English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Russo / [ D ] / De ne var

De ne var tradutor Russo

2,024 parallel translation
Ya Jamie'de ne var?
Что насчёт Джейми?
Bir de ne var biliyor musun?
А знаешь, что еще?
Ya da ne? Bende ikisi de var zaten.
Ещё до выхода на рынок я привлёк большое внимание.
Dört adamımızı kaybettik. Ne helikopterimiz, ne de telsizimiz var.
Мы потеряли четверых человек.
Çünkü ne şans ki bizim de kendi kılıfımızda küçük bir şeylerimiz var.
Потому что у нас совершенно случайно оказался козырь в рукаве.
Ne bir fotoğrafı var ne de bir ipucu.
Нет даже фото, да и как его узнаешь.
Ne bir tat ne de bir stil var.
Это как то банально, вовсе не стильно.
Tony'ye selam söyle. Ne senin ne de Tony'nin yardımına ihtiyacım var.
Передавай привет Тони, но мне не нужна ни твоя, ни его помощь.
Ama ne tesadüftür ki o sistemin de bizimkine çok benzeyen bir güneşi var.
Но оказывается, что в этой системе есть солнце, очень похожее на наше.
Senin yaşında ve yeteneklerine sahip biri için, dünyada hem profesyonel olarak hem de entelektüel olarak yürütmeye değer bir şey var. Bu ne, Michael?
- Людям в твоем возрасте и с твоим даром стоит заниматься профессионально лишь одним.
- Merhaba, yüzbaşı. Ben de tam güvenliği geçmenin ne kadar basit olduğunu ispatlıyordum. Polisin beni buradan uzak tutmak için var olduğunu tahmin ediyorum.
Капитан, я лишь хотел доказать, как легко было найти сюда лазейку, и полагаю, что полиция во мне нуждается.
Vay be Casper. Sende de ne numaralar var.
Вот здорово, Каспер, да ты ловкач.
Ne parmak izi, ne isim, ne de kredi kartı var.
Ни отпечатков, ни имени, ни кредитки.
Ne fiziksel ya da cinsel istismar, ne de kaçma ve isyan var.
МБ-1 - единственная тюрьма особого режима, которая полностью исключает возможность побега, беспорядков и насилия заключенных.
Ne arkadaşların ne de ailen var.
У Вас не будет ни друзей, ни семьи.
Bunların ne önemi var, bizim de ihtiyaçlarımız var.
- Это не важно, у нас свои потребности.
- Ne fark eder ki ya? - Burada bizden küçükler de var.
Этот пацан младше нас!
Ne var biliyor musun, ikisini de dövüştürelim.
А знаешь, нанесу оба. Победит сильнейший.
Ne dükkânlar, ne pahalı elbiseler ne de lüks ayakkabılar var.
Ни магазинов, ни дорогой одежды, ни дизайнерских туфель.
Ne pişmanlık var ne de korku!
Нет страха, сожаленья нет.
Sen de benden boruda piranalar olabilir diye dükkanı kapatmamı mı istiyorsun? Başka ne var?
А ты хочешь, чтобы я закрыл аквапарк только по тому, что там возможно будут пираньи?
Ivan'ın Noel'de sadece ne aldığını hatırlıyor musun? Bence sorunları var.
Помнишь, когда мы послали Ивана на что соло бегать в Рождество?
Ben de bazen şöyle derken buluyorum kendimi : " Ne işim var burada?
Бывают минуты, когда я говорю себе : "Что я здесь делаю?"
Ne de şefkatli yaşlılarınız var.
Добрые у вас старейшины.
Ne telefon ne de bilgisayar var.
Ни iPhone, ни компьютера.
Ne de olsa çok iyi bir işim var.
Я управляю процветающим бизнесом.
Ne sahtekârlık kastı ne de verilmiş bir teminat var.
- "Нет. Что сделано, то сделано." "Нет мошеннических намерений, ты не отвечаешь за поступки."
Ne bakıcı aylığı var, ne de sosyal güvence. Hiçbir şey!
Без.. без всяких опекунских пособий и социальных служб!
Hayır, kendimi suçlu hissediyorum. Ama babamı her ne kadar sevsem de babamın o lüks otelleri dikebileceği başka binlerce yer var.
Знаешь, я чувствую вину, но как бы я не любила отца, на свете тысячи мест,..
Ne yemek var, ne benzin. Ne de cephane.
Еды нет, топлива нет, патронов тоже.
