Send tradutor Russo
62 parallel translation
Size hayırlı kocalar versin
May he send you husbands Who will care for you
Bana telle bir öpücük yolla...
* Send me a kiss by wire
Ben bizim yerimizde olsaydım, İnternetten yardım mesaji yayardım.
, если я был нас, l'd входят в lnternet, send из главного сигнала бедствия.
Send paramedics.
Нет. Высылайте парамедиков.
Evet, ve dergideki arkadaşlarla düşündük de... you should go ahead and send over a fuckin'shitload of it.
Это правда, так что все мы здесь в журнале думали... Вы должны продолжить и прислать больше этого.
Deniz kuvvetlerimizi yollayabilir ve bir 3. dünya savaşına ya da yeni bir Kore'ye zorlanabiliriz.
Но мы можем послать туда наших морских пехотинцев... We could send our Marines in there и ввяжемся либо в третью мировую войну, либо в новую корейскую заварушку. ... get tied down in a third world war or another Korean action.
Yani, ilk başta çocukken Send Islahevi vardı. Bırak! Tut onu.
Ну, все началось с исправительных учреждений для несовершеннолетних.
Send geri!
Поехали обратно!
World... World-Send.
"World"... "World-Send".
Bir World-Send paketi bulamadık, ama evi olaydan dört gün sonra inceledik.
Мы не находили посылку "World-Send", но мы осматривали дом через четыре дня после убийства.
Bu, Bronx'taki uyuşturucu baskınında bulunan bir "World Send" paketi.
Эту посылку, отправленную World Send, нашли на месте убийства и ограбления, связанного с наркотиками, в Бронксе.
Tüm olay yerlerinin arasında 12 millik mesafe var, ve bu paketlerin hepsi aynı World Send çalışanı tarafından teslim edilmiş.
Места преступления разделяет только 19 км, и посылки доставлял один и тот же работник фирмы World Send.
Bunların ilişkisi, Lindsay'nin her olay yerinde bulunan ve World Send firmasından gönderilen paketlerin içindeki kokain kalıntısı.
Линдси соединила их между собой, благодаря следам кокаина, найденным на посылках на местах преступления.
Şu an 25 yaşında ve Bronx'un kuzeyinde yaşıyor. Altı aydır World Send firmasında çalışmakta.
Сейчас ей 25 лет, она живет в северном Бронксе и уже полгода работает в фирме World Send.
Haylen, Marcia'nın World Send'deki hareketlerini karşılaştırdı.
Хэйлин сравнила маршруты Марсии, используя систему слежения в ее фирме, с базой данных ДНК.
- Bunu dünyaya göndermek istiyorum - Bunu dünyaya göndermek istiyorum
¶ I wanna send it Around the world ¶
- "Send Me No Flowers." *
- " Отправь мне не цветы.
James o uzaylıların etkisi altındayken onlara bir çeşit sinyal göndermişti.
When James was under the influence of those aliens, she managed to send them some kind of a signal.
Chloe bir sinyal göndermeyi başarsaydı konumumuzu onlara bildirseydi şu ekranda görünürdü.
If Chloe had managed to send a signal telling them our position, it would have logged on that screen right there.
Send e evlat edinildin.
Тебя тоже усыновили.
Çeviri : reyhan Alper Berik İyi seyirler...
Dream, send me a sign Turn back the clock Give me some time
Senin kimsesiz zavallılara yardım ettiğin duyumunu aldık.
We heard about your city contract for giving a loving send-off to unclaimed indigents.
Aşkımı telgrafla yollayıver
Send you my love on the wire
Gecenin ortasında telefonları açmayan dostlarınız için arama ekibi mi yollayayım?
What do you want me to do, выслал поисковую группу, send out a search party потому что ваши друзья не берут трубку because your pals aren't answering their cell phones среди ночи? For all I know, they could be пропускать по паре рюмок горячительного со льдом. Насколько я их знаю, они могут сейчас in the middle of the night?
Yok, geri yollayın.
No, send it back. Yeah.
Send e bu davayı dedektiflere mi veriyorsun?
Вы были ведущим детективом по этому делу?
"Acil" ibareli bir P-204 yollamış, fakat bugünün günlük yetki kodunu koymayı unutmuş, yani bu fıstığı geri yollama yetkim var.
The thing is, she left out today's clearance code, so I'm not authorized to send this baby back.
P-204 hemen yolluyorum.
I'll send that P-204 right over.
Hayır, ilk alımımız net bir mesaj göndermeli : 125 milyon doların tamamını yemeye hazırız.
No, our first purchase should send a clear message we're willing to blow all $ 125 million.
Eğer Akbaba'ya internet üzerinden bir mesaj iletmek istersen, ilanı asacağın pano burası.
If you need to send a message to the Vulture on the Internet superhighway, then this is where you hang the billboard.
Yakışıklı olanı yollayın.
Send out the handsome one.
Ama bir teslimat yollamış.
He did send a delivery service.
Görüntüyü ele geçirir geçirmez yollarız.
We'll send over the footage as soon as we have it.
Çocuğu getirin.
Send the kid in.
Çocuğa bir çanta verip kendi yoluna salacaklar.
They're gonna give this kid a care package. They're gonna send him on his way.
Bunu sana ben göndermemiş miydim?
Didn't I send you that shirt as an ironic joke?
Noel Baba'yı Pascagoula'ya göndermen mi gerekiyordu?
You had to send Santa to Pascagoula?
- Sondheim, Send In The Clowns'u bir günde yazdı.
Сондхайм написал "Send in the clowns" за один день.
Ben topallamaya başlayıncaya kadar birkaç haftalığına birisini yerine göndermelisin.
You need to send someone on the road for a couple of weeks until Ben can hobble again.
Kimi cezalandırmak istiyorsan onu yolla.
Send whoever you want to punish.
Yani, mobilyaları devirecek ve çerçeveyi havada uçuracak kadar acımasız.
I mean, brutal enough to knock over furniture, and send pictures flying.
Lütfen, oraya birini göndermelisiniz.
Please, you have to send someone out there.
Rosamund'a bir not gönderin. Martha'yı tiyatroya götürmesini isteyin.
Send a note to Rosamund.Ask her to take Martha to a play.
O zaman kabul edersen sana yolculuk parasını gönderecek ve New York'da buluşacağız.
Then, if you agree, he'll send you the fareand I'll meet you in New York.
Bu gece kendime bir mektup göndereceğim ve Marjie'ye çocuğuna bakmamı istemiş,... ölen bir arkadaşımla ilgili olduğunu söyleyeceğim.
Я... send a letter to myself tonight and tell Marjie it's aboutan old friend of mine who's died and asked for me to take the child.
Oraya bir çıkarma gemisi gönderdik, ruhları bile duymadı.
We could send a landing craft out there, but they don't understand what we do.
Müşteri temsilcisi işi bağlar,... ve işin devamı için de çömezleri gönderirler.
An account executive signs business and they send their junior to maintain it.
Seni pasta almaya yolladığımda eve gelene kadar onu yersen her şey berbat olur.
The entire thing falls apart if I send you to the store to get cake and you eat it on the way home.
- Nasıl açılıyor bu şey? - "Send" düğmesine bas.
- Нажми кнопку - прием.
"Send in the Clowns" ve "Tears of a Clown" bir gecede iki tane.
"Пришлите клоунов" и "Слезы Клоуна", и это за одну ночь!
"Aralarından seçeceğiz."
We said, "Look, we're not gonna take anybody you send up here. Мы собираемся выбирать людей." We're gonna select the people. "
senden çok hoşlanıyorum 54
senden hoşlanıyorum 151
senden 190
sende 162
senden nefret ediyorum 468
senden bir ricam var 16
senden rica ediyorum 16
senden hoşlandım 83
senden ne haber 103
senden önce 17
senden hoşlanıyorum 151
senden 190
sende 162
senden nefret ediyorum 468
senden bir ricam var 16
senden rica ediyorum 16
senden hoşlandım 83
senden ne haber 103
senden önce 17
sende mi 57
senden iğreniyorum 30
senden gerçekten hoşlanıyorum 19
sende ne var 59
senden mi 32
senden n 19
sende var mı 43
senden başka 23
senden bıktım 26
senden değil 18
senden iğreniyorum 30
senden gerçekten hoşlanıyorum 19
sende ne var 59
senden mi 32
senden n 19
sende var mı 43
senden başka 23
senden bıktım 26
senden değil 18