Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / английский → турецкий / [ A ] / Against who

Against who перевод на турецкий

2,820 параллельный перевод
- But against who?
- İyi ama kime karşı?
Turks do not raise swords against those who ask for mercy.
Türkler, aman dileyene el kaldırmaz.
I bless the campaign against the Rhodian infidels who attack the Muslim ships and the pilgrims.
Müslüman gemilerine saldıran hacı adaylarını soyan, Rodoslu kâfirlere seferiniz hayırlı olsun Hünkâr'ım!
Anyone who plots evil things against me will be confounded.
Kötülük düşünenlerin akılları tutulacak.
You're the one who should be a bit worried. My grandfather once said, in any battle, the secret weapon gives you an upper hand against the enemies.
Büyükbabam bir keresinde demişti ki savaşta, gizli bir silah sana düşmanlarına karşı üstünlük sağlar.
Against a bot who ran with the big boys in the WRB!
Karşılaşacağı robot DRB de büyük isimlerle dövüştü!
" I am with those who abuse sex because individual doesn't count, with those who get drunk against the abyss of the brain, against the garden parties of pretense, against the silence beating at the temples,
Ben cinselliği sömürenlerden yanayım. Çünkü bireysellik artık önemli değil. Beynin boşluklarına dayanamayarak içenlerin yanındayım.
with those who, poor and old, compete against death, the atom bomb of days.
Zayıf ve yaşlıların yanındayım.
The child raises his fists against his mother, who screams'AFRICA.'
Çocuk yumruğunu annesine doğru kaldırdı ve'AFRİKA'diye bağırdı.
The child raises his fists against his father, in the march of the generations who scream'AFRICA,'screams the smell of justice in blood on the streets of his armed pride.
Çocuk yumruğunu babasına doğru kaldırdığında kuşaklar boyu'AFRİKA'diye bağıranlara katıldı. Onun silahlı gururunun bulunduğu sokaklarda kanlı bir adalet vardı.
The child lifts his fists against his mother, who shouts,'AFRICA.'
Çocuk yumruğunu annesine doğru kaldırdı ve'AFRİKA'diye bağırdı.
I am standing before you tonight because of one very brave young man who saw a broken machine and, against all odds, he fixed it.
Bu gece karşınızda olmamı bozuk bir makine bulup karşılaştığı tüm olumsuzluklara rağmen onu tamir etmeyi başaran çok cesur bir genç adama borçluyum.
You know, sister, those who are with him, Rasool Allah, we are tender with them. But stern against the infidels.
Kardeşim içinde Allah inancı olanlara şefkatli yaklaşırız ama inanmayanlara kafir gözüyle bakarız.
Now, this one game would decide... who would go to the World Series against the great New York Yankees.
Bu son oyun, kimin Dünya Kupası'na gidip efsane New York Yankees ile oynayacağını belirleyecekti.
Vengeance against the man who killed him is simply a reward for my patience.
Babamı öldüren adamdan alınan intikam, basitçe sabrımın bir ödülüdür.
Mr. Osborne, what's the actual charge against a law enforcement officer who fails to follow credible evidence about the whereabouts of a known fugitive?
Bir kaçağın saklandığı yerle ilgili elinde sağlam kanıtı olan bir polis neyle suçlanabilir Bay Osbborne?
In the Albanese brothers case, the judge, our own Professor Nolan ruled against Chris Albanese who's now serving a life sentence for the brutal murder of his brother.
Albanese kardeşler davasında hâkim, hocamız Profesör Nolan şu anda kardeşini vahşice öldürmekten müebbet yatan Chris Albenese'in aleyhine karar verdi.
Whatever happens, there is always someone who protest against it - - And it is always Union Square.
Ne olursa olsun herkes bişeyi protesto ediyor
We must rise up against these Western pigs who occupy our lands.
Topraklarımızı işgal eden bu batılı domuzlar karşısında ayaklanmamız gerekir.
Who come at us with smiles to take what's ours and turn us against each other.
Sahip olduklarımızı alıp, bizi birbirimize düşürmek için bize gülümseyerek geldiler.
For whatever else I am, a husband, a lawyer... a president... I shall always think of myself as a man who struggled against darkness.
Başka ne olursam olayım, bir koca, bir avukat veya bir başkan ben kendimi hep karanlıkla mücadele eden bir adam olarak göreceğim.
The guys who said the logs would rub against each other until the rope broke.
Halatlar kopana dek kütüklerin birbirine çarpacağını söyleyen.
We'd turn the powerful Autobots who fought against the Decepticons though our children turned into Smurfs and formed an alliance with Captain Crunch and fought against the Hamburglar.
Çok güçlü araba-robotlara dönüşürdük. "Decepticons" larla savaşırdık. Çocuklarımız "Şirinler" e dönüşünce "Nestquik Tavşanı" ile birleşip hamburgerlerle savaştık.
Give us this day our daily bread... and forgive us our trespasses... as we forgive those who trespass against us.
Bize yine günlük ekmeğimizi ver. Biz nasıl bize kötülük yapanları affettikse sen de bizim günahlarımızı affet.
Isn't it interesting that a man who did everything a murderous system asked of him, who even seems eager to give precise details of his fine work, that this man insists he personally has nothing against Jews?
Ölüm saçan bir sistemin her istediğini yapmış üstelik de işinin en ince ayrıntılarını vermekte hevesli gözüken bu adamın Yahudilere karşı kişisel bir garezi olmadığını söylemesi ilginç değil mi?
They kill anyone who dares to speak up against Lupo.
Lupo'ya karşı gelmeye cesaret eden herkesi öldürüyorlar.
Well, I am the one who created the Human Shell, which is the ultimate protective barrier against bodily harm, but really it was my sister who saved our family.
Şey, bedensel zarara karşı mükemmel koruma sağlayan İnsan Kabuğunu ben icat ettim, İnsan Kabuğunu ben icat ettim ama ailemi asıl kurtaran kişi kız kardeşimdi.
Don't you wanna know who we going up against?
Rakibimizin kim olduğunu öğrenelim.
I know a guy who holds a grudge against them.
Onlara kin güden bir adam tanıyorum.
Give us this day our daily bread, and forgive us our sins, as we forgive those who sin against us.
Bugün bize gündelik ekmeğimizi ver. Bize karşı günah işleyenleri bağışladığımız gibi günahlarımızı bağışla.
Anyone who speaks against clan, dies.
Hızlı hareket etmeliyiz. Klan hakkında ters konuşan herkes ölüyor.
Given your profession Mr. Noble... would you say that there are certain individuals who may hold a grudge against you?
Çevrenizde sizi sevmeyen ya da istemeyen biri var mı?
He was approached by a DEA agent who wanted help in building a case against corrupt New York City cops.
Yozlaşan New York şehri polislerine karşı, dava açmaya yardımcı olmak isteyen, narkotikten bir ajana rastladı.
Give us this day our daily bread and forgive us our trespasses as we forgive those who trespass against us.
Bize günlük aşımızı bahşet. Bize karşı suç işleyenleri bağışladığımız gibi sen de bizim günahlarımızı bağışla.
Give us this day, our daily bread, and forgive us our trespasses as we forgive those who trespass against us and lead us not into temptation but delivery us from evil.
Bize bugünlük ekmeğimizi ver, günahlarımızı bağışla. Çünkü biz de bize karşı suç işleyen herkesi bağışlıyoruz. Hiçbir şekilde ayartılmamıza izin verme.
Who will help us win against the government!
Hükümete karşı galip gelmemize kim yardım edecek!
Who can go against that?
Buna kim karşı gelebilir ki?
You are accused of having collaborated with your husband Sahel Farzan who wrote political poems against the holy Islamic Republic.
Yönetim karşıtı şiirler yazan kocanız Sahel Farzan'la işbirliği yapmakla suçlanıyorsunuz.
This film is dedicated to the victims of the 1950s Communist Show Trials and to all the unknown heroes who have fought against injustice.
Bu film 1950'lerin Komünist göstermelik duruşma kurbanlarına ve adaletsizliğe karşı savaşmış olan adını bilmediğimiz bütün kahramanlara adanmıştır.
One side against the other, to see who will win.
Bir taraf diğerine karşı, kimin kazanacağını göreceğiz.
And the city councilman who drove the ordinance against Rainwater?
Ve şehir meclisinden Rainwater'a karşı kararname mi çıkartmış?
Some insurance against spiteful parents who may not approve of my new book.
Bazı sigorta şirketleri kitabımı uygun bulmayan kindar ebeveynlere karşı olabilir.
We stood side by side against the dark forces on our streets, especially the ones who used to be our friends.
Sokağımızdaki karanlık güçlere karşı hep omuz omuza duruyorduk. Özellikle eski arkadaşlarımıza karşı.
But we may be able to connect the death threats Techsan received to someone who brought a lawsuit against the company.
Ama ölüm tehditleri ile Techsan'a karşı dava açanlar arasında bağlantı kurabiliriz.
- Jeremy needs to know who he's testifying against and he needs to know your end of it.
- Jeremy'nin kime karşı tanıklık ettiğini ve bunun seninle bağlantısını bilmesi gerek.
And give assurance that those who would harbor secrets against you shall be brought to light.
Ve size karşı sır saklayanların açığa çıkacağına dair garanti veriyorlar.
You're a person who can't defend herself against her worst feelings.
Sen kendini en kötü duygularına karşı koruyamayan birisin.
As we forgive those who trespass against us.
Çünkü biz, bize karşı olanları bağışlarız.
I wanted to know who on the board was for or against me.
Kimler benimle kim bana karşı, bilmek istiyorum.
Now making that decision, I'm asked to balance a few more days of life for a man who's been on death row for more than a dozen years against the life-changing possibility of a new heart for a young lady who's already been victimized by the death of her father.
Şimdi bu kararı verirken bana sorulan, zaten babasının ölümüyle kurban edilmiş olan bir genç kız için yeni bir kalbin hayatını değiştirme olasılığına karşı, idam cezası kesinleşen bir adam için birkaç gün daha verilip verilemeyeceği.
Turned out there were other boys who said that Wendy wasn't against the idea of rough sex.
Wendy'nin sert sekse karşı olmadığını söyleyen başka erkekler de varmış.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]