Dua ediyor tradutor Russo
210 parallel translation
Gece boyunca bekliyor, ümit ediyor, dua ediyor...
Всю ночь - ожидая - надеясь - молясь
- Çocuklar da dua ediyor. - Teşekkür ederim efendim.
- Дети тоже вам очень благодарны!
Beni bağışlayın Madam. Çiftlikteki herkes sizin için dua ediyor. İyileşip tekrar eski neşenize...
Прошу прощения, мадам, я хочу сказать, что мы молимся вместе с вами.
Kendisi hiç durmadan Richmond'ın iyiliği için dua ediyor.
о Ричмонде всё молится она.
Halkım takımını Mesala'ya karşı zafere koşturacak biri için dua ediyor.
Иуда Бен-Гур, мой народ жаждет найти возничего, который победил бы Месаллу.
Kölelerin bir tanrısı olduğunu hayal ediyor... ve dua ediyorum.
Я воображаю, что есть боги, покровительствующие рабам, и я молюсь им.
Oğlum Raymond inzivaya çekildi. Olanları anlayabilmek ve dayanabilmek için dua ediyor.
Мой... мой сын Рэймонд желает побыть один, прося у Провидения сил и совета, как ему жить дальше.
Uykusunda konuşmuyor. Dua ediyor.
Мама, оказывается Аньезе по ночам молится.
Onlar yüzünden Meksikalılarım bağımsızlık için dua ediyor.
Из-за них мои мексиканцы целый день лежат на боку и молятся о независимости.
- Dua ediyor, efendim.
Где он? - Молится.
Dua ediyor.
Он молится.
- Dua ediyor.
Он молится.
Dua ediyor musunuz?
А вы читаете молитвы?
Bütün Hindistan'da halk, orucu bitirmen için dua ediyor.
По всей Индии люди молятся, чтобы Вы прекратили голодовку.
Babam dua ediyor, annem ise ağlıyor.
Мой старик молится, а старушка рыдает.
- Dua ediyor musun?
Ты молишься?
Dua ediyor.
Она молится.
- Arkadaşlarım senin için dua ediyor.
Все мои друзья скрестили пальцы за тебя.
Belki de İsa'yı asarak öldürselerdi hepimiz siktiğimin darağacının önünde dua ediyor olurduk.
Возможно, если бы Христа повесили, мы сейчас ползали бы перед виселицей!
Evinde olduğun gibi hala dua ediyor musun?
Ты также молишься, как и дома?
Yemekten önce dua ediyor muyuz?
Мы молимся перед едой.
Şu anda kan veriliyor. Bir rahip başkan için dua ediyor.
Ему делают переливание крови, для совершения обряда допущен священник.
Her işe çıktığımda benim için dua ediyor.
- Она молится за меня, когда я на работе.
Şu anda dua ediyor.
Сейчас он молится.
O da kodeste dua ediyor.
- И он молится! Он молится в тюрьме!
Delenn yedi gündür ağzına tek lokma yemek koymadı oruç tutuyor, dua ediyor, bekliyor.
Деленн отказывается от приема пищи уже семь дней она голодает, молится и ждет.
Cehennem Ağzından yayılan ekstra kötülük yüzünden millet daha çok dua ediyor.
Это особое злое влияние Адовой пасти. Заставляет людей молиться усерднее.
Rahipler sürekli İngiltere'nin din düşmanlığından kurtulması için dua ediyor.
Все надеются на избавлении Англии от ереси. Видно, молитв недостаточно.
İki saattir dua ediyor!
Молиться - два часа?
Hey, Almanlar da onlarla beraber dua ediyor! Haham ne yapıyorsa, aynını yapıyorlar.
Эти немцы молятся с ними.
Rahip Gorey bana kutsal suyla dokunup dua ediyor.
Отец Горий дотронулся до меня маслом и прочел молитвы.
"Salak" Tommy dua ediyor.
Томми, "Сиська" молится.
Sen delisin. Cennet yolunda gördüğümüz insanlar, şanslarına üşüşüyor, yanıyor, dua ediyor, huzurları için heveslerine adapte oluyorlar.
" Люди, которых мы видим на пути к раю, гонятся за богатством, пылая и молясь,..
İkinizinde sağlıklı ve uzun yaşaması için dua ediyor.
Мама передавала поклон вам обоим и желала здоровья и долголетия!
Sonra farkında bile olmadan, ölüm için dua ediyor olursun.
Но до того, как ты это обнаружишь, ты уже будешь молить о смерти.
Tanrı'ya ruhunu teslim ediyor onun ortaya çıkarmak için durmadan çalıştığı büyük gizemlerin çözülmesi için dua ediyoruz.
Мы молим Бога, чтобы он принял его душу и разрешил все тайны, которые Фокс Малдер неустанно пытался раскрыть.
Bebeğimiz için dua ediyor musun?
Ты молишься за сына?
Sizi, oğlumu kurtarırken gördüler. Şimdi hepsi kendi mucizeleri için dua ediyor.
Ты спас моего сына и теперь все тоже ждут от тебя помощи!
- Harika, harika. - Bir sürü insan sana dua ediyor, ha?
Клёво : ( А ты выполняешь просьбы верующих?
Bütün aile onun yanında bu evlilik başarısız olsun diye dua ediyor.
Твоя семья - против меня, они ждут не дождутся нашего развода.
Antrenörleri çok dua ediyor.
Тренер много молится.
Dua ediyor çoğunlukla da senin için.
Она молится. И все время о тебе.
Kadın gerçekten de çok dua ediyor.
Женщина много молится.
Dua ediyor. Tanrım, Sana ihtiyacım var.
Она сейчас молится.
Herkes, tehlikede olan canlar için dua ediyor.
И все молятся за души моряков, оказавшихся в опасности.
[Eski Slav diliyle dua ediyor.]
Отче наш, Иже еси на небесех, да святится имя Твое, да приидет царствие Твое, да будет воля Твоя, яко на небеси и на земли.
Biz evde dua etmeyiz. Onlar neden ediyor.
Мы не молимся дома.
Başkaları için dua ettiğimde Tanrı kabul ediyor ama kendim için ettiğimde etmiyor.
Потому что всегда, когда я прошу что-то у Бога для других, оно исполняется, но когда прошу что-то для себя, то ничего не получаю.
Sumiyo, altında yatan tehlikeleri duacılara bildirmek için dua çarkını çevirmede bana iştirak ediyor.
Мы вместе с Сумио вращаем молитвенные барабаны... вознося молитвы, чтобы избежать опасностей, ждущих впереди.
Dua ediyor musun John?
Ты молишься за него, Джон?
Çiftçiler güneş ışığı için dua ediyor böylece arpaları daha güzel bira yapabilecekmiş.
Фермерам нужен солнечный свет, чтобы взошла их пшеница для пива!