English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Turco → Russo / [ Ş ] / Şorun

Şorun tradutor Russo

77,789 parallel translation
- Sorun yok, artık güvendesiniz.
- Всё нормально. Вы теперь в безопасности. - Как?
Ben sorun uzaylı genlerimde sanıyordum.
- Моя политика? Я думала, что проблема в моих инопланетных генах.
Sen iyi olduğun sürece sorun yok.
Так ты будешь в безопасности.
- Sorun yok.
— Да не, всё в поряде.
Sorun değil.
Да... да всё нормально.
- Sorun ne?
Так в чём проблема?
- Sorun yok.
Все нормально.
Hey, tamam. Sorun yok.
Всё хорошо.
Sorun yok. Sorun yok.
Всё хорошо.
- Sorun yok, bir şey sormayacağım.
Ничего, я сам расскажу.
Asıl sorun, ne diye geleceğine söz verdi?
Отчасти это так. Но зачем она обещала, что придет?
Evet öyle ama burada dedektifi bir sorun var.
Ага, вот кое-что детективное для тебя.
- Halloldu. Sorun değil.
Это ерунда.
Sorun yok, Eddie.
Эди. Всё хорошо.
- Gelmememi söylerdin. Sorun yok.
Ты бы сказал не приезжать.
- Sorun ne?
Что случилось?
Hiçbir şey bulamayacakları için sorun olmayacak. Çünkü onu oradan çıkaracaksın.
Это не важно, поскольку они ничего не найдут, потому что ты увезешь его.
Sorun değil.
Всё нормально.
Sorun değil.
Всё хорошо.
- Sorun değil.
— Ничего. Ты меня тоже.
- Sorun yok, onu tanıyorum.
- Это хорошо, я его знаю.
Algler büyük bir sorun.
совершенно проблема Водоросли для нас.
Sorun beyazlar. Cumhuriyetçiler.
Белые люди являются проблемой.
İşim biter bitmez isimsiz olarak sorun için bir çözüm gönderirim.
Ну, как только я сделал, Я анонимно посылать исправления этой проблемы.
Umursamamanı anlıyorum. Sorun değil.
Я понимаю, что вы не заботитесь о нем.
- Bende de sorun var.
- У меня те же проблемы.
Hayır, hayır. Bakın, sorun bu değil.
Слушайте, я не об этом.
Özür dilerim. - Sorun yok.
— Джош, стой, прости меня.
- Hayır, sorun var.
— Всё в порядке.
- Tabii, hiç sorun değil. Hadi gidelim.
— А. Да, да, конечно.
Sorun değil. - Oha, ciddi misin?
— Да, всё хорошо.
- Evet, sorun değil.
— Круто.
Sorun göçebeler. Bize baskın düzenlediler.
На нас напали кочевники.
Lena'yı sorun etme.
Лина переживёт.
Çıktıktan sonra pek sorun teşkil etmeyeceğimizi düşünüyorum.
Думаю, что вне города мы перестали их волновать.
- Sorun ne?
- В чём дело?
Sorun şu ki ; mezgit de tıpkı robotlar gibi olaylara insanlardan farklı bir pencereden bakıyor.
Но дело в том, что рыбка, как и роботы, думает по-другому.
Sorun yok.
Ничего.
Sorun değil, yardım ederiz.
Ничего. Мы поможем.
- Sorun ne?
В чём дело?
- Sorun mu ne?
"В чём дело?"
Harbiden, sorun mu ne?
Вы это серьёзно?
Sorun yok Dot.
Им можно верить, Дот.
- Ne var? Sorun değil, anlatabilirsiniz.
- Ничего, ему сказать можно.
Sorun değil yani, eşyaları TARDIS'ten çıkardıktan sonra gidebilirsin.
Ничего, я заберу всё из ТАРДИС, и вы сможете улететь.
- Hayır ya sorun değil, zahmet etme.
Нет-нет, я справлюсь! Серьёзно, не надо!
Sorun değil ya, ben giderim.
Ничего, я проверю.
Rahatsızlık verme niyetinde değildim lakin bir sorun olduğunu hissettim.
Я не желал вторгаться, но решил, что у вас проблемы...
- Sorun değil, hadi gidelim.
Ничего страшного! Пошли.
Baba, sorun nedir?
Отец, в чём дело?
- Yok ya sorun değil ben yaparım.
- Ничего, мне не сложно...

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]