Ona sorun tradutor Russo
420 parallel translation
Ona sorun.
Спросите у него.
- Ona sorun.
- Спросите у него.
- Ona sorun.
Спросите его.
İsterseniz ona sorun.
Спросите ее сами.
Ona sorun. Giancarlo ona Marslılar hakkında güzel bir hikaye yazdı.
Джанкарло написал ему такой прекрасный сценарий о марсианах.
- Ona sorun.
- Спросите сами
- Ona sorun.
- Спросите ее
Öyleyse siz de ona sorun çıkarın. İlerle!
Так давай, создай проблемы ему.
Ona sorun, o biliyor.
Спросите его. Он знает.
- Ona sorun.
- Спросите у неё!
Sam Amca ona sorun çıkarmış mı?
Были у него проблемы С дядей Сэмом?
- Ona sorun.
- Спроси его.
Bana inanmıyorsanız ona sorun.
Если не верите мне, можете спросить её лично.
Ona Bayan Annabella Smith'i tanıyıp tanımadığını sorun.
Скажите, что я от мисс Аннабеллы Смит.
Onu sınayın bayanlar baylar. Ona herhangi bir soru sorun.
Испытайте его, леди и джентльмены, задавайте вопросы.
Neden ona anlatmıyorsun? Benim için sorun değil.
Скажите ему, я не против.
Hangi saatin ona uygun oldugunu sorun.
Да. Спросите у него, в какое время ему удобней.
Ona ne kadar köhne olduğunu sorun!
— просите его насколько др € нное оно было.
Sorun değil. Lütfen bunu ona verin.
Передайте ей вот это.
Tabii ona da bir arkadaş getirirsen sorun olmaz.
Если ты можешь, то возьми с собой друга для неё.
Bir sorun çıkacaksa, o bana çıkaracak, ben ona değil.
Уж если у кого и будут проблемы, то это у него самого.
Ona, sana sormam gerektiğini ama sorun olmayacağını söyledim.
Я, конечно, сказала, что должна спросить у тебя, но, что ты, скорее всего, не будешь против. О, Господи, милая!
Evet, evet, anlıyorum Bay Ançüez ama sorun şu Bay Chipperfield'ı arayıp ona :
Огонь! Чёрт! Готов?
Şimdi ona şunu sorun :
Теперь спросите у него :
Ona boyunu sorun.
Спросите его, какого он роста.
Gidin ona sorun.
Спросите у него.
İlk bölümü anladığımdan pek emin değilim. - Sorun ona, gerçeği öğreneceksiniz.
Извините, я, кажется не уловил первую часть вашей речи.
Sorun şu ki, elbiseler ve hastane masrafları için ona borçluyum.
Проблема в том, что я ему должна за одежду, за счета из больницы...
* ona uygun bir saç modeline karar vermek * ve daha sonra kalkıp ayağa ev işerine başlamak * sorun, rosto mu yoksa başka bişi mi?
* Что делать с волосами * А потом она стоит и изучает цыплёнка * задаваясь вопросом - жарить или не жарить
Sorun pantalonda. ona yakın sayılır, Ceket çok iyi durdu.
Проблема с брюками. Сюртук хорошо смотрится с ними.
Sorun değil, ona baba diyebilirsin.
Это ничего, что ты зовёшь его отцом.
Ona ne yapacağımızı kadınlara sorun.
Лучше спросите у баб, что с ним делать.
Sorun şu ki ona el süremiyorum.
К сожалению, не за что зацепиться.
Sorun yok. - Ona bir daha dokunursan seni öldürürüm.
Ещё раз тронешь её, я тебя убью.
Eğer ona dokunur ve kararmazsam herhangi sorun yok demektir.
Ну, если не почернею, ничего страшного.
Ona midilli alıcam. Bana her zaman sorun olurdu.
Куплю ей пони, которым она всегда меня доставала.
Farkına vardım ki, bu ziyaret bazılarımız için zor geçecek, ama referanslarını inceledim ve bir sorun görünmüyor, bu yüzden ona nezaket göstermeliyiz.
Я понимаю, что этот.. визит начинает создавать сложности для некоторых из нас. Но я изучил его личность и.. рекомендации. Похоже все в порядке.
Hiçbir sorun ona arkanı dönüp kaçacak kadar korkunç olamaz.
Не такая уж это ужасная проблема, чтобы просто уходить от неё.
Andy Dufresne 1949'da içeri girdiğinde ve benden Rita Hayworth'u hapishaneye onun için getirmemi istediğinde ona, "Sorun değil" dedim.
Энди Дифрейн подошел ко мне в 1 949 году и попросил достать Риту Хейворт,... а я сказал ему - без проблем.
Sorun ona!
Спросите.
Herhangi bir sorun varsa ona telefon et.
Если у вас есть вопросы, позвоните ему сами.
Böylece bu ev ona miras kalırdı. Karım ve çocuklarım için de bir sorun kalmazdı.
Сын бы унаследовал все мое состояние, приумножил бы его и обеспечил бы мою вдову и остальных моих детей.
— Yani ona sandalye mi alacaksın — Evet, sorun nasıl bir sandalye olacağı.
- То есть ты хочешь купить ему стул? - Да. Вопрос в том, какой именно.
hayir, sorun degil ona ben bakarim. bende ona bakacagimi söyledim.
рНЦДЮ ДЮБЮИРЕ НЯРЮМЕЛЯЪ БЯЕ РПНЕ.
Sorun şuydu, onun yapabileceği hiçbirşey yoktu fakat hücresinde oturup onun sonraki günlerini düşündüğümüzde ona yine tuzak kurup, kapana kıstıracaklardı.
Проблема заключалась в том,.. что он только и делал, что думал, когда на него в следующий раз повесят провода.
Burada sorun, müstehcenlik değil. Yargıç Hopkins'in davayı idare ederken yasayı uygulamıyor, tam tersine ona zarar veriyor olması. enim sorunumun ne olduğunu biliyor musunuz?
Судья Хопкинс не только не соблюдает закон, но и нарушает его.
Ona sadece bunu iletir misin? Sorun değil.
Да, разумеется.
Ona söyledim. Sorun değil dedi.
Итак, я сказала ему, он ответил "Хорошо, это не проблема".
- Sonunda da ona Christine Le Guirrec'le nerede temasa geçebileceğinizi sorun.
В конце разговора не забудьте спросить его, как связаться с Кристин Лё Гэррек.
Sorun ne? Ona sadece saldırıyor olacağım.
Разве заниматься простым хаком не безопасно?
Ona papağanın koridorda kanatlarını çırpmasının sorun olmayacağını söyledim.
Я сказал ему, что ничего страшного если он даст попугаю размять крылья в коридоре.
sorun değil 4528
sorun degil 26
sorun 297
sorun yok 1746
sorun nedir 2736
sorunlar 17
sorun ne 3390
sorun olmaz 185
sorun mu var 211
sorun olur mu 68
sorun degil 26
sorun 297
sorun yok 1746
sorun nedir 2736
sorunlar 17
sorun ne 3390
sorun olmaz 185
sorun mu var 211
sorun olur mu 68
sorun değil tatlım 17
sorunumuz var 27
sorun var 47
sorunuz var mı 42
sorunun nedir 50
sorununuz nedir 22
sorun bu mu 22
sorun bu 79
sorun bu değil 89
sorun olmaz mı 17
sorunumuz var 27
sorun var 47
sorunuz var mı 42
sorunun nedir 50
sorununuz nedir 22
sorun bu mu 22
sorun bu 79
sorun bu değil 89
sorun olmaz mı 17