Bring it over here перевод на турецкий
131 параллельный перевод
- Bob, clear the sled and bring it over here.
- Bob, kızakları temizle ve onları buraya getir.
That's why we have to bring it over here.
İşte bu yüzden onu buraya taşımak zorundayız.
Quickly, bring it over here!
Çabuk, buraya getirin!
It seems this piece of mail's come this morning, over to Mr. Perkins'place and, uh... he said for me to bring it over here.
Bay Perkins'in evine bu sabah bu posta gelmiş. Buraya getirmemi istedi.
"If you're gonna make me feel guilty, bring it over here, I'll touch it."
"Kendimi suçlu hissettireceksen getir onu buraya. Elleyeceğim"
Bring it over here, please.
Buraya getir, lütfen.
Hey, grab that on top and bring it over here.
Hey, onu ucundan tut ve buraya getir.
Now bring it over here.
Şimdi buraya getir.
Hey, bring it over here!
Hey, buraya gelin!
- Bring it over here.
- Buraya getirin.
Bring it over here.
Buraya...
- It's heavy. - Come on, bring it over here.
- Hadi, buraya getirin.
Okay, go get that fuckin'money out of the car... and you bring it over here... and maybe I won't blow her fuckin'brains out.
Tamam, git koduğumun parasını arabadan getir ve onu buraya getir ve belki onun beynini dağıtmam.
Let's bring it over here.
Buraya getir.
Bring it over here!
Buraya getirin!
Just bring it over here.
Buraya getir bakalım.
Bring it over here.
buraya getir.
Hey, gene, bring it over here.
Hey, Gene, onu buraya getir.
Bring it over here.
Onu buraya getir.
Bring it over here.
Şuraya getirin.
Bring it over here.
Buraya getir.
Bring it over here and open it, please.
Buraya getirip açın, lütfen.
OK, dammit, bring it over here.
Tamam, buraya getir.
Okay, bring it over here.
Tamam, getirin buraya.
Well, bring it over here.
Onu buraya getir.
Bring it over here.
Getirin şuraya.
If you fix me up a plate and bring it over here,
Benim için bir tabak hazırlayıp, buraya getirebilirsen..
When you bring the desk, put it over here.
Masayı getirince, şuraya koyar mısınız?
Bring the pole over here. That's it.
Sopayı buraya getirin.
Boy, bring that two and a half inch line over here and put it through that window.
Hay Allah, altı santimetrelik hortumu şuraya getirin ve pencereden içeri sokun.
Don't know? Look, you're the director. It was your idea to bring him over here from India.
Onu Hindistan'dan getirmek senin fikrindi.
I said to bend over, pick up the belt and bring it right here to me, now!
Dedim ki eğilip o kemeri al ve buraya bana getir, derhal!
After you get the insulation scraped off, you bring it from your hot line to your coil over here.
İzolasyonu kazıdıktan sonra, sıcak hattı kabloya değdir.
Pick the flower and bring it over here!
Çiçeği al ve buraya getir!
- Here it is! "Here it is!" Bring it over here!
İşte buradaymış!
Bring it right over here, please.
Buraya getir, lütfen.
Bring it right over here.
Onu tam buraya getirin
From now on, I'll bring you here at night you won't do it over there.
Bundan böyle, geceleri seni buraya getireceğim sen de oraya yapmayacaksın.
I told Michele to bring you here tonight... and repeated it today over the phone, but...
Sizi buraya getirmesini Michele'e söyledim... Bugün telefonda tekrarladım da. ama...
- Here, bring it over.
- Buraya, getirin onu buraya.
Shut up before I bring your head over here and use it as a cue ball.
Beynini patlatarak burada ıstaka topu olarak kullanmadan önce çeneni kapat.
Bring it there... come over here.
Buraya... şimdi buraya.
Bring your bag over here! come on! do it!
Şu çantayı hemen buraya getir!
Bring it on over here.
Getirsene buraya.
Whatever angle you're playing here, bring it on, and let's get it over with.
Ne tür bir oyun oynuyorsun bilmiyorum ama paketini al ve bu işi bitirelim.
You know, I'll tell you what, I'm gonna bring my camera over here and get a shot of all of us standing around it.
Fotoğraf makinemi getirip hep birlikte onun çevresinde bir fotoğrafımızı çekeceğim.
Knock it off. Bring that over here.
Getirin buraya.
I know it's usually slim pickings around here. That's why I wanted to bring these over as quickly as I could.
Burada genellikle yiyecek bir şey olmadığı için çarçabuk getirdim.
Bring him over here. Careful! When was it?
Buraya.
We've found a computer interface, but there's no power over here, I'm going to need T'Pol's help to bring it online,
Bir bilgisayar arayüzü bulduk ama burada hiç güç yok. Çalıştırmak için T'Pol'ün yardımına ihtiyacım olacak.
If they bring their savagery over here, we will meet it with a savagery of our own.
Eğer onlar buraya acımasızlık getirmeyi tercih ediyorlarsa biz de onları kendi acımasızlığımızla karşılarız.
bring it on 469
bring it 412
bring it up 72
bring it home 60
bring it to me 68
bring it down 74
bring it in 351
bring it here 88
bring it out 20
bring it back 84
bring it 412
bring it up 72
bring it home 60
bring it to me 68
bring it down 74
bring it in 351
bring it here 88
bring it out 20
bring it back 84
bring it over 24
bring it in here 22
over here 3451
bring 74
brings back memories 21
bring' em on 16
bring them 33
bring him up 49
bring her 47
bring them back 23
bring it in here 22
over here 3451
bring 74
brings back memories 21
bring' em on 16
bring them 33
bring him up 49
bring her 47
bring them back 23