Öldürme tradutor Russo
2,568 parallel translation
Öldürme beni!
Не убивай.
17 yaşında bir çocuğu biçsinler diye öldürme ekibi mi yolladın?
Вы отправили отряд чтобы убить 17-летнего ребенка?
Bu sana onu hayvan gibi öldürme izni mi veriyor yani?
И это дает тебе право уничтожать его как животное?
Yukarıya tek başına çıkarsan ve Ultra'nın öldürme ekibi seni buraya kadar takip ederse hepimizin ölümüne sebep olursun.
Ты выходишь на поверхность в одиночку, а обратно приводишь на хвосте убойный отряд Ультры. Нас всех из-за тебя убьют.
Bay Ferguson Bay Bohannon eskiden bir katil miydi- -... o günahlar için kanun tarafından affedilmişti- -... ama yine de, sizce bir adamı öldürme kapasitesine sahip midir?
Мистер Фергюсон, мистер Бохэннон, бывший убийца, помилованный по закону за те грехи, тем не менее, на ваш взгляд, способен убить человека?
Geçen hafta, MP5'ler, SUV ve Hamed'i şehir merkezinde, ekonomik kalkınma konferansında öldürme emri içeren bir sevkiyat aldılar. Hedef alındığını biliyor mu?
На прошлой неделе им доставили груз, в котором были MP5 и SUV и приказ убить Хамеда на конференции по экономическому развитию в центре города.
Bizden birisini öldürme suçundan Thierry Vanchure'u zindanda 100 yıl hapse mahkum ediyorum.
За убийство себе подобного Я приговариваю Тьерри Vanchure к ста года в заключении.
Adaleti engellemek, dolandırıcılık hatta kasıtsız adam öldürme.
Препятствие правосудию, мошенничество, может, даже непредумышленное убийство.
Herhangi bir şeyini.. Eğer tarif edemezsen adam öldürme ile suçlanabilirsin.
Потому что если не сможете, понесёте ответственность за убийство.
Yani şimdi öldürme sırası onda.
Так что теперь это его очередь убить кого-то.
Kan kaybından öldürme.
Не размазывай.
Avcılarım, Silas'ı öldürme görevlerinde başarısız oldular.
Мои охотники провалили задание-убить Сайласа.
Öldürme arzunu hissedebiliyorum.
Я поняла, почему она его убила.
Duruşmanda anlatacağın acıklı hikayenin provasını mı yapıyorsun? hani şu adam öldürme ile yargılanacağın duruşma?
Ты репетируешь эту слезливую историю, которую планируешь рассказать в суде за убийство?
Senden duymak istediğimiz tek şey Guzman'la Otero'yu öldürme sebebin.
Единственное, что мы хотим услышать, почему ты убил Гусмана и Отеро.
O bir keskin nişancı, bu da demek oluyor ki onun öldürme bölgesi mesafeyi içine katıyor.
Потому что он - снайпер, а это значит, он чувствует себя комфортно на расстоянии от жертвы.
- Kızıl Kraliçe'yi öldürme şansı için.
- Шанс убить Красную королеву.
Heather artık adam öldürme suçundan yargılanacak.
Хизер грозит обвинение в убийстве.
Öldürme beni, yalvarırım.
Не убивайте меня, молю вас.
- Öldürme nedenim ne olabilirdi ki?
Какой же у меня мог быть мотив?
Yani kocanızın bu süre içinde Bayan Oaks'ın... -... dairesine gidip onu öldürme ihtimali varmı? - Hayır yok.
Итак, была ли у вашего мужа возможность попасть в квартиру мисс Окс и убить её?
Onu öldürme Marco!
Не убивайте его, Марко.
Öldürme ekibi bu.
Это отряд убийц.
Ama bence öldürme yetisinden yoksun doğmamızın bir sebebi var.
Но я думаю есть причина по которой мы были рождены неспособными убивать.
Winston, öldürme o kediyi.
Уинстон, не убивай этого...! Джесс!
Bilirsiniz, Pawnee'nin ilk belediye başkanı, 1817'de... şöyle demişti : "Kayıtsız, şartsız sahip olduklarımız şeyler... seçme hakkımız ve KızıIderilileri öldürme hakkımızdır."
Знаете, именно первый мэр Пауни в 1817 году сказал : "Всё, что у нас есть, это право голоса и право убивать индейцев без последствий".
Temiz hava, gerçek silahlar ve dürüstçe öldürme.
Свежий воздух, настоящее оружие, честная добыча.
Beni öldürme.
Не убивай меня.
Lütfen beni öldürme, İzin ver yaşayayım.
- Пожалуйста, не убивай меня. Пощади.
