Is tradutor Russo
1,019,271 parallel translation
Buraya bakar mısınız lütfen?
Прошу вашего внимания.
Önce korkunç bir adet sancısı çektiği için huysuzluk ediyor sandım. Meğerse ondan değil de gerçekten utandığı için yapıyormuş.
Сначала я подумал, что она чудит из-за своего жуткого ПМС, но... оказалось, что она искренне оскорблена
Sen de pek faydalısın denemez.
Полагаю, и от тебя тоже.
Kaplan Lily bana bu asanın yarısını verdi.
Тигровая лилия дала мне половину этой палочки.
Öbür yarısı lazım.
Нам нужна вторая половина.
Eğer işler ters giderse, kasabadan ayrılıp New York'a ulaşmalısın.
Если что-то пойдет не так, ты покинешь город и отправишься в Нью-Йорк.
Laneti sen yaptın, kasabayı sen kurdun Mavi'nin kastettiği şeyi biliyor olmalısın.
Ты наложила проклятие и создала город, ты должна знать, что имела в виду Синяя.
Diğer yarısı lütfen.
Вторую половину, пожалуйста.
Oğlunun yazgısında ölmek var, bu sayede diğer çocuklar yaşayacak.
Ему суждено умереть, чтобы другие могли жить.
Sen ve oğlunun yazgısında birbirinizi yok etmek var.
Вам с сыном суждено уничтожить друг друга.
Diğer yarısını bulmuşsun.
Ты нашла вторую часть.
Onu zaten denedik ve başarısız olduk.
Мы уже пытались и потерпели неудачу.
Evet, bilgilendirme toplantısında ben de vardım.
Я тоже был на брифинге.
Ben sorumlu oldum diye devrelerin aşırı ısındı.
Твои схемы перегрелись, когда меня назначили главным.
İkiniz başka yerde tartışır mısınız?
Можете спорить в другом месте?
Artık liderin neden ben olduğumu tamamen kanıtladığıma göre başarısız olduğunu kabul etmeni ve benimle mekiğe gelmeni tavsiye ediyorum.
Раз я доказал, почему я за главного, признай свою вину, и уходим.
Bana yardım ediyor olması otomatikmen şımaracağım anlamına gelmiyor ki.
То, что он мне помогает, не означает автоматически, что я избалован.
Biz de seninle aynı yerde çalışıyoruz.
Мы работаем там же, где и ты,
- Aman Tanrım, gerçekten şımarıksın.
Бог мой, ты и правда избалован.
- Ben mi şımarığım? !
Я избалован?
Televizyon bize erkeğin kanepede yatması gerektiğini öğretiyor ama ikimiz içinde kanepeye sığabilecek olan kişi sensin.
Телевизор учит нас, что мужчина должен спать на диване, но из нас двоих ты, очевидно, более диванноразмерная.
Sen de fiziksel ilişkimizi Penny ile tartışıyorsun.
Ты обсуждала аспекты наших физических отношений с Пенни.
Konuşmanın temel konularını ve kiminle tartışılabileceğini eşleştiriyorum.
Я отметил основные темы обсуждений и с кем их можно обсуждать.
Gerçekten Stephen Hawking'e sırlarını ifşa etmekten mi çekiniyorsun?
Тебя и правда беспокоит раскрытие секретов Стивену Хокингу?
Bana söylemediğin sırların mı var?
У тебя и правда есть от меня секреты?
Artık beni şımarık olmakla suçlayamayacaksın!
Да, это чудесно! Ты больше не сможешь винить меня в избалованности!
- Baba seni azarlamaya çalışıyorum ve hoş bir şekilde karşılık vererek bunu mahvediyorsun.
Папа, я пытаюсь отчитать тебя, а ты все портишь своим восхищением и облегчением.
Kara Peri, Gideon'un kalbini mi almış?
У Черной феи сердце Гидеона?
- O benim en karanlık sırrımdan haberdar...
Она знает мой самый темный секрет.
Kehanet bizlere, bu soğuk kış gecesinde yüce ışık büyüsüyle doğan bir oğlan çocuğu müjdeledi.
По предсказанию в эту темнейшую зимнюю ночь родится мальчик с сильнейшей светлой магией.
Hiç çatlamamış bir ejder yumurtası.
Драконье яйцо, которое никогда не высиживали.
Tüm sırlarını paylaşman gerekmiyor.
Не нужно раскрывать всех своих секретов.
Mesela, ışıkları elinle açmak gibi.
В смысле, включать свет выключателем.
Oğlumla aynı kış doğduklarından haberim var hilal şeklinde bir yarası olacak.
Я знаю, что оно родилось той же зимой, что и мой сын, со шрамом в виде полумесяца.
- Kaçış planın.
- План побега.
Granny's.
Кафе "У бабушки". "У бабушки".
Haberin var mı, bunu sırf senin için burada saklıyordum.
Знаешь, я хранила это специально для тебя.
Bu kış doğan tüm çocukları kontrol ettiğimde.
Мы проверили каждое дитя, родившееся этой зимой.
Kışın son günü ve o da kışın son bebeğiydi.
Последний день зимы, а это был последний ребенок.
Onun en karanlık sırrını öğrenmen.
То, что ты узнаешь самый темный ее секрет.
Biliyor musun, araba kullanmak özellikle bir şeye çarpmaya çalıştığında daha kolaymış.
Знаешь, водить куда легче, когда на самом деле пытаешься что-нибудь сбить.
Kötülük bu kış doğmadı yaratıldı.
Зло не родилось этой зимой. Оно появилось.
Seni korumaya çalışıyordum!
Я пыталась тебя защитить.
O zaman sen de biliyorsun, kararım yanlış bile olsa seni sevdiğim için yaptım.
Теперь, когда ты знаешь, даже если мой выбор был неправильным, я делала это из любви.
Baelfire'ı Trol Savaşı'ndan kurtarayım diye Karanlık Olan olmuştum şimdi de Gideon'un bu kaderden kurtulmasına çalışıyorum... Benden nefret etmesin diye.
Я стал Темным, чтобы спасти Бейлфаера от войны с Ограми и пытался отсечь Гидеона от его судьбы, чтобы он не возненавидел меня.
Oğlunuzu korumaya çalışıyordu.
Она пыталась защитить твоего сына.
Sözde yaşamlarımıza büyük ışık getiriyordu.
Он должен был принести великий свет в нашу жизнь.
Biliyorum, İmparatorluk Akademisi'nde sınıfımın en iyisiydim.
Знаю. В академии я был лучшим.
Teğmen Antilles, açıkça kırılgan olan egonuza dikkat çekmek için yaptığım vurguyu yanlış anladınız.
Я придираюсь к деталям, а не оскорбляю твое самомнение.
Müfettiş, asi droidi ağa girmeye çalışıyor.
Дроид пытается подключиться к сети.
Bak sen burada kim varmış?
Что тут у нас? Что я говорил?
isobel 20
isabella 89
istediğim 46
ister 23
isim 189
işim 71
isabelle 104
işini 16
isaiah 38
istemiyorum 1125
isabella 89
istediğim 46
ister 23
isim 189
işim 71
isabelle 104
işini 16
isaiah 38
istemiyorum 1125
işıklar 178
ışıklar 44
istiyorum 518
işte bu 2275
iste bu 21
işte burada 1824
iste burada 21
işte orada 1649
iste orada 22
isim yok 36
ışıklar 44
istiyorum 518
işte bu 2275
iste bu 21
işte burada 1824
iste burada 21
işte orada 1649
iste orada 22
isim yok 36