Ben de kendi işime bakıyorum, ama eğer buralarda bir olay olduysa yani eğer biri bisikletimi çaldıysa sırada ne var diye düşünürüm.
Я и не лезу в чужие дела. Но если тут появился ворюга, и ему хватило наглости так просто украсть велосипед с моего заднего двора, то что же будет дальше?
Ama o anda bu kutsallığı hissettim her ne kadar bu tanımı yapmayı biz seçmiş olsak da bu kutsallık kuşkusuz nehirlerde, göllerde ve dağlarda var olduğu kadar betonlar ve taksiler içerisinde de varlığını sürdürüyor.
Но в тот момент я почувствовал, что божественность если можно этому дать такое определение обитает здесь, среди бетона и такси также, как и в реках, озерах и горах
Ne bir adı var, ne de bir sahibi var. Kimse aramıyor bunu.
У нее нет ни имени, ни владельца, ее никто не ищет.
- Gördüm de, ne ilgisi var?
- Да.
Senin burada ne işin var? Merhaba Amirim, senin çocuklar evimi altüst etmişler ve bir sürü de eşyamı almışlar.
Ты какого черта тут делаешь? кучу личного барахла прихватили.
Ne bir erkek kardeş, ne de bir kız kardeşin var.
Ни братьев, ни сестер.
Çevresinde ne bir tesis ne de insan var.
Вокруг - сплошная пустыня.
Benim ne ailem ne de akrabam var.
Ни семьи, ни родственников.
Yani, sen çoktan asilsin, her ne kadar kendini isimlendirsen de ve krallığında bir müzenin basamakları olsa da ama şimdi hüküm süreceğin koca bir ülke var çünkü sen bir gerçek hayat prensesi olacaksın.
Ты и так уже была королевой, пусть ты и короновала саму себя, а твоим королевством были ступеньки у музея. Но теперь ты будешь править целой страной, потому что станешь самой настоящей принцессой.
Ne bir yardım çağrısı ne bir uyarı ne de sorumluluğu üstlenen birileri var.
Не было сигналов бедствия, и не было никаких предупреждений или требований о возложении ответственности.
Buraya geldim, ne kırmızı bir düğme var, ne de beni döndüren bir sandalye.
Я приперлась сюда, а здесь даже красной кнопки нет? И стула, на котором я могу крутиться?
Her ne kadar genç yaşta evlenmeyi hoş karşılamasam ve sağlam bir işi ve 401k emeklilik planı yapana kadar en azından 29 yaşına kadar beklemelerini istesem de yaklaşmakta olan düğün kutlamanız için küçük bir hediyem var.
- И хоть я не сторонник ранних браков, и хотел бы, чтобы все ждали пока им не исполнится хотя бы 29 лет и появится стабильная работа, и пенсионный план, вот кое-что для вашей грядущей свадьбы.
Ben bir yıldızım, Kentucky'de ne işim var?
Я - звезда, и что я делаю, направляясь в Кентукки?
Elbette ortada çok para var ancak bu yine de bir iş ve sonra geri dönüp bana ne başardığını göstermeli ki onun gecelerce işe çıkabileceğini bileyim.
Конечно это большая сумма, но это всё же сделка, и потом она должна прийти ко мне и показать что заработала, так что, я пойму, что она может пойти и в следующую ночь, и в последующую.
Ne buna zamanım var, ne de sana.
У меня совсем нет времени на это, как и на тебя.
Bak, her ne kadar bütün gün, her gün, geri kalan bütün zamanda Nick Fadden hakkında konuşmak istesem de Dört günden az bir sürede hazırlamam gereken bir defile var.
Слушай, как бы я не любила болтать о Нике Фаддене целый день, каждый день, все время, мне нужно подготовить модную коллекцию менее чем за четыре дня.
Henry'nin de içinde asilik var gibi, ne dersin? Hayır, Bishop.
А в Генри есть некое бунтарство, ты не находишь?
Ne çatı var ne su var. Elektrik de yok.
Как мы будем видеть или умываться или спускать чертов туалет?
Ne bir arkadaşım ne de sevgilim var. Artık sen de yoksun.
У меня нет лучшего друга, нет парня и теперь, нет тебя.
Adamın ne tacı, ne altını, ne de tanrılarla yakınlığı var.
Ведь у него нет ни короны, ни золота, ни покровительства Богов.
Ne gidecek biri, ne de dönecek bir yeri var.
Ей некуда пойти, не к кому обратиться.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]