English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Russo / [ S ] / Soz

Soz tradutor Russo

39,193 parallel translation
- Ne? Orijinal suç duyurusunda muhbirden söz etmediği için savcı kendi kendini köşeye sıkıştırdı.
Прокурор получила по рукам за то, что изначально не упомянула информатора.
İranlı bir finansmandan söz ettiler,
Они вычислили иранского финансиста,
Kesinlikle son vermek istediğiniz türden bir operasyon söz konusu.
Речь идёт именно о таких операциях, которые вы хотите закрыть.
- Neyden söz ettiğini bilmiyorum. - Sana asla kimsenin öğrenemeyeceğini mi söyledi?
Он сказал, что никто никогда не узнает?
- Sekou'nun 15 yıl hapsi söz konusu.
Секу грозит 15 лет в тюрьме.
Sana söz veriyorum.
Это моё обещание.
Gelirse de söz veriyorum, Hapiste bir gün bile geçirmeyeceksin.
Но если и дойдёт, обещаю, ты и дня не проведёшь в тюрьме.
Reda, Franny'e söz verdim.
Реда, у меня дела с Фрэнни.
Söz verdim.
Я обещал.
İçeri girmeyeceklerine söz verdiler.
Они сказали, что не будет штурма. Они пообещали.
Söz.
Обещаю.
Yarın plânlanmış bir toplantımız var biliyorum ama bir durum söz konusu.
Знаю, брифинг запланировал на завтра, но кое-что всплыло.
Hayâl kırıklığı olduğunu biliyorum ama en kısa sürede yeniden program yapacağım, söz veriyorum.
Слушайте, знаю, вы расстроены, но обещаю, что устрою встречу как можно скорее.
Burada farklı olacağına dair kendime söz vermiştim.
Я поклялась себе, что всё будет иначе здесь.
Farklı olacağıma dair kendime söz vermiştim.
Я поклялась себе, что я буду иначе.
Bu kez farklı sonlanacak, sana söz veriyorum.
Обещаю.
- Anlamıyorsunuz. - Söz veriyorum.
- Вы не понимаете...
Chris bana bir şey öğreteceğine söz verdi.
А Крис пообещал меня кое-чему научить, да, Крис?
İttifakımıza bağlılık yemini etmiş bir orduyu çaldı bizden. Adadaki köleler olan ilişkimizi zedelediğinden söz etmiyorum bile.
Он украл у нас армию, которая поклялась нам в верности, не говоря про ущерб, который он нанёс нашему союзу со здешними рабами.
Sen söz etmiyordum.
- Я говорю не о тебе.
Sana söz verdim. Sözümü tutacağım.
Я даю вам слово и намерена сдержать его.
Bu adamlar söz konusu olunca ne sizin ne de Flint'in sözünü geçtiğini de biliyorlar.
Но они знают и то, что ни ты, ни капитан Флинт не могут полностью контролировать этих людей.
Sadece bir olay söz konusuysa.
Ох, только когда речь о вещичках.
... kendimi kabul ettireceğime söz veriyorum.
— Не переживай, гарантирую, что продавлю твой вопрос, даже если мне придётся лично участвовать.
- Rebecca... - Söz her şeyi anlatacağım. Ben gelene kadar ondan uzak dur.
— Ребекка, — Обещаю тебе всё рассказать, но не подходи к ней, пока я не приеду.
Ama sana söz veriyorum artık her şey farklı olacak tamam mı?
Но обещаю тебе, обещаю тебе, что всё будет по-другому. Хорошо?
Ne kadar gerekirse o kadar gizleniriz söz veriyorum.
И нас не раскроют, обещаю.
Bin-Khalid'in söz verdiği bir kıyamet.
Апокалипсис, который обещал бин Халид.
Herhangi bir girişim söz söz konusu değil.
Актуально ничего нет, во всех аспектах.
Eğer beni becermeye çalışıyorsanız, size söz veriyorum beyinlerinizi asfalta dağıtırım.
Если ты кинешь меня, обещаюсь, я размажу твои мозги по асфальту.
Birbirimize bu ülkeyi koruyacağımıza dair söz verdik.
И мы поклялись нашей стране. — Нет.
Söz verdiğiniz devrim... başladı!
Революция, которую вы обещали, началась.
Sana söz veriyorum.
Даю слово.
Ayrıca Guthrielerin Nassau'daki namı söz konusu olduğunda sizinle iş yapmaya yanaşacak tek korsan da benim.
Во-вторых За все годы, что семейство Гатри связано с Нассау, я первый пират, который смог встретиться с вами.
Neden söz ettiğimi biliyorum.
И знаю о чём говорю.
Böyle bir şeye dair bir daha ne bana ne de başkasına söz açacaksın.
Ты больше не будешь говорить об этом ни с членами команды, ни со мной.
Yetenekten söz açılmışken, size müstesna sağ kolumu tanıştırayım.
Кстати, о таланте. позвольте представить вам мою невероятную правую руку.
Bana yardım edersen, buna değeceğine söz veririm.
Помогите мне, и я обещаю, что не пожалеете о потраченном времени.
- Sosyal medya yok diye söz vermiştin.
– Ты же обещал не лезть в соцсети.
Söz veriyorum geri döneceğim.
Обещаю, я вернусь.
Psycellium'dan morfojenik bir alan olarak bahsediyor sinapslar arasında nasıl iletişim kurduğundan, onları hatıralar gibi sakladığından söz ediyordu.
Она говорила, что псицелиум это морфогенное поле, и оно создаёт в мозге связи типа синаптических, запасая их так же, как запасаются воспоминания.
Capheus, bana çocuklarla yaptıklarınızdan söz etti.
Кафеус рассказывал мне про вашу работу с детьми.
Sizden bana güvenmeni rica ediyorum ve sizi koruyacağıma söz veriyorum.
Я прошу вас довериться мне и, клянусь, я защищу вас.
Sadece konuşmak istediğime söz verdim yani eğer gitmek isterseniz sizi durdurmayacağım.
Я обещал, что пришёл поговорить, и не стану удерживать вас, если вы решите уйти.
Sana geri geleceğime söz veriyorum.
Обещаю, я вернусь к тебе.
Sana söz verdim, ortak payda yok.
Я обещала – никаких компромиссов.
Sana söz veriyorum.
Обещаю.
Kimseye söylemeyeceğine söz ver.
Обещай, что никому не скажешь.
Lütfen, kimseye söylemeyeceğine söz ver.
Обещай, что ты никому не скажешь.
Ve size söz veriyorum size bakacağım.
И обещаю... Я позабочусь о вас.
Burada sadece itibarım değil meslek hayatım söz konusu.
Не только репутацию. Мою должность.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]