Adam öldürme olayında adı geçmiş ama aklanmış.
Он был замешан в убийстве, но был оправдан.
- William Tierney Clark, adam öldürme suçundan aklanmış.
- Его оправдали в деле об убийстве.
Tamam, bazen böyle bir öldürme karşı çeteleri işin içine sokar ve bu masum insanlara kadar yayılır.
Ладно, иногда, когда происходит подобное убийство, когда в дело включаются враждующие банды, это выливается на невинных людей.
Bir silah ile fazla öldürme bu kanıtlar zincirini daha da bulanıklaştırır.
Чем больше убийств на каждом пистолете, тем более запутана цепочка улик.
Klasik bir öldürme şekli var diğer kurbanlarına bakarsak.
Классический выстрел, как и у других жертв.
Şimdiye kadar, hep T.J. Karsten'ın Lou Mrozek'i öldürme hikâyesiyle devam edildi. Ama hepsi bundan ibaret, bir hikâyeden.
До сих пор история такая, что Ти Джей Карстен убил Лу Морозека, но все это.. только история.
Kimin öldürme emrini verdiğini söyle!
А теперь говори, кто приказал напасть!
Gözümde bir öldürme devresi var.
- У меня в глазу аварийный маяк.
Akela'nın içinde bir öldürme devresi var.
Это может быть яд, или взрывчатка.
Büyük ihtimalle hem güç kaynağı hem de öldürme devresi gözün içinde.
Похоже и источник питания и аварийный маяк расположены непосредственно в глазу.
Yani öldürme devresini tetiklemeden nasıl sökeceğiz?
Итак, как же отсоединить его, не активировав заряд?
Muhtemelen biz öldürme devresini keser kesmez gitti.
Он, должно быть ушел, как только активировал заряд. Он там. В двадцати метрах от тебя.
Eğer beni öldürme niyetiniz varsa tüm bu zahmete girmezdiniz.
Если бы вы хотели меня убить, не стали бы все это делать.
Öldürme onu.
Не убивай его.
Öldürme yetin olmasıyla kalmayıp azme de sahipsin.
У тебя есть не только способность убивать, у тебя есть уверенность.
Görünüşe göre öldürme arzusu olan tek polis ben değilim.
Похоже, сейчас я не единственный коп, который хочет умереть.
Ve senin adamlarına Beecher'ı öldürme emrini verdiğini biliyorum.
И я знаю, он приказал вашим людям осуществить нападение на Бичера.
Bu yüzden seni öldürme kararını ben vermeyeceğim.
Вот почему я не могу тебя убить.
Dr. Grey her şeye baştan başlamak zorunda kalır ve araştırmasında boşuna bir gün kaybetmiş olur. Sonuç olarak beni öldürme isteği duyar.
А доктор Грей придётся начать всё заново, она потеряет целый день в исследовании, и точно захочет убить меня.
Güzel, onu öldürme lütfen Damon.
Пожалуйста, не убивай его, Дэймон.
Sen dışarıda başıboş dolanırken benim aklımda tek bir düşünce vardı. Seni öldürme zevkine kavuşacağım düşüncesi.
Пока ты был на свободе, у меня была лишь одна мысль - как же я буду рад убить тебя.
Aaron'un tüm ailesini öldürme kararını savunmuyorum.
Я не защищаю тебя.
öldürmek 62
öldürmedim 32
öldürmeyeceğim 18
öldürmek mi 50
öldürme beni 25
öldürmek için 25
öldürmeyeceksin 31
öldürme onu 16
öldürdü 16
öldür 344
öldürmedim 32
öldürmeyeceğim 18
öldürmek mi 50
öldürme beni 25
öldürmek için 25
öldürmeyeceksin 31
öldürme onu 16
öldürdü 16
öldür 344
öldürdün 19
öldürecek 16
öldüreceğim 51
öldürürüm 37
öldürür 25
öldürülmüş 50
öldürecekler 16
öldürdüm 50
öldürüldü 143
öldür beni 219
öldürecek 16
öldüreceğim 51
öldürürüm 37
öldürür 25
öldürülmüş 50
öldürecekler 16
öldürdüm 50
öldürüldü 143
öldür beni 219
öldüreceğim seni 65
öldürürler 23
öldürün 218
öldürürüm seni 23
öldürürüz 20
öldürdüler 18
öldürün beni 29
öldür onları 68
öldürüldü mü 54
öldüreceğim onu 25
öldürürler 23
öldürün 218
öldürürüm seni 23
öldürürüz 20
öldürdüler 18
öldürün beni 29
öldür onları 68
öldürüldü mü 54
öldüreceğim onu 25