önemli yatırım.
Не в то время, как я пытаюсь понять как спасти этот фильм, который является самой важной инвестицией моей жизни.
Bu pisliklere güven olmaz.
Ќе верь этим уродам.
Olmaz, bu haberi aceleye getirmek istemiyorum Mike.
- Я не собираюсь торопиться с этой историей, Майк.
olmaz 3739
olmazdı 21
olmaz mı 346
olmazsa 30
olmaz öyle şey 40
olmaz dedim 29
olmaz efendim 16
bu olabilir 58
bu olmayacak 50
bu olsun 16
olmazdı 21
olmaz mı 346
olmazsa 30
olmaz öyle şey 40
olmaz dedim 29
olmaz efendim 16
bu olabilir 58
bu olmayacak 50
bu olsun 16
bu olacak 24
bu olur 45
bu olay 48
bu olamaz 268
bu olur mu 39
bu olayda 16
bu oldu 16
bu olabilir mi 19
bu olmamalıydı 17
bu olağanüstü 52
bu olur 45
bu olay 48
bu olamaz 268
bu olur mu 39
bu olayda 16
bu oldu 16
bu olabilir mi 19
bu olmamalıydı 17
bu olağanüstü